Neçirvan Barzani’nin Kürdistan Bölgesi Başkanlığına seçilmesi büyük bir siyasi sürprizdi ve uluslararası alanda geniş yankı buldu. Yeni görevini devraldığında sıradan bir bölge veya devlet başkanı gibi değil, dünyanın saygın liderlerinden biri gibi dünyanın dört bir yanından tebrikler yağdı. Afrika ülkelerine kadar uzanan geniş destek ile birlikte Kürdistan’ın da uluslararası arenada yeni bir sürece girmiş olduğu yorumları yapıldı.
Bu destek Kürdistan ve davası için büyük bir şanstır. Fakat bahsi geçen destekten yarar sağlamanın yolu da istikrar, sağlıklı bir siyasi süreç, güçlü bir yönetim ve ekonomiden geçiyor. Böylece zemin oluşursa Neçirvan Barzani sözkonusu güçlü destek ile birlikte Irak’ta Kürtlerin konumunu çok daha güçlü hale getirebilir. Hatta Irak hükümeti de buna zemin hazırlarsa bu güçlü destekten yararlanarak dışilişkilerini daha güçlü hale getirebilir.
Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, 10 Temmuz’da önemli görüşmelerinden birini Elysee Köşkü’nde, Avrupa ve dünyanın güçlü liderlerinden biri olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile gerçekleştirecek (Bu görüşmeyi diğer önemli görüşmeler de izleyecek). Elysee’de görüşülecek konular çok özel olacak. Çünkü Neçirvan Barzani, 2 Aralık 2017’de kendilerine açılan Elysee Köşkü’nün kapıları ile birlikte, dönemin Irak hükümetinin uyguladığı siyasi ve ekonomik amargonun kırıldığını, böylece sessiz ve sedasızca Kürdistan Bölgesi’nin siyasi statüsünün bitirilmesine yönelik girişimlerin de ortadan kaldırıldığını çok iyi biliyor, bu vefa hissi ile yaklaşıyor. Aynı şekilde Macron için de Neçirvan Barzani’nin önemli bir rolü bulunuyor. Bu yüzden tebrik mesajında Barzani’nin göreve gelmesini “Irak ve Kürdistan Bölgesi açısından çok önemli bir süreç” sözleriyle değerlendirdi.
IŞİD’e karşı mücadele nedeniyle Kürdistan Bölgesi’nin Avrupa ile ilişkileri güç kazandı. Kürdistan Bölgesi’nin terörle mücadele ve uluslararası güvenliğin sağlanması hususundaki stratejik konumu ve önemi önümüzdeki yıllarda da varola gelecek. Aynı zamanda Kürdistan’da altyapısı kurulacak olan petrol ve enerji sanayii, Avrupa ile ekonomik ilişkilerinin gelişmesine vesile olacak. Tüm bu ilişkiler Kürdistan’ı yeni bir sürece ve güçlü bir konuma sürüklüyor.
Elysee Köşkü, Kürt halkı nazarında çok önemli anılara sahip. Çünkü Elysee Kürtlere olan desteğini siyasi ve ekonomik çıkarların ötesine taşırmış, gerek duyulduğu anda Kürtlerin korunması için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 688 sayılı “uçuşa yasak bölge” kararının alınmasını sağlamıştır. O kararla birlikte tarihte ilk kez Kürt sorunu uluslararası alanda kabul edilen siyasi bir sorun hüvviyetini kazanmış ve Kürtlerin özyönetimi için bir garanti oluşmuştur.
BM’nin bu kararı tüm dünyada diktator rejimlere karşı ezilen hakların korunması meselesini yeni bir aşamaya taşımıştır. Çünkü 688 sayılı karar, “insani müdahale” kapsamında dikta hükümetlere karşı ezilen halkların korunmasını fiilen uygulamaya geçirmiş, Yogoslavya ve diğer ülkelerde de hayat bulmuştur.
Bu önerinin asıl sahibi Kürt dostu Bernard Kouchner’dir ve sözkonusu öneriyi Kürt sorununun çözümünün tartışıldığı, Paris Kürt Enstitüsü’nün 1989’daki uluslararası kongresinde ortaya atmıştır.
Bugün Neçirvan Barzani ile Macron, IŞİD sonrası süreçte uluslararası barış ve güvenliğin tesisi için uluslararası bir ortaklığa ihtiyaç duyulduğu kanısında birleşiyor. Her iki lider kaoslarla boğuşan Ortadoğu’da barışın güçlendirilmesi ve ortak çıkarların geliştirilmesi konusunda uluslararası bir network oluşturulması üzerinde duruyor. Her ikisi de savaşa değil, ortaklaşmaya inanıyor ve birbirlerinin kabiliyetine inanıyor. Taraflar arasında oluşan bu güçlü inanç liderlerin daha önemli ve hassas meseleler üzerine konuşmasına imkan sağlıyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın