İç barış ve milli sahiplenme

Milletimiz, tarihi ve zorunlu çoklu bölgelere bölünmüş veya zorla aralarına sınırlar çekilerek, sürgüne gönderilerek çok az milletin tarihinde görülen bir bölünme ve parçalanma ile yaşamak zorunda kalmıştır.

Cihanbeyli, Haymana, Kızıl Kürdistan-Laçin, Kafkaslar, Horasan, Lorlar ve Beluciler olmak üzere dört ana bölge dahil parçalanmış ve birbirinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır.

Yöre, lehçe, ağız dil biçimleri bu coğrafi tarihi ve askeri nedenden merkezi olamamış. İnanç ve yaşam biçimi farklılıklarına ideolojik veya yerel çıkar ayrılıkları da eklenince durum daha da karmaşık ve sıkıntılı hal almıştır.

Bu dağınıklık, uzaklık ve karmaşıklık bölücü ülkeler tarafından ekonomik, kültürel ve tarihi manipülatif saldırılarla daha da içinde çıkılmaz bir hale getirilmiş veya getirilmek istenmektedir. Bütün bu süreçlere karşı Kürdün ihtiyacı ise birlik ve ortak ruh oluşturmaktır.

Ehmedê Xanî bir çağrısında bu duygu ve isteği çok net biçimde anlatmış:

Ne şer, ne hêrs û ne jî

Pevçûne, aşitî, aramî û

Xweşbîniyê hilbijêrin.

Ji ber ku ev yekîtî û

Hevgirtînê digihijînin /

Öfke ve kavgayı- savaşı

Değil, barış, sabır ve

Hoşgörüyü tercih edin

Çünkü bunlar

Birliği ve beraberliği olgunlaştırır”

Tam da bazı fırsatlar oluşmuşken; Rojava, Güney Kürdistan ile uluslararası pozitif ilişkiler en verimli, milletimizin tarihi çıkarlarına uygun halde iken bu stratejik ve olumlu durumu değerlendirilerek, iç ahenk ve ruhu bütün ayrılıklara rağmen geliştirmeliyiz.

Kürd milleti olarak gelişme, güçlü ülkeler ve milletler içinde kabul görerek dünya toplumunda yerimizi kalıcı, güçlü ve kabul edilebilir tarzda alabilmemiz bu birlik ruhuna bağlıdır.

Dış ilişkilerde diplomatik, politik ve ekonomik kabul edilme, içteki gücün görülmesine, gösterilmesine bağlıdır. Uluslararası güçler bu iç güç ve birliği olan milletleri önemser, dikkate alır. Dağınık milletleri ciddiye almaz, sadece ihtiyacı kadar ilişki geliştirerek kullanma durumunda olur.

Bizim tarihimizde bölgeler ve kuruluşlarda, dış ve iç ilişkiler her zaman bu biçimde oluşmuş, içte bütün bir millet gücü gösterilen zamanlarda dikkate alınmış, değilse sadece geçici, faydasız ilişkiler gelişmiştir.

Geleceğimizi, güçlü, kabul edilebilir bir hale getirmek için, her anlamda iç barış, bütün yöre, düşünce vb. ayrılıklarına rağmen milli ruh birliği oluşturmakla kalıcı, kabul edilebilir kılabiliriz.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)