İsrail'in bağımsız Kürdistan'a ihtiyacı var
Irak Kürdistan Bölgesi'nin geleceği ile ilgili 25 Eylül'de referandum yapılacak. Halk yarı bağımsız Kürdistan'ın Irak'tan ayrılarak bağımsız bir devlet mi yoksa Irak’a mı bağlı kalacağını belirleyecek.
Referandum, yüz yıllık hayalleri olan bağımsız Kürdistan devletini gerçekleştirmek için Irak Kürtlerinin ilk fiili adımı olacak.
Birinci Dünya Savaşı'nda sonra kazanan güçler, Kürtlere bağımsızlık sözünü verdi ancak bu söz yerine getirilmedi. Temel sebep ise yeni Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'tü.
O zamandan beri Kürtler, bölündükleri devletlerde baskıya maruz kalıyor. Kürtler dünyada devlet sahibi olmayan en büyük etnik topluluktur.
2003'te Saddam Hüseyin rejimi yıkıldıktan sonra geniş bir otonomiye sahip olan Kürtlerin bağımsızlık arzusu yeniden canlandı. Bu arzu peşmergenin IŞİD'e karşı savaşta büyük bir destek vermesiyle zirveye ulaştı.
Eğer peşmerge olmasaydı Irak ordusu IŞİD'in işgali altındaki Musul'u kurtarmakta başarılı olamazdı. Ancak Iraklıların Kürdistan'da başarılı olmasının altında ilginç bir hikaye yatıyor: Kürdistan'ın bağımsızlık arzusunun yeniden canlanmasından dolayı Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile Irak hükümeti arasında bir kriz var. Bu konuda Irak'ın mevcut hükümetinin görüşü ile önceki hükmetleri arasında ciddi bir değişiklik yok.
Merkezi hükümet ve Iraklı yetkililer, Irak toplumunun ayrılmaz bir parçası olan Kürtlerin, Asuri, Ezidi ve Türkmenlerin Irak devletinden koparılmaması gerektiğini ifade ediyor.
Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile Irak hükümetinin ayrıca Kürdistan petrolü sebebiyle derin sorunları var. Petrol gelirinin Bağdat'a dönmesi veya Kürdistan'da kalması da başka bir sorun teşkil ediyor. Son zamanlarda Suudi Arabistan'dan Kürdistan'a beklenmedik bir destek geldi. Bu destek Katar'ı destekleyen Türkiye'den alınan bir intikam olabilir.
İsrail’le ilgili, her ne kadar resmi olarak büyük bir sessizlik olsa da, Orşelim'in bağımsız Kürdistan devletini destekleyeceği konusunda şüphe yok. Üç yıl önce Başbakan Binyamin Netanyahu, İsrail'in Kürtlerin otonomiye sahip olduğu bölgede bağımsız bir devleti destekleyeceğini belirterek, “Bizim, Kürtlerin bağımsızlık arzusunu desteklememiz lazım” demişti. Netanyahu, Tel Aviv'de Ulusal Güvenlik Enstitüsü'nde yaptığı bir konuşma sırasında bunları söylemişti.
Bu açıklamalara tepki gösteren dönemin Irak Başbakanı Nuri Maliki, defalarca Kürdistan'ın “ikinci İsrail” yapılma girişimleri olduğunu dile getirmişti. İsrailli bir gazeteci IŞİD'e karşı savaşı aktarmak için Irak'a gidince Maliki, kin ve öfkesini daha fazla gizleyemedi. Maliki gibi birçok Iraklı lider, İsrail'e işbirliği yaptığı gerekçesiyle Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani'yi suçluyor, durmadan 1960 - 1970'lerde İsrail'in merkezi hükümete karşı Kürtleri desteklediğini hatırlatıyor.
Referandum ve bağımsız bir devlet için Kürtlere destek veren ülke sayısı çok az. Denize sınırı olmayan Kürdistan Bölgesi, düşmanlarıyla etrafı çevrilmiş durumda. Irak, İran, Suriye ve Türkiye ile ortak sınırı var. Söz konusu ülkeler şiddetle Kürdistan devletine karşı çıkıyor. Onlar da Maliki gibi savaş ve düşmanlarla etrafı çevrili bölgede, Kürdistan'ın güvenli ve istikrarlı bir ada gibi fiilen ikinci İsrail olmasından endişe ediyor. Son yıllarda ne zaman Kürdistan'ın bağımsızlığı dile getirildiyse söz konusu ifadeler de beklenilen devlet için kullanılmıştır.
Bu yüzden İranlılarla Türklerin, referandumun başarılı olmaması için ciddi çaba sarf etmeleri muhtemeldir. Kürt taraflar arasında ihtilaf çıkarmaya çalışacaklar.
Ancak İsrail için hem ekonomik hem de güvenlik açısından Kürdistan devletini desteklemek kendi çıkarınadır. Suriye ve Irak'taki cihatçı milislerin hareketlenmelerini sınırlandırmak için Orşelim'in Kürdistan'daki gelişmelerde rol üstlenmesi lazım. Bu yüzden Kürdistan'dan gelecek peşmergelere eğitim vermesi, İsrail ordusunun yararınadır. Bunun da ötesine giderek, Kürdistan'da askeri üs kurulabilir ve bu sayede Kürdistan devletini koruyabilirler. Bunların yanı sıra, bağımsız Kürdistan devleti, zamanında Irak devletinin, mal varlıklarına el koyarak gönderdiği Yahudilerin dönmesini sağlayabilir. Bu gelecekte Araplarla yapacağı barış anlaşmasında İsrail'in konumunu güçlendiriyor.
Bu büyük çıkarlarla birlikte İsrail halkı, Kürtlerin meşru mücadelesine karşı büyük bir hissiyata sahip. Yahudilerle Kürtler arasında ortak noktalar var. Her ikisi de uzun zaman baskıya maruz kalmış ve dünyanın farklı bölgelerine dağılmışlardır.
İran, Türkiye ve Arap ülkeleri asla Kürdistan'ın bağımsızlığını onaylamayacaklar. Ancak Kürtler daha fazla zaman kaybetmemeli ve referandumdan sonra doğrudan Kürdistan'ın bağımsızlığı ilan ederek Irak'tan ayrılmalı. Kürdistan devletinin istikrarlı ve insan haklarına saygı duyulan bir ada haline geleceği muhtemeldir. Bu da onu etrafındaki ülkelerden ayıracak önemli bir nokta.
Bu yüzden Trump yönetimi de referandumu, bağımsızlığı Irak'tan ayrılmasını desteklemeli. Çünkü bu gelişmeler bölgenin tamamının çıkarına olacak.
Kürtlerin devleti olmalı, bu ne kadar erken olursa o kadar iyi. Uluslararası toplum sadece Filistin devletini değil Kürdistan'ın bağımsızlığını da desteklemeli. Herkes kendi geleceğini tayin etme hakkına sahip olmalı, bu hak sadece belli çevrelere özgü olmamalı.
*Dr. Edy Cohen İsrail merkezli Begin Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde uzman, “Mahmud Abbas’ın gözünde Holokost” kitabının yazarı
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)