Sınırlar dışında kalan Kürd ruhu -3
Gürcistan’da Kürd izleri
Gürcistan, Tiflis yazısı biraz uzadığı için son bölümü yine Tiflis bağlantılı ilişki ve tarihi yazmaya bu bölümde devam ediyoruz.
Yusuf Kemal Bedirxan Nar taneleri
Bedirxaniler önce Botann savaşlarında, ikinci olarak ise sürgün yerleşim yeri dönemin İstanbul şehrinde çeşitli bahanelerle nar taneleri gibi her bir üyesi bir tarafa sürgün edildi, savruldu. Rodos, Malta, Libya, Girit en bilinen hapis ve sürgün yeri olarak tarihe geçti. Fakat Avrupa ve Kafkaslar başta olmak üzere Beyrut merkezli kültürel, siyasal ve milli çalışmalardan geri durmadılar. Ailenin kıymetli üyelerinden Mir Bedirxan'ın Küçük oğullarından Yusuf Kemal Bedirxan ise Gürcistan sürgününde yaşam ve milli mücadelesini sürdürdü, kültürel ve örgütleme faaliyetlerini hayatının son noktasına kadar devam ettirdi. Kemal Bedirxan 1864 yılında dünyaya geliyor. Sürgün sonrası 1915 yılında ise Tiflis'e yerleşiyor. Sınır değişimlerinden sonra bölgede kalmaya devam ediyor. Kürdçe eğitim için okul açıyor ve üniversitede dersler veriyor, bu dünyadan ayrılma yılı 1934 tarihine kadar Kürd tarihi, dili, kültürü ve folklorü üzerine araştırmalar yapıyor ve yazılar yayınlıyor.
Yusuf Kemal Bedirxan'ın yakın arkadaşı yazar ve aynı zamanda dengbej olan Ehmedê Mırazi anlatımında ölümünde nereye defnedileceği meselesi konuşulduğunda, Ezidilerin aynı inançta olmayanları mezarlıklarına defnetmedikleri bilindiğinde konu gündeme geldiğinde Kemal Bedirxan: 'Beni Kürd mezarlığına defnedin, özgürlük ve bağımsızlıkları için ciğerim yandı lakin ben o özgürlüğü görmedim.' dediğini aktarıyor.
Vasiyeti üzerine, Tiflis'te Kukiya Êzidî mezarlığının yanına defnediyorlar. Ehmedê Mırazi yakın dostunun mezar taşına: "Sen, bilgin ve çalışmalarınla karanlıkta kalmış on binlerce Kürd'ün düşüncelerini aydınlattın, emeğin unutulmayacak" yazısını işliyor.
Kafkasya Kürt Enstitüsü Başkanı araştırmacı-yazar Hejarê Şamil, Enstituya Kurdiya Qefqasyaye kurumu adına, Yusuf Kamil Bedirxan'ın mezarının bulunarak yeniden restore ettirilmesine öncülük yapıyor. Böylece bu uğraş sonu ziyaret ettiğimiz mezarın temiz, bakımlı ve anıtsal bir durumda olduğunu gördük.
Zerdüşti ateş tapınağı
Tarihi Zerdüştü Ateşgah'lar bilindiği gibi yeni inançların yayılması ile yok edilmiş, izleri silinmeye çalışılmıştır. Hindistan ve İran dışında sayıları ve yerleri birkaçı geçmez. İlklerden birisi Özbekistan ın kuzeyinde Karakalpak sınırında bulunmaktadır. Bakü dışında bilinen yok gibi. Çok gündem olmazsa da Gürcistan'da iki utangaçça korunan, bilinen Ateşgah var. Hiç gündem yapılmak istenmiyor. Mesela Kuzey Kürdistan veya Ermenistan'da tarihi yerleşim ve geçiş düşünüldüğünde, bulunmama şansı var mı? Demek ki izleri kalmayacak biçimde yok edilmişlerdir.
Bunlardan tarihi iki kalıntı Tiflis ve yakın batı bölgesinde bulunuyor.
Tiflis merkezdeki erken Sasaniler döneminde yapıldığı düşünülüyor. En kuzeydeki Ateşgah dense de Özbekistan da olduğu şimdi biliniyor. 2007 yılında Norveç Riksantikvaren hükümet fonu ile restore edilerek ulusal değer olarak korunmaya alınıyor. Şimdi ise Ateşgah'ın bitişiğinde aynı merdivenden çıkılarak, aynı tarihi tahta kapıyı kullanan ev sahibi siz kapı çaldığınızda açıyor ve yolu gösteriyor. Ataşgah Tiflis'e tam tepeden bakıyor. Osmanlı İran savaşında kilise camiye dönüştürülüyor. Gürcü toplumu her ne kadar 4 yy civarında hristiyanlığı kabul etse de Zerdüştü inanış uzun yıllar sürdü. Yerel olarak Ahura Mazda tanrısı Armazi olarak kabul görmeye devam etti. Ateşgah önce kilise sonra cami haline getirildi ise de kalıntıları Ateşgah olarak kalmaya devam etti. Fakat yakınındaki kilisenin küçük çan kulesi farklı bir Ateşgahın üzerine kurulmuş gibi duruyor. Sanırım arkeolojik bir incelemeyi hak ediyor.
İkinci ve bilinen, ki Ermenistan, Azerbaycan ve Kuzey Kürdistan'da onlarca olması gerekir, Ateşgah ise 3000 yıllık bir yerleşim tarihine sahne olan iki ırmağın birleştiği , dağların eteğindeki Mtskheta kasabasına ırmağın birleştiği yere karşı tepeden bakan Jvari kilisesinin içerisinde. Bu yıkılmış kale içerisindeki tarihi kilise tam Ateşgah'ın üzerine inşaa edilmiş. Kilisenin ortasında duran Ateşgahın üzeri çiçekler , bez ve Hristiyanlık sembolü resim ve imgelerle kapatılarak kamufle edilmiş.
Not: -Bütün bu gözlemler fotoğraflarla belgelenmiştir.
- Sayılar, bilgiler yerelde sözlü olarak alınmış olmasına rağmen, kurum temsilcilerinin bilgileri net ve güncel sayılabilir.
-Ali Haydar Ülger hocanın Ezidiler kitabı, oldukça geniş alan çalışmasını içeren eseri iyi referans olarak önerilebilir.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)