Başaşağı Cumhuriyeti: Dış güçler, perde arkası, ihanet, casusluk, düşman...

“Birşeyi başaşağı gösteriyorsan, yalan söylüyorsun demektir!” (Çin atasözü)

 

Ülke içindeki eksikliklere perde çekmek amacıyla gerçekleri tersyüz etmek, gerici ve diktatör yönetimlerin en belirgin özelliğidir.

 

Sık sık rastlanan bu model en başından beri devam edegelen ve günümüzde birçok ülkede örneğini görebileceğimiz bir yönetim şeklidir.

 

Bir süredir İran İslam Cumhuriyeti’nin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, “nüfuz” ifadesini ağzından düşürmüyor. Sözcüleri ve medyası da devamlı bu ifadeyi öne çıkarıyor. Belli ki İslam Cumhuriyeti’nin alışkanlık edindiği politikası ve özellikle ülke liderinin doktrini gereği, bir yandan içeriye uyarıda bulunulurken, diğer yandan dışarıya gözdağı veriliyor.

 

İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri, içeride ve dışarıda temel strateji olarak olayları tersyüz etme politikası mevcuttur. Her alanda bu politika uygulanarak toplumun gerçeklerine perde çekildi, bulanık hale getirildi.

 

Bu amaçla,  yanıltma ve karalama uğruna paranoid bir temele dayanan farklı teknikler uygulandı.  Mesela; bahsi geçen devletin siyasilerinin demeçlerinde sürekli şu ifadeler yer alıyor: Plan, düşman, casusluk, etki, ihanet, dış tehdit, dış güç, perdelerin arkasındaki el vs...

 

Birçok uluslararası ve güvenilir kuruluş devamlı farklı açıdan ülkelerin durumlarını değerlendiriyor. Burada İran İslam Cumhuriyeti ile ilgili yapılan çalışmaların bazılarını sıralayarak ülkenin iddia edildiğinin aksine gerçek yüzünü hep beraber görelim:

 

Özgürlük: 173’üncü sırada (Sınır tanımayan Gazeteciler - 2015)

Sansür: Dünyada sansür uygulayan 10 ülke arasında 7’nci sırada (Gazetecileri Koruma Komitesi - 2015)

 

Pasaport: 97 ülke arasında 87’nci sırada (Henley & Partners kuruluşu - 2014)

 

İdam cezası: 1’inci sırada (Uluslararası Af Örgütü - ABD - 2015)

 

Eroin kullanımı: 1’inci sırada  (Dünya Uyuşturucu Raporu)

 

Ekonomik yolsuzluğun bir ölçütü olan şeffaflık: 174 ülke arasında 136’ncı sırada

 

İşsizlik: 2’nci sırada (Cato Enstitüsü)

 

Sağlık: 93’üncü sırada (Dünya Sağlık Örgütü)

 

Risk Kontrolü: "Control Risks” şirketinin haritasında İran “çok tehlikeli” bir yer olarak belirlenmiş.

 

Farklı alanlarda refah ile ilgili İran’ın dünya sıralamalarındaki durumu şöyle:

 

Ekonomi: 105, Yönetim: 122, Bireysel Özgürlük: 131, Sosyal Refah: 95, Sosyal Sermaye: 115, Güvenlik: 120 (Legarum Enstitüsü)

 

Yukarıdaki veriler, İranlı yetkililerin felaket olan durumunu gözler önüne sermek için sadece birkaç örnek. Ancak İslam Cumhuriyeti’nin basınında bu gerçekler dile gitirilmediği gibi, bu konulara değinenler hedef haline getiriliyor.

 

İranlı yetkililer, yanlış ve yanıltıcı bilgilerle, halkın gözünde ülkeyi cennet gibi gösterme gayretinde. 2015’te İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dönemin cumhurbaşkanı Ahmedinejad, rakibi olan Mehdi Kerubi  (şimdi bir evde gözetim alında) ile çıktığı bir televizyon programında birtakım yanlış bilgileri dile getirdi. Mehdi Kerubi şaşkınlık içinde, “Pardon siz İran’dan mı bahsediyorsunuz?” diye sormuştu.

 

İran, kendi aynasıyla yansıtıldığı gibi bir ülke değil. İran, her konuda yıkılmış durumda.

 

İran gibi boğazına kadar iç, bölgesel ve uluslararası krizler içinde yüzen ikinci bir ülke yok. İran, içi kurtlanmış ve her an devrilmesi muhtemel olan bir ağaçtır. 


(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)