Erdoğan: DEAŞ, FETÖ, PKK, PYD, YPG öncelikle Müslümanları hedef aldı
Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da sürdürülen askeri operasyonların devam edeceğini belirterek, “İlk günden beri proje mahsulü bir yapı olduğu bilinen DEAŞ'la mücadele kisvesiyle, PKK ve uzantılarına destek verme oyunu artık son bulmalıdır” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 38. Toplantısı Açılış Programı'nda konuştu.
Erdoğan, "Afrika'dan Asya'ya bütün bu coğrafyalarda dünyanın neresinde bir zulüm varsa, çatışma varsa, açlıktan ve susuzluktan ölen masum varsa, vebali hepimizin üzerinedir” dedi.
“Ukrayna'daki sabiler de bizim evlatlarımızdır”
“Yemen'de, Somali'de, Afganistan'da, Arakan'da adeta bir deri bir kemik kalmış çocuklar kadar Ukrayna'daki çatışmaların mağdur ettiği sabiler de bizim evlatlarımızdır” diyen Erdoğan, “Suriye'nin kuzeyinde hayata tutunma mücadelesi veren kadınlar nasıl bizim öz kardeşimizse Batılıların refahı için gayriinsani şartlarda 15 saat çalışamaya zorlanan Asyalı emekçi kadınlar da bizim kardeşimizdir. Bizler yetimlere şefkatle davranan, hiçbir ayrım gözetmeden mazlumlara sahip çıkan, fakir ve fukaranın elinden tutan bir Peygamber'in ümmetiyiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Covid-19 salgını döneminde elindeki imkanları ihtiyaç sahipleriyle paylaştığını belirten Erdoğan, salgın döneminde kendilerinden talepte bulunan 161 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım malzemesi gönderdiklerini dile getirdi.
"Tahıl sevkiyatını Afrika kıtası öncelikli yürüterek, bu sürece destek olacağız"
Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi için ilk günden itibaren yoğun bir çalışma yürüttüklerini belirten Erdoğan, “Her iki liderle olan yakın dostluğumuzu da kullanarak, Rus ve Ukrayna makamlarını ülkemizde farklı vesilelerle bir araya getirdik” diye konuştu.
Erdoğan, “Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirerek, diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Enerji ve gıda krizinin yoksul ülkeler başta olmak üzere tüm dünyayı etkilediği bir dönemde, 11 milyon tonu aşkın tahılın Karadeniz ve boğazlar üzerinden sevkini temin ettik. Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'nın 19 Kasım'dan itibaren 120 gün süreyle uzatılmasının, hassaten Afrikalı kardeşlerimizin çektiği sıkıntıları bir nebze olsun hafifleteceğine inanıyoruz. Tahıl sevkiyatını Afrika kıtası öncelikli yürüterek, inşallah biz de bu sürece destek olacağız” ifadelerini kullandı.
Son yıllarda ağırlaşan ekonomik şartların, özellikle Batılı ülkelerde “İslam düşmanlığını” ve “yabancı karşıtlığını” ciddi manada körüklediğini belirten Erdoğan, Batılı siyasetçilerin oy devşirmek veya başarısızlıklarını örtmek için en sık başvurduğu araçlardan birisinin İslam karşıtlığı olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Lafa gelince demokrasi ve özgürlükler konusunda mangalda kül bırakmayanlar, mesele Müslümanların, özellikle de Müslüman kadınların hakları olunca en faşist uygulamaları devreye almaktan çekinmiyor. Kimi Avrupa ülkelerinde başörtüsüne okul, iş hayatı ve kamusal alanda getirilen hukuk dışı kısıtlamalar bunun en çarpıcı örnekleridir" ifadesini kullandı.
“LGBT dayatması küresel bir dikta aracı haline geldi”
“LGBT dayatması küresel bir dikta aracı haline geldi, hem aile kurumunu hem de İslami değerleri zayıflatmayı amaçlıyor” diyen Erdoğan, "Hangi cafcaflı ambalaja konursa konulsun insanların dinlerini yaşamasına mani olmak, zorbalıkla inançlara müdahale etmek, kendi hayat tarzını dikte etmek, Orta Çağ'ın engizisyon ruhunu yeniden hortlatmak demektir. Şüphesiz bu faşist dalgadan Müslümanlarla birlikte dili, kültürü, ten rengi, kökeni farklı diğer gayrimüslimler de etkileniyor. Irkçılığın bu yeni biçimiyle mücadelede teşkilatımız bünyesindeki dayanışmanın güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. 15 Mart'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 'İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü' olarak kabul edilmesi bu doğrultuda uluslararası topluma verilmiş bir mesajdır" değerlendirmesini yaptı.
"Yunanistan'daki kardeşlerimizin kimlikleri reddediliyor”
Yunanistan'ı ülkedeki Müslüman Türk azınlığına yönelik “haksız ve hukuksuz uygulamalar” yaplakla suçlayan ve bu durumun devam ettiğine değinen Erdoğan, “Yunanistan'daki kardeşlerimizin dini liderleri tanınmıyor. Vakıfları ve malları gasbediliyor. Ana dillerini öğretmelerine izin verilmiyor. Kimlikleri reddediliyor” dedi.
Erdoğan, “İslam alemi, Yunanistan'da zulme uğrayan kardeşlerimizin durumuna daha fazla seyirci kalmamalıdır. İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin maruz bırakıldığı hak ihlallerini de biliyorsunuz. Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci ülke olan KKTC'ye sizlerin de gereken desteği vereceğinize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Filistin meselesine de değinen Erdoğan, “Teşkilatımızın kuruluş sebebi olan Filistin meselesinin 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip Filistin devletinin vücut bulmasıyla çözüme kavuşturulmasını destekliyoruz. Filistin halkının kendi devletine ve meşru haklarına kavuşması, Kudüs ve Mescid-i Aksa'da statükonun korunması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız” değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye 3,5 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yaptı”
Erdoğan, İslam dünyasını 10 yılı aşkın süredir meşgul eden önemli konulardan birinin de Suriye'deki ihtilaf olduğunu kaydetti.
Salgınla birlikte bu ülkedeki sosyoekonomik ve insani durumun daha trajik bir hal aldığının altını çizen Erdoğan, "Türkiye olarak 3,5 milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıya topraklarımızda ev sahipliği yaparak milyonlarcasını da Suriye sınırları içinde destekleyerek kardeşlik vazifemizi layıkıyla yerine getiriyoruz. Suriye'nin çatışma, insani kriz ve terör sarmalından kurtulması için İslam ülkeleri daha güçlü bir irade ortaya koymalı, siyasi çözüm çabalarına etkin destek vermelidir. Biz de bu konuda gereken adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz" dedi.
“PKK ve uzantılarına destek verme oyunu artık son bulmalıdır”
"Pek çoğumuz terörün vahşi yüzüne şahit olmuş insanlarız” diyen Erdoğan, “Terör örgütlerinin kalleş saldırılarında vatandaşlarımızı kurban verdik. Bu katil sürüleri kimi zaman DEAŞ olarak, kimi zaman Boko Haram ve Eş-Şebab olarak, kimi zaman FETÖ, kimi zaman PKK, PYD, YPG olarak karşımıza çıktı. Adları, iddiaları, coğrafyaları farklı olsa da bu örgütlerin tamamı öncelikle Müslümanları hedef aldı, Müslümanların kanını döktü, en fazla zararı İslam'a ve Müslümanlara verdi" şeklinde konuştu.
PKK ile yaşanan çatışmalarda 40 bine yakın insanın hayatını kaybettiğini belirten Erdoğan, devamında şu ifadeleri kullandı:
“FETÖ'cü hainler bir gecede 252 kardeşimizi alçakça şehit ettiler. DEAŞ'ın kanlı eylemlerinde yüzlerce insanımız bizden kopartıldı. Önceki hafta İstiklal Caddesi'nde, ardından Karkamış ilçemizde 3'ü çocuk, 8 vatandaşımız PKK tarafından şehit edildi. Dökülen bu kanda elbette bölücü terör örgütü kadar DEAŞ'la mücadele bahanesiyle bu teröristleri silaha ve desteğe boğanların da payı vardır. Ölen her bir masumun kanı ülkemizin yaptığı tüm ikazlara rağmen harf oyunlarıyla terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışanların eline ve yüzüne bulaşmıştır. İlk günden beri proje mahsulü bir yapı olduğu bilinen DEAŞ'la mücadele kisvesiyle, PKK ve uzantılarına destek verme oyunu artık son bulmalıdır. DEAŞ'la sahada göğüs göğüse çarpışan ve bu örgütü bozguna uğratan Türkiye'nin bu tür argümanlara karnı toktur. Ülkemizle birlikte Suriye ve Irak'ın da toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan bu terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız."
Erdoğan açılış programı öncesi davetli ülke ve kuruluşların bakan ve temsilcileriyle aile fotoğrafı çektirdi.