Nadia Murad Kürt mü?

 Ezidi Miri’nin hayatını kaybettiği gün Almanya’nın Hanover kenti yakınlarında büyük bir Ezidi diasporası ve Ezidi dostları topluluğu içerisinde bana bir soru soruldu.

 

Mir ölmüştü ama bir grup Ezidi aydını daha çok meşgul eden soru şuydu; kim Mir’in yerini dolduracak? Kadınların yaktığı Kürtçe ağıtlar yürekleri dağlıyordu. Mir’in son yolculuğuna uğurlandığı merasimdeki tüm konuşmalar da Kürtçe’ydi.

 

Orada bana sorulan soru şuydu; "Neden başka bir Kürt’e Müslüman Kürt denmiyor da bize Ezidi Kürt deniyor?  Bunu söylemek şart mı?"

 

O yüzden, hakikaten Ezidiler Kürt mü? 

 

Geçenlerde Ezidi bir genç ile birlikte uçakta yolculuk yaptık. Fransız bir sivil toplum kuruluşu ile birlikte çalışan genç, Kürdistan Bölgesi’ndeki göçzede kamplarında başarılı çalışmalara imza atmıştı. O bana Kürdistan Bölgesi ile Irak’taki kamplar arasındaki büyük farkı anlattı ve farkın kıyaslanamaz olduğunu söyledi.

 

Bahsettiğim kişi Belçika’da sinema okumuş biri. Konuştuğunda bilgili, ağır başlı ve vicdanlı biri olduğu anlaşılıyordu. Erbil’e eleştirileri vardı ama şunu da belirtiyordu; “Ezidiler kendilerini Kürtlerden ve Kürdistan’dan ayırarak kazançlı çıkmaz.”

 

İnsan gökyüzündeyken yeryüzündeki olayları kuşbakışıyla daha iyi yorumlayabilir. Belki de bu perspektif biz iki Kürt bireyini o yolculukta birbirine bu kadar yaklaştırdı.

 

Ona, Şengal Dağı üzerindeki ablukanın kırılmasından sonra Şerefdin Türbesi’ne yaptığımız bir yolculuğu anlattım. İçimizdeki birlik ve kandaşlık duyguları Ezidi kardeşlerimize ulaşma heyecanımızı ikiye katlamıştı. Fakat kameralar karşısında “Ezidi Kürtler” dediğimiz için oradaki bazı kişilerin üzüldüğünü farkettik. 

 

Orada gördüğüm üzüntü Hanover’de gördüğüm üzüntüden farklıydı. Hanover’dekiler, “Ezidilerin Kürtlüğü şüphe götürmezdir” diyorlardı. Ancak Şerefdin Türbesi’ndekiler Ezidilerin Kürt olmadığını savunuyorlardı.

 

Hatta içlerinden biri bana, “Siz Ezidilikten dönüp Kürtleşmisiniz” dedi. Daha sonra bu inancın bir arka planının olduğunu da anladım. Bu inanca göre Ezidi olan her bir birey Ezidi anne ve babadan doğar. Müslüman olanlar ise eskiden Ezidiydiler ama din değiştirdikleri için Kürt oldular. 

 

Bu yüzden Nadia Murad kitabında kendisini Kürtlerden ayrı tutuyor, Trump ile konuşurken Erbil ile Bağdat’ı aynı kefeye koyuyor. Aynı şekilde Ermenistan’da Ezidilik adına parti kurduklarında Kürt olduklarını kabul etmiyorlar.

 

Demek ki bu sadece karşıt olanların uydurduğu bir senaryo değil, Ezidi toplumunun küçük de olsa bir parçası bu inancı taşıyor.

 

Ezidiler hakkında yaptığımız uzun bir inceleme ve araştırmalar da şu gerçeği ıspatlıyor; Ezidilerin Kürt olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Bu yüzden kimin kimden döndüğü, Nadia ile sevenlerinin ve Ermenist Ezidilerin ne düşündüğü hiç önemli değil.  

 

Önemli olan Kürdistan halkının Ezidileri özgün farklılıkları olan bir parçaları gibi görmesidir. Yani, tarihi, kültürü ve kimliği ile Kürt olan ancak dini farklı olan bu topluluğu kucaklamasıdır. Bu yüzden idari, eğitsel, dini ve inanç özgürlüğü temelinde bu topluluğa pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır. Çünkü Ezidiler Kürdistan’ın zayıf noktası değil, aksine gelecek için güçleneceği temel noktalardan biridir.