El Fetih, El Nusra, IŞİD: Aynı yolun yolcuları

El Kaide’nin uzantısı olarak bilinen Suriye’de ki El Nusra Cephesi Başkanı Ebubekir El Colani, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın Suriye’deki muhalif güçlerle gerçekleştirdiği görüşmelerin hiçbirine katılmadıklarını söyledi.

 

Türkiye’nin uzun zamandan beri üzerinde ısrarla durduğu "güvenli bölge" konusuna da değinen Colani, “Amerika IŞİD’e karşı mücadeleyi Kürt güçleriyle yürüttüğü için bu seçeneğe hiç sıcak bakmadı” dedi.

 

Umarım Colani’nin bu dedikleri doğrudur.

 

Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Katar’ın desteği ile fetih güçlerine yardım ettiği artık herkesçe bilinen bir gerçek. Bu 3 ülkenin desteğiyle fetih güçleri İdlib’i kontrol etti. El Nusra ve IŞİD Kobani ve Efrin'in tam ortasında bir yerde konumlandı. Türkiye’nin "güvenli bölge" olarak hedeflediği bölge orası.

 

Ancak şimdilik ABD buna sıcak bakmıyor.

 

Türkiye’nin IŞİD’e karşı kurulan koalisyon güçleri arasında yer almamasının en büyük nedeni, bu ülkelerin Beşar Esad’ın gitmesine sıcak bakmamalarıydı.

 

Türkiye’nin "güvenli bölge" veya "uçuşa yasak bölge" önerilerine Washington’ın sıcak bakmaması, Türkiye’yi bu koalisyondan uzaklaştırdı.

 

Washington, Türkiye’nin karadan destek verip Suriye sınırını tamamen kapatmasını bekliyordu ancak buna da Türkiye sıcak bakmadı. Çünkü durum böyle olursa bu kez fetih güçlerine silah ve mühimmat yardımı yapamayacaktı.

 

Sanırım Türkiye buna şimdilik olumlu yaklaşmayacak.

 

Kısacası, "güvenli bölge" bir tek İslami grupların işine yarar. Arada sırada Kürt bölgelerine saldırırlar, azınlık olan Aleviler ile Kürtler’i katlederler. Yani bu gruplar desteklenmeyi hiç hakketmiyor.

 

2013’te Türkiye, IŞİD’in Tel Abyad’ı ele geçirmesi için örgütün önünü açtı.

 

İşte tam o dönem IŞİD’den şöyle bir fetva gelmişti: “Kürtler kafirdir, kadınlarına, evlerine ve mallarına elkoymak helaldir.”

 

Bu fetvanın ardından bazı Kürt bölgelerine saldırı başlarken, çok sayıda kişiyi öldürdüler ve büyük bir göçe neden oldular.

 

El Nusra bunlardan farklı bir şey yapmadı. İdlib’i ele geçirdi ve azınlıklardan 20 kişiyi meydanda kurşuna dizdi. Aynı grup Lazkiye’yi ele geçirse oradaki Aleviler’i de gözlerini kırpmadan öldürür.

 

Her zaman bu grupların bir tarafı El Kaide’ye bağlıdır, bunu hiçbir zaman unutmayalım.

 

Bir süre önce Colani, Al Jazeera kanalına verdiği bir demeçte, “Eğer ABD, Beşar Esad’ı hedef alırsa biz onları asla hedef almayacağız” demişti.

 

El Kaide ile geçmişi olan ve halen bir tarafıyla o örgüte bağlı olduğu bilinen bir kişinin sözlerine itimat etmek korkunç ve aptalcadır. Bu ve bu gibi grupların ortadan kaldırılması için ne gerekiyors,,a o yapılmalıdır. Hatta ve hatta gerekiyorsa Esad yine devam etmelidir.

 

Aynı kişi başka bir görüşmede, “Biz cihat yolunu seçtik, bu nedenle Suriye’nin %80’ini kontrol etmemiz gerekiyor” demişti.

 

El Nusra, yine IŞİD’in halifelik sistemini kastediyor ama daha küçük bir çerçevede. Kısacası Batı’ya büyük iş düşüyor. Batılı ülkeler kendi prensiplerinden ödün vermemelidir. Bu grupları ayrıştırmadan etkisiz hale getirmek için bütün çabalarını ortaya koymalıdır.

 

Çünkü bunların hepsi aynı yolun yolcusu.