Kürdistan medyasından dünyaya bakış

Sineli Kürt bir kızım, sırtımda gazetecilik çantamla büyük bir savaşın ortasına gidiyorum, görünüşte iki devlet arasında gibi görünen bir savaş. Ancak bu öyle sıradan bir savaş değil dünyanın iki kutbu arasında süregelen büyük savaştan bahsediyoruz. Savaş muhabirliği ve haberciliği tehlikeli olsa da, ancak bu işi yapacağım için özel hissetmeme neden oluyor. Çünkü biz Kürtler, yaşadığımız trajedilere dünya medyasının yeterince ilgi vermemesinden dolayı daima serzenişte bulunuyorduk. 1991 baharında Güney Kürdistan'da yaşanan büyük göç sırasında dünya medyası yaşanan gelişmeleri aynı şekilde gündemine almış ve dünya kamuoyuna servis etmişti. Medya anlamındaki bu gelişmeler, Kürtler için medyanın önemini anlama bakımında bir dönüm noktası olmuştu. Şu anda biz de Kürtçe yayın yapan ve dünya olaylarını farklı dillerde kamuoyuyla paylaşan bir medya kuruluşuna sahibiz.

Gazetecilik, medya çalışanları için farklı deneyimler ve zorluklarla dolu bir meslek. En güncel haberleri bulmak ve olayların gerçekliğini araştırmak bir gazetecinin öncelikli görevidir. Bu işte derinleştikçe, etkili ve farklı konulara daha fazla ilgi duymaya başlıyorsunuz.

Gazetecilik mesleğine başladığımda, yazı tekniklerine, dilbilgisine ve iyi çalışmaya odaklandım. Ancak bir süre sonra, üzerinde çalışacağım özel ve farklı konuları nasıl seçeceğimi düşünmeye başladım. Altı yıldır çalıştığım Rûdaw Medya Grubu’da her gün yeni şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Bana göre en iyi gazeteci, kendini en iyi olarak görmeyen ve sürekli gelişmeye açık olandır.

İzleyicilere karşı dürüst olmak, yaratıcılık, araştırma yapmak, etkileyici sorular sormak ve insanları ilgilendiren konuları gündeme getirip çözüm yolları aramak benim işimin temel taşlarını oluşturuyor. Bu da beni her gün yeni hikâyeler peşinde koşmama sebep oluyor.

Rusya-Ukrayna savaşı dünyada şahit olduğum en büyük savaşlardan biri olarak aynı zamanda bir medya kuruluşunda gazeteci olarak çalıştığım bir zaman dilimine denk gelmişti. Rûdaw başta olmak üzere dünyanın diğer medya kuruluşlarında savaş haberlerini izliyordum. Bir an Kürt bir muhabir olarak neden bu olayları Kürtçe aktarmıyorum diye düşündüm.

Savaşın başlangıcından bu yana, iki yıl boyunca Ukrayna'ya birkaç kez gittik. Tüm şehirleri ve kasabaları gezdik, 100'den fazla haber ve iki belgesel film hazırladık. Meslektaşım Ahmad Omar ile birlikte, Rusya-Ukrayna savaşının ortasında Bir Yıl Savaş adlı bir belgeseli çalışması hazırladık. Başka hiçbir medyanın giremediği bölgelere gittik.

Belgesel’in fikri, Bakhmut'a ilk gittiğimizde aklıma gelmişti. Bakhmut, Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk bölgesinde yer alıyor. O dönemde Rusya, Ukrayna'nın kuzey ve doğusundaki şehirleri kontrol edememişti, ancak Bakhmut'u ele geçirmek üzereydi. İki gün boyunca Bakhmut'a gittik ve her seferinde sadece 10-15 dakika durup çekim yapabildik.

Ocak ayında, Rusya'nın geçici ateşkes ilan etmesiyle Kiev ve çevresi nispeten sakin ve güvenliydi, ancak Bakhmut sürekli bombalanıyordu. Bu süreçte hızlıca haber raporları hazırladık ve Associated Press (AP) ile Avrupa Haber Ağı (ENEX) dahil birçok medya kuruluşu bu raporları sıcak gelişme olarak yayımladı.

Haberlerimiz altı ay boyunca ENEX'in en iyi haberleri arasında yer aldı. Çünkü orada gerçeği dünyaya aktaran tek medya kuruluşu olmuştuk.

Bir hafta içinde Bakhmut, Rus kuvvetlerinin eline geçti ve biz Bakhmut çevresinde kalıyorduk. Hayatımda ilk kez, artık yolun sonuna geldiğimi ve buradan çıkamayacağımı. Bu, yaşayabileceğim en büyük maceraydı. Ancak ben oraya bir gazeteci olarak olayları yakından görmek ve aktarmak için gitmiştim.

Ödül alan 24 dakikalık belgeselmizde, savaşın ortasında yaşayan kadınların ve kız çocuklarının hikayelerini anlatmaya çalıştım. Bu hikayeler, babalarının ve kardeşlerinin savaş cephesinden dönüp dönmeyeceklerinden emin olamayan kadınların hikayeleriydi. Neviski köyünde ailesiyle birlikte yaşayan Julia, savaşın başında Avrupa'ya gitmiş, ancak sonra köyüne geri dönmüştü. Julia, bana "Polonya'dayken buranın benim evim olmadığını ve bana adil davranılmadığını hissettim. Kendi evimizde, bombardıman altında yaşamayı tercih ederim" demişti.

Ukrayna'nın kuzey, doğu ve güney cephelerinde iki hafta geçirdim. Halkla ve askerlerle konuştum. Elektrik ve gaz kesintileri nedeniyle üç gün üç gece uyuyamadığımız oldu. İki ay boyunca vücudum soğuk algınlığı ve iltihaplarla mücadele etti. Savaşın ön cephelerinde günde sadece bir öğün yemek yiyebiliyorduk. Ukrayna ordusunun durumu hakkında bilgi almak için komutanlarla görüşüyor, emeklilerle ekmek kuyruğuna girip onların acılarını, umutlarını ve özlemlerini tüm dünyaya göstermeye çalışıyorduk.

Rusya-Ukrayna savaşında yaşanan gerçek olayları yansıtmamız, Stevie Ödülleri jürisinin Bir Yıl Savaş belgeselinde gösterdiğimiz özverili çaba ve sıkı çalışmayı fark etmesine vesile oldu. Jüri değerlendirmesinde, "Bu belgesel, gerçeği göstermek ve güçlü bir hikaye anlatmak için gazetecilik cesareti, profesyonellik ve tehlikeyle yüzleşme yeteneğini ortaya koyuyor. Çalışmanın aşkla yapıldığı çok açık. Lütfen bu harika çalışmaya devam edin," ifadelerine yer verdi.

Bizler ödüller kazanmak için çalışmıyoruz, ancak Rûdaw'ın uluslararası ödülleri olduğunu ve rakiplerinin de uluslararası kuruluşlar olduğunu göz önüne aldığımızda, bu ödüllerin değeri daha da artıyor. En büyük ödül bizim için her zaman izleyicilerimizin ve halkımızın işimize duyduğu sevgidir.