ABD Başkanı Donald Trump bir yönüyle aşırı liberalizm veya yeni muhafazakarlığın bir versiyonunu temsil ediyor. Bu felsefe bazı düşüncelere dayanıyor: Devletin piyasaya müdahale etmesi, özellikle zenginler üzerindeki vergileri azaltarak ticaret için uygun ortam hazırlaması, uluslararası ticarete destek vermesi, sağlık sigortalarını keserek hükümetin harcamalarını azaltması, toplumsal hareketlere karşı durması vs.
Kürtaj ve eşcinsel evliliğine karşı çıkan yeni muhafazakarlar bu konuda liberallere karşı. Bunlar iç güvenliğin sağlanmasını önemsiyorlar ve ahlaki değerlere inançları güçlüdür.
Bu düşüncenin temeli açık bir şekilde Trump'ın seçim kampanyasına da yansımıştı. Trump verginin azaltmasını destekliyordu. O vergiden dolayı Amerikalıların bazı fırsatları kaçırdığını iddia ediyordu. Amerikalı işadamlarının yüksek vergilerden dolayı sermayelerini yurtdışında yatırıma dönüştürdüğünü ve ülke içinde olması gereken iş fırsatlarının yurtdışına çıktığını öne sürüyordu.
Bu yüzden Trump, vergi sistemini, sermayenin ülke içinde kalmasını sağlayarak iş fırsatları yaratacak şekilde düzenlemeyi hedefliyor.
Trump, Amerika'nın yaptığı uluslararası ekonomik anlaşmaların büyük bir bölümünün ülkesinin aleyhinde olduğunu düşünüyor. ABD'nin kuzeyindeki serbest ticareti sert şekilde eleştiriyor. Ülkesinin imzaladığı anlaşmaları gözden geçireceği sözünü verdi.
Obama'nın sağlık sigortasının hükümetin yükünü ağırlaştırdığını savunan Trump göreve başlar başlamaz bunu askıya aldı.
Amerika'da artan cinayet olaylarını eleştiren Trump, güvenlik kurumlarını yetersiz kaldığını savunuyor. Trump'ın en ilginç projelerinden biri de Meksika sınırına duvar örme. Trump, “Amerika onu inşa edecek ancak Meksika hükümeti ödemeyi yapacak” dedi. Amerika'ya göçün önlenmesi onun öncelikleri arasında. Trump oylarının büyük bir bölümünü bundan aldı.
Trump'ın kafasında ne var?
Yapılan analizlerin büyük bir bölümü Trump'ın siyasette deneyimsiz olduğuna işaret ediyor. Bu yüzden yeni ABD Başkanı'nın yapacağı işleri kestirmek çok zor.
Bence bu görüş iki açıdan yanlış: Birincisi, Trump Amerika'nın önde gelen işadamlarından biri. Sanayileşen Batı’da ticaret ve piyasaların siyaset felsefesi ve uluslararası kanunlarla ciddi ilişkisi var. Başka bir deyişle, Trump mahalledeki sıradan bir bakkal değil ki dünyada nelerin döndüğünü bilemesin. Bu seviyede bir işadamının, politika ve uluslararası ilişkilerle irtibatlı olan piyasadaki kanunları en ince detayına kadar bilmemesi neredeyse imkansız.
Belki Trump'ın parti ve seçimlerde aday olma konusunda siyasi deneyimi olmayabilir ancak seçimler öncesine kadar yaptıkları derinden politikayla ilgili.
İkincisi: İç ve dış politikasını detaylı bir şekilde dile getirmeyen Trump, ideolojik açıdan “yeni muhafazakar” olarak da ifade edilen yeni liberalizm okulundan gelmektedir. Trump seçim kampanyası süresinde de birkaç kez söz konusu görüşün felsefesine bağlılığını ve bunun politikasına yansıyacağını dile getirdi.
Trump'ın politikası hakkında bilinmeyenler
Diğer liderlerin büyük bir bölümünde olduğu gibi Trump, politikasının uygulama mekanizmasını açıklamadı. O birtakım şeyleri yapacağını söyledi. Ancak bunları nasıl yapacağını bilemiyoruz. Örneğin vergi sistemlerinde nasıl bir değişiklik yapacak? Hangi esaslara göre uluslararası ekonomik anlaşmalarını düzenleyecek? Sağlık sigortasını nasıl değiştirerek?
Yemin töreninde yaptığı konuşmada “radikal İslamcı grupları” ortadan kaldıracağını söyledi. Ama nasıl yapacağı belli değil? Rusya ile ilişkilerini iyi olması için çalışacağını söyledi. Ama yine bunu nasıl yapabileceği belirsiz. Kısacası tahmin edilmesi zor olan çok fazla detay var.
Trump'ın verdiği sözler köklü ve zor olan şeylerdir. ABD'nin diğer başkanları gibi Trump da sözlerinin bir bölümünü yerine getirir, diğerlerinin uygulanmasında ise başarısız olur. Gerek içerde gerek dışarda sorunlarla karşılaşacak.
Şimdiden vergi, sağlık sigortası ve göç konularında tepkiyle karşılaştı. Cumhuriyetçi Parti'nin içinden de Trump'a karşı güçlü muhalefet söz konusu.
ABD'nin siyasi sisteminde başkanın geniş yetkiye sahip olduğu doğru ancak belli yerlerde yetkileri sınırlı. Mesela ABD kongresi, Başkan'ın sunduğu bazı tasarıları reddetti. Bu yüzden Trump’ın, kendisiyle hemfikir olmayan diğer kurumlarla siyasi bir oyuna ihtiyacı var.
Göreve başlamadan önce bile Trump ile bazı Avrupalı liderler arasında bazı gerginlikler hissedildi. Acaba Trump şartlarını Avrupa'ya dayatabilir mi? Avrupa'daki bazı süper güçlerin desteği olmadan dünyanın gündemini belirleyebilir mi? Çok zor. Onun için Donald Trump öncekiler gibi birçok konuda uzlaşırken yapabileceklerini de yapacak.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın