Kürdistan'da kadın sünneti ve Parlamento tarafından yasaklanması

07-02-2021
Prof. Dr. Kadri Yıldırım
Etiketler Kürdistan Kadın Sünneti Kürdistan Parlamentosu
A+ A-

Kürdistan'da kadınların sünnet edilmesi ve parlamentonun bunu şiddet sayarak kanunla yasaklaması

Dün 6 Şubat idi. 6 Şubat, “Kadın Sünnetine Karşı Uluslararası Sıfır Tolerans Günü”dür. Gün boyunca kadın sünnetine ilişkin etkinlikler düzenlenmekte, konuşmalar yapılmakta ve makaleler yazılmaktadır. Biz de bir gün gecikmeyle haftalık yazılarımızın bugünkünü bu konuya ayırdık.

1. Şiddet ve Kadın Sünneti

Kürdistan Parlametosu’nun 2011 tarih ve 08 No’lu Kadını Koruma ve Aile İçi Şiddetle Mücadele Yasası’nın birinci maddesinin üçüncü bendinde şiddet; “toplumsal cinsiyet temelinde bedensel, cinsel, psikolojik, hak ihlali ve hürriyet kısıtlaması açısından fiil, söz veya her ikisiyle verilen zarar” şeklinde tanımlanmaktadır.

Süleymaniye’de faaliyet gösteren Sivil Kalkınma Örgütü’nün Süleymaniye ve Erbil muhafazalarında kadına karşı şiddet ile aile içi şiddet hakkında Ocak-2014 tarihinde hazırladığı yıllık raporuna göre 2008-2013 yılları arası beş yıllık bir süreçte Kürdistan’ın en gelişmiş bu iki muhafazasında şunlar meydana gelmiştir: 494 intihar ve öldürme olayları, 2031 kadının kendilerini yakması, kadına karşı şiddet bağlamında 16199 dava açılması ve 868 cinsel taciz.

Kadın sünneti; tıbbî zorunluluk olmadığı halde kadının cinsiyet organının üst kısmındaki derinin (prepus) ve kısmen bızırın (klitoris) alınmasıdır.

İlerde kaydeceğimiz gibi Kürdistan Parlamentosu’nun çıkardığı anılan yasa kadının sünnet edilmesini de ona karşı şiddet saymakta ve müeyyide olarak hem hapis hem de para cezasını gerektirmektedir.

Süleymaniye Teknoloji Üniversitesi rektör yardımcısı Nasih Fatih Osman’ın Dünya Sağlık Örgütü raporuna dayanarak verdiği bilgilere göre Erbil’de kadınların %37’si, Süleymaniye’de %29’u, Dihok’ta %4’ü sünnet edilmiştir. Sünnet edilen kadınların %50’i dinî gerekçelerle, %41’i sosyal baskılar altında, %11’i de hijyenik olduğuna inandıkları için bunu yapıyorlar.   

Müslüman olan ve olmayan ülkelerle ilgili yapılan istatistiklere ve bu doğrultuda hazırlanan raporlara göre kadın sünneti bakımından Irak Kürdistanı, Arap dünyasında gösterilen 8 (sekiz) ülkeden biridir.

Bu ülkeler sırayla şunlardır:

Somali, Cibuti, Mısır, Sudan, Moritanya, Yemen, Irak, Irak, Irak Kürdistanı. Afrika’da sünnet olayının yaygın olduğu devletler şöyle sıralanır: Benin, Burkina Faso, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Fildişi Sahili, Cibuti, Mısır, Eritre, Etiyopya, Gana, Gine, Moritanya, Nijer, Senegal, Güney Afrika, Tanzanya, Togo, Sierra Leone. Sanayileşmiş ülkelere gelince bunların sıralanması da şöyledir: Avustralya, Belçika, Kanada, Kıbrıs, Danimarka, İtalya, Yeni Zelanda, Norveç, İspanya, İsveç, Birleşik Krallık (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda), Fransa, Amerika Birleşik Devletleri.

Kürdistan Parlamentosu’nun ilgili yasayı çıkarması o kadar kolay olmamıştır. Çünkü Kürtler gibi muhafazakar bir halkın içinde kadın bedeninden bahsetmek ve asırlardır neredeyse vacip gözüyle bakılan bir uygulamayı pat diye kanunla kaldırmaya çalışmanın tepkilerden uzak kolay olmayacağı açıktır. Bundan dolayı 2006 yılından başlamak üzere bu meselenin alt yapısı hazırlanmaya çalışılmış ve enine boyuna tartışmalar yapılmıştır. Tabi bu bağlamda çeşitli dernek ve vakıfların, sivil toplum kuruluşlarının ve özellikle kadın aktivistlerin faaliyetleri ve baskılarını da unutmamak gerekir.

Bu arada şunu hatırlatmakta fayda vardır ki araştırmalara göre Kürdistan Parlamentosu’nun çıkardığı bu kanun hem Irak’ta hem de Arap aleminde kendi türünün ilkidir.

2. Kadın Sünnetinin Dinî Boyutu

Türkiye Diyanet Vakfi İslam Ansiklopedisi’nin “Sünnet” maddesini yazan Salime Leyla Gürkan ve Nebi Bozkurt bu konuda şunları yazmaktadır:

Salime Leyla Gürkan: Türkçede sünnet erkeğin cinsiyet organının ucundaki fazla derinin alınması ameliyesini ifade eder. Arapçada bunun karşılığı olan hıtân kelimesi, kadının cinsiyet organının üst kısmındaki derinin (prepus) ve kısmen bızırın (klitoris) alınmasıdır. İ‘zâr hem erkek hem kadının, hafd/hifâd ise yalnız kadının sünnet edilmesini belirtir. Sünnetsiz olanlara ağlef/aklef denir. Sünnet, ilkel toplumlarda ve gelişmiş ülkelerde dinî-kültürel bir ritüel biçiminde uygulanmış, aynı zamanda tedavi edici ve hastalık önleyici yönüyle modern tıpta yer almıştır. Genellikle Sâmî/İbrâhimî gelenekle (Yahudilik, İslâm, Kıptî Hıristiyanlık) özdeşleştirilmekle birlikte tarih öncesi dönemlere ve farklı coğrafyalara uzanır (Eski Mısır, Afrika, Amerika ve Pasifik). Kökeniyle ilgili olarak dinî-etnik, sınıfsal veya cinsel göstergeden cinselliği/doğurganlığı etkileme işlevine ve hijyene kadar farklı açıklamalar yapılmıştır. Kız sünneti (ya da Batı’daki yaygın adlandırmayla “dişi üreme bölgesinin kesilmesi/bozulması uygulamasının kökeni ve tarihi kesin şekilde bilinmemekle birlikte en erken Eski Mısır’da, gerek genetik cinsel bozukluklara karşı tıbbî/estetik müdahale kapsamında gerekse evliliğe hazırlık olarak erkek sünnetine paralel bir ergenlik töreni biçiminde icra edildiğine yönelik kayıtlar mevcuttur (The Works of Philo, “Questions and Answers on Genesis III”, 47). Mısırlılar ve Afrika yerlileri arasında kabul gören bir inanışa göre erkekteki sünnet derisi kızlığa, kadındaki sünnet bölgesi erkekliğe ait unsura karşılık gelmekte, söz konusu derinin ya da bölgenin kesilip alınmasıyla kişi tam erkek veya kadın durumuna, dolayısıyla evlilik hayatına hazır hale gelmektedir. Kız sünnetinin gebeliği mümkün kılan vajinal kanamanın veya erkek sünnetinin taklidi mânasında bir nevi doğurganlık ritüeli olduğu şeklinde antropolojik açıklamalar da yapılmıştır. Bazı kültürlerde kız veya erkekten kesilen sünnet derisini bir tür adak olarak veya nazardan/büyüden korunmak amacıyla toprağa gömme ya da nehre atma âdeti mevcuttur. Günümüzde farklı şekillerde uygulanan ve doğurganlığı arttırma, cinsel arzuyu kontrol etme, bekâreti koruma, hijyeni/estetiği sağlama gibi birtakım sosyokültürel ve ahlâkî teamüllere dayanan kız sünneti, Avrupa merkezli karşıt kampanya ile yerel dinî ve resmî otoritelerin bunu reddedici ve yasaklayıcı tavırları neticesinde son dönemlerde gerilemeye başlamıştır.

Nebi Bozkurt: Semavî dinlerde Hz. İbrâhim’in uygulamasına dayandırılan sünnet geleneği İslâmiyet’te de devam etmiştir. Tevrat’ta Hz. İbrâhim’in ilâhî emre uyarak doksan dokuz yaşında iken on üç yaşındaki oğlu İsmâil’le aynı günde (Tekvîn, 17/10-14, 23-27), bir hadiste ise seksen yaşında kadûm (keser) ile veya Kadûm denilen yerde sünnet olduğu belirtilir (Buhârî, “Enbiyâʾ”, 11. Kadûm (kaddûm) marangozlukta kullanılan kesici bir alet ya da Suriye’de bir yer adı olarak yorumlanmıştır. Hz. İbrâhim’den sonra Yahudiler ve Araplar atalarından kalan geleneği sürdürmüştür. İslam öncesi Câhiliye Araplarında kadınlar da sünnet edilirdi. Kadının sünnet edilmesi uygulamasını Hz. İbrâhim’in eşi Hâcer’e dayandıranlar vardır. Bu uygulama Hıristiyan toplumlarında da yaygınlaşmaya başlamıştır. Günümüzde kötü uygulamalardan kaynaklanan ve bazen ölümle sonuçlanan olaylar sebebiyle Batı ülkelerinde karşı çıkılmakla birlikte sağlık ve cinsel tatmin açısından bunu savunan araştırmacı ve bilim adamları bulunmakta, çağdaş fakihlerin konuya ilişkin görüşleri de bu tartışmalara paralel biçimde değişmektedir. Sünnet Hz. Peygamber’in hadislerinde fıtrat gereği yapılan işler arasında sayılmıştır (Buhârî, “Libâs”, 63, 64; Müslim, “Ṭahâret”, 49, 50). Kadın bakımından sünnetin hükmü Hanefîler’e göre fazilet, Mâlikîler’e göre mendup, Şâfiî ve Hanbelîler’e göre vâciptir. Öte yandan sünnet ameliyesini yapacak kimsenin bu işe ehil bir doktor veya sünnetçi olması gerekirHz. Ömer’in sünnet ettiği çocuğa zarar veren sünnetçileri tazminata (Abdürrezzâk es-San‘ânî, IX, 470), çocuğun ölümüne sebebiyet veren sünnetçileri ise diyet ödemeye mahkûm ettiği rivayet edilmiştir (İbn Ebû Şeybe, V, 420). Hz. Peygamber’in bu hususta uyarıları vardır (meselâ bk. Hâkim, III, 603). Bu uyarılardan biri e kadın sünnetçiliği yapan ve haram ise bunu bırakmaya hazır olduğunu söyleyen Ümmü Habîbe adlı bir hanıma söylediği şu sözlerdir: “Haram değil, helaldir. Fakat bunu yaparken derinlere inip sünnet mahallini kökten alma”.

3. Kürdistan Parlametosu’nun Kadını Koruma ve Aile İçi Şiddetle Mücadele Yasası

(2011 Tarih ve 8 No’lu Yasa)

Bu yasanın ikinci maddesinde “aşağıdaki fiiller şiddet sayılmaktadır” denilerek şiddet sayılan şeyler 13 bent halinde şöyle sıralanmaktadır:

1) Zorla evlendirmek,

2) Şiğar nikâhı (mehir verilmeden iki kişinin karşılıklı birbirinin kız kardeşliyle evlenmesi),

3) Kadını kan bedeli olarak evlendirmek,

4) Kadını boşanmaya zorlamak,

5) Akrabalarla ilişkileri koparmak,

6) Kocanın karısını zinaya ve para karşılığı fuhşa zorlaması,

7) Kadınları sünnet etme,

8) Aile fertlerini onlara rağmen mesleklerini ya da işlerini bırakmaya zorlamak,

9) Çocukları çalışmaya, dilenmeye ve eğitimlerini bırakmaya zorlamak,

10) Aile içi şiddetin ardından intiharlar,

11) Aile içi şiddete bağlı kürtaj,

12) Hangi gerekçeyle olursa olsun aile bireylerini ve çocukları dövmek,

13) Kadına hakaret etme, küfür, ailesine sövme, açıkça küçük görme, eziyet etme, psikolojik baskı uygulama, haklarını ihlal etme ve zorla cinsel birleşmeye başvurma gibi filleri işlemek.

Anılan yasanın altıncı maddesinde kadınların sünnet edilmesiyle ilgili cezaî müeyyideler de dört bent halinde şöyle sıralanıyor:

1) Kadınların sünnet edilmesini teşvik eden her kes bir milyon (1000.000) dinardan az, beş milyon (5000.000) dinardan da fazla olmamak üzere para cezasına çarptırılacak.

2) Kadınları sünnet eden veya sünnet edilmelerine katkıda bulunan her kes altı aydan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere hapis cezasına iki milyon (2000.000) dinardan az ve beş milyon (5000.000) dinardan fazla olmamak üzere para cezasına çarptırılır.

3) Sünnet edilenin çocuk olması halinde onu sünnet eden veya sünnet edilmesine katılan her kes bir yıldan az ve üç yılı geçmemek üzere hapis cezasına ve beş milyon (5000.000) dinardan az on milyon dinardan da fazla olmamak üzere para cezasına çarptırılır.

4) Sünneti gerçekleştiren kişi doktor, eczacı, kimyacı, ebe veya bunların yardımcıları ise mahkeme onu üç yılı geçmemek üzere mesleğinden ve işinden meneder.

 

Kaynakça

"قانون مناهضة العنف الأسري في إقليم كوردستان-العراق"

"كرديات يقعن ضحايا للختان والتقاليد"، العربي الجديد، تاريخ النشر:06 يناير 20015

"ختان الإناث جريمة ذات عواقب صحية"،ويب طب، تاريخ النشر: 6 شباط 2017

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli