Haber Merkezi - İnsan Hakları Derneği (İHD), Diyarbakır’da bazı gruplar tarafından dans eden gençlere, Starbucks ve Buger King’e yapılan baskınlara ve kadınların girdiği bir yüzme havuzunu kapama girişimleri başta olmak üzere son bir ayda yaşam tarzlarına yönelik gerçekleştirilen saldırılara karşı Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya İHD Eş Genel Başkanları Eren Keskin ve Hüseyin Küçükbalaban ile İHD MYK üyeleri, İHD şube başkanları ve yöneticileri katıldı.
Açıklama öncesi konuşan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, “Diyarbakır’da toplumsal-sosyal yaşama yönelik bir takım paramiliter güçlerin saldırılarına tanık oluyoruz. Bütün herkes için insan haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bu coğrafya 90’lı yıllarda faili meçhullerin merkezi halindeydi. Bu saldırıları gerçekleştirenlerden biri ‘ağa babalarınızı öldürdük, daha mezarları belli değil’ diyor. Bu dil devlet tarafından dikkate alınmalıdır. Biz daha dün kayıplar için 803’ü hafta eylemimizi gerçekleştirdik. Burada her gün bir kaybın akıbetini soruyoruz. Bu kadar faili meçhul varken, devletin bu söylemde bulunanları gözaltına alıp, kimleri öldürdünüz, kim öldürdü diye sorması gerekmez mi? Bütün yetkilileri göreve davet ediyoruz” dedi.
“Devlete sesleniyoruz; vazgeçin, yapmayın”
Ardından söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise şunları söyledi:
“Bizler İnsan Hakları Derneği olarak yıllarca militarizmin dindarlara ve başörtülü kadınlara yönelik baskıları kınadık, eylemlere katıldık. Dini inancın veya inançsızlığın tamamen kişinin kendisiyle ilgili bir mesele olduğunu düşünüyoruz. Herkes inanmak ya da inanmamak konusunda özgür olmalı. Ama 90’larda birçok insanımızı katleden bir zihniyetin yeniden ortaya çıktığını görüyoruz. Bugün başka bir yöntemle ve devlet korumasında ortaya çıktılar. İşletmeleri bastılar, dans eden insanlara saldırdılar, yaraladılar, havuza giren insanları özellikle kadınları engellemeye çalıştılar. Bunlar bize sökmez. Biz herkesin inancı doğrultusunda özgürce yaşamasını savunan bir örgütüz. Bugün LGBT+ların onur günü. Siyasal İslamı temel alan bu tetikçi anlayış, kadınlar ve LGBT+lar için büyük bir baskı aracıdır. Devlete sesleniyoruz; vazgeçin, yapmayın, acısını çok çektik artık çekmek istemiyoruz.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın