Mithat Sancar: Türkiye’nin Paris cinayeti karşısındaki tavrı soru işaretleri doğuruyor
İzmir (Rûdaw) – HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Paris’te üç Kürdün hayatını kaybettiği saldırının bütün boyutları ile aydınlatılması gerektiğine vurgu yaparak, “Bizlerin tutumu ve çağrısının aynı şekilde Türkiye hükümeti tarafından da dile getirilmesi gerekiyordu. Bu tutum elbette başka soru işaretleri de ortaya koyuyor” diye konuştu.
İzmir’de 17 Haziran 2021'de Halkların Demokratik Partisi (HDP) il binasına silahlı saldırı düzenleyerek parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında açılan davanın 7’nci duruşması bugün Aliağa Şakran Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde bulunan salonda müşteki avukatları olmadan görüldü.
Duruşma öncesi Rûdaw muhabiri Ömer Sönmez’e konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, bugünkü duruşmada bir karar beklediklerini söyledi.
“Sadece tetiği çekeni mahkum ettiğinizde davanın tüm boyutlarını karartmış olursunuz”
Sancar, ““Baştan beri hem kolluktaki soruşturma aşamasında hem de yargılama aşamasında maalesef cinayetin arkasındaki bağlantıların ve planların ortaya çıkarılmasına yönelik hiç bir çaba harcanmadı. Tam tersine sadece bir kişinin işlediği münferit bir cinayet olarak gösterilmek istendi” diye konuştu.
“Oysa bu cinayetin siyasi bir nitelik taşıdığı, çok önemli siyasi bir plana dayandığı herkesin görebileceği çıplak bir gerçekliktir” diyen Sancar, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye tarihi de bu tür cinayetlerin örnekleri ile doludur. Bu tür cinayetlerde soruşturma ve kovuşturma aşamalarında benzer yöntem izlenmiştir. Hep arka plan örtülmek istenmiştir. Oysa yargılamanın evrensel anlamda temeli, maddi gerçeği bütün boyutları ile ortaya çıkarmaktır. Maddi gerçeği ortaya çıkarabilmeniz için sadece görünen faili, katili yargılamak ve mahkum etmek yetmez. Hatta sadece bir kişiyi, tetiği çekeni mahkum ettiğinizde davayı sadece onun üzerinde kurduğunuzda diğer tüm boyutlarını karartmış olursunuz. Bu davada ve benzer bütün siyasi davalarda arka planın karartılması demek ülkenin bizatihi geleceğinin karartılması demektir.
O nedenle biz burada adaleti, hakikati ararken, Türkiye’de karanlığa son verecek bir mücadeleyi de yürütüyoruz. Başta cinayetin ardından büyük bir dayanışma oluştu, bu değerliydi. Ancak davanın devamında dönemlerde aynı yoğunlukta bu dayanışmanın sürdüğünü söylemek zor olsa da özellikle barolar camiasının, sivil toplum ve meslek örgütlerinin buradaki duruşunu taktirle karşılıyoruz.”
“Çağrımızın aynı şekilde Türkiye hükümeti tarafından dile getirilmesi gerekiyordu”
Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'ne 23 Aralık cuma günü düzenlenen silahlı saldırıda Emine Kara, sanatçı Mir Perwer ve kültür merkezi üyesi Abdurrahman Kızıl hayatını kaybetmişti.
Sancar, konuya ilişkin soru üzerine, “Öncelikle Paris’teki cinayetin bütün boyutları ile aydınlatılması gerekiyor. Tıpkı burada yaptığımız çağrı gibi burada dile getirdiğimiz talep gibi bu tür olaylarda siyasi bağlantıların ve arkasındaki ilişkilerin aydınlatılmasının adalet için, hakikat için şart olduğunu söylüyoruz. Aksi taktirde bir karanlık yaratılır ve bu karanlık herkes için kötü sonuçlar doğurur. Sadece cinayetin işlendiği yer değil, genel olarak olayın münferit ortaya konması ve bağlantılarının ortaya çıkarılmaması yeni karanlıklar için zemin hazırlıyor. Bizim burada talebimiz açık, aslında herkesin aynı talepte bulunması gerekiyor. Cinayetin arkasında ne varsa açığa çıkarılmalıdır ki hiç kimse bir daha bu tür yollara başvurmaya yeltenmesin” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin tavrına ilişkin soruya Sancar, “Ortada pek çok şüphe ve çok önemli soru işaretleri var. Bizlerin tutumu ve çağrısının aynı şekilde Türkiye hükümeti tarafından da dile getirilmesi gerekiyordu. Bu tutum elbette başka soru işaretleri de ortaya koyuyor. Asıl soru işaretlerinin çoğaltılmasını değil, ortadan kaldırılmasını talep etmek gerekiyor. Hükümetin de böyle davranması gerekiyor” sözleri ile yanıt verdi.
Deniz Poyraz davasında karar
Öte yandan mahkeme heyeti, Deniz Poyraz’ın katili Onur Gencer hakkındaki kararını açıkladı.
Heyet Gencer’i indirimsiz olarak "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Gencer'e "mala zarar verme" suçundan 4 yıl hapis, "konut dokunulmazlığını ihlali" suçundan 2 yıl hapis ve "ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçundan da 3 sene hapis cezası verildi. Gencer toplamda ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 9 yıl hapis cezası almış oldu.