Erdoğan ve soğuk kültüre dönüş

12-05-2022
Adel Bakawan
Etiketler Türkiye Suudi Arabistan Recep Tayyip Erdoğan
A+ A-

Türkiye'de bir dünyanın sonu gelirken yeni bir dünya oluşum aşamasında. Bu yeni dünya, birçok dini, politik ve sosyal grubu ve aktörü şok eden bir dizi hayalden uzaklaşma manasına geliyor, ancak şahsen benim açımdan tamamen tahmin edilebilir bir şeydi.

1. Türkiye ve Suudi Arabistan, bölgesel sistemdeki en güçlü iki Sünni devlet konumunda. Arap Baharı ve Cemal Kaşıkçı cinayeti onları birbirinden uzaklaştırarak rakip haline getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki günlük ziyareti iki taraf arasında yırtılan sayfaları yeniden birleştirmek içindi.

2. Ziyaret için Ramazan'ın son saatlerinin seçilmesi, Kral Selman'la iftar yemeği ve Muhammed bin Selman'ın sıcak bir şekilde kucaklanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın artık kendisine bir faydası olmayan geçmişin kapılarını kapatma konusundaki acelesini açıkça gösteriyor ki ben buna “sıcak dünya kültürü” diyorum.

3. Cemal Kaşıkçı, Washington Post'a makaleler yazan ve Muhammed bin Selman’ı eleştiren bir Suudi gazeteciydi. 2 Ekim 2018'de resmi işlemler için ülkesinin İstanbul'daki konsolosluğunu ziyaret etti ancak girdiği kapıdan bir daha çıkamadı. Çünkü aynı konsoloslukta öldürüp testere ile doğrandıktan sonra asit ile eritildi ve cesedi yok edildi.

4. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “siyasi terör” diye adlandırdığı bu olayı Suudi Arabistan'a karşı en önemli çelişki dosyalarından biri ve Muhammed bin Salman'a baskı yapmak için güçlü bir silah olarak kullanıldı. Bu noktada Ortadoğu'nun her iki Sünni süper gücü büyük bir diplomatik krizle karşı karşıya kaldı.

5. Dört yıl aradan sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan dünya basını önünde Cidde'ye uçmadan önce, devletin soğuk kültürüne dönüşüne ışık tutarak; “Karşılıklı çabalar sonucunda Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler eskisinden çok daha iyi hale gelecek ve yeni bir sürece girilecektir... Aramızdaki kardeşlik bağını daha da güçlendireceğiz” şeklinde konuştu.

6. Bu kardeşlik bağının inşa edilip güçlendirilmesi için Muhammed bin Salman’ın şartı, Cemal Kaşıkçı olayının Türkiye'de siyasi ve hukuki düzeyde tamamen kapatılmasıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart'ta her iki yönden de Cemal Kaşıkçı davasını sonlandırdı ve dosyayı tamamen kapattı.

7. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu 180 derecelik dönüşü, Suudi Arabistan'ın Türk mallarına kogduğu ambargo başta olmak üzere birçok şeyi doğrudan sona erdirecek. Bu gayri resmi ambargo, Türkiye'nin Suudi Arabistan'a yaptığı ihracatı 3 milyar dolardan 190 milyon dolara kadar düşermüş, kendi içinde büyük bir ekonomik kriz yaşayan Türkiye ekonomisine ağır bir yük darbe indirmişti. Cumhurbaşkanı’nın bu krize acilen müdahale etmesi gerekiyor, aksi taktirde ağır toplumsal ve siyasi snuçları olabilir.

8. Unutmayalım ki Türk para sadece geçen yıl dolar karşısında yüzde 45 değer kaybetti ve enflasyonun oranı yüzde 60'a ulaştı. Türk toplumu içinde bir takım sorunlara sebep olan bu durum çözüm arayışlarının en acil olan gündem durumunda.

9. 24 Kasım 2021'de BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Ankara'yı ziyaret etti ve iki ülke arasındaki ilişkiler normale döndü. Türk lirasının yardımına koşmak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni vizyonuna destek amacıyla Muhammed bin Zayed Türk ekonoımisine 5 milyar dolar bağışladı. Cumhurbaşkanı, Muhammed bin Salman'ın da Muhammed bin Zayed ile aynı yolu izlemesini ümit ediyor.

10. Ziyaretin bir diğer önemli mesajı da Post-Arap Baharı dünyasına giriş yapılmış olmasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail, BAE ve Mısır ile ilişkilerini normalleştirirken, Suudi ağabeyi ile de ilişkilerini normalleştiriyor ve bu hamleyi ben “hayalllerden çıkış” olarak adlandırıyorum.

11. Tüm bunlara rağmen, Cumhurbaşkanı gözünü önümüzdeki öndört aya dikmiş durumda. Çünkü gelecek yıl Haziran ayında Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimi olacak ve eğer mevcut ekonomik krizi çözmezse, seçim meselesini büyük bir tehlikeye koymuş olacak. Cumhurbaşkanının güneşi bu sefer Körfez'den doğabilir, bu yüzden Cemal Kaşıkçı, Arap Baharı ve Müslüman Kardeşler dahil her şeyi feda etmesi gerekecek.

Fransa Irak Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Adil Bakawan

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli