Haber Merkezi – Muğla'da öldürülen 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin davasına altıncı duruşması yapıldı. Dava kapsamında yargılanan sanıklardan Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına karar verilerek bir sonraki duruşmanın 1 Kasım’da yapılacağına hükmedildi.
Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili sanıklar Cemal Metin Avcı ve ile diğer sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ek iddianamede Cemal Metin Avcı'nın bazı yakınlarının, suç delillerini yok edip gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğuna kanaat getirilerek ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi.
Gültekin'in babası Sıddık Gültekin, dava öncesi Muğla Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, sürecin içinde başka faillerin de olduğunu öne sürdü.
Bütün hukuki yollara başvurduklarını belirten Gültekin, ek iddianameyle yargılamanın da önemli ölçüde genişlediğini, bundan sonra da hukuki surecin sonuna kadar takipçisi olacaklarını kaydetti.
Dosyanın bugün birleşeceğini umut ettiklerini dile getiren Gültekin, "Sanığın yakınları için hazırlanan ek iddianamenin bugün dava dosyası ile birleştirilmesini bekliyoruz. Suça iştirak eden tüm kişilerin ceza almasını istiyoruz" dedi.
Öte yandan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve bazı kadın dernekleri de adliye önünde Pınar Gültekin'in fotoğrafları ile kadın cinayetlerini protesto etti.
Sanıklar dinlendi
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanık Cemal Metin Avcı tutuklu bulunduğu cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Haklarında ek iddianame hazırlanan Avcı kardeşlerin yakınları, Gültekin'in anne ve babasıyla taraf avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu.
Mahkeme heyeti, dosyanın devam eden dava dosyası ile birleştirilmesine karar vererek sanıkların savunmalarını aldı.
Cinayet zanlısı Cemal Metin Avcı'nın boşandığı eşi sanık Eda Karagün duruşmadaki ifadesinde cinayetle ilgisinin bulunmadığını savundu.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Karagün, şunları söyledi:
"Cemal son günlerde bağ evine sıkça gidip gelmeye başlamıştı ve bu süreçte çok tedirgindi. Sürekli bir panik hali vardı. Yemek yemiyordu ve bağ evinde çok vakit geçiriyordu. 'Kıza bir şey yapmış olabilir' diye bağ evine gittim. En büyük mağdurlardan birisi benim ve koruma talep ediyorum. Tek başıma bir çocuk büyütüyorum. Kızımla birlikte yeni bir hayata hazırlanıyoruz."
Olayı öğrendikten sonra istişare etmek için Cemal Metin Avcı'nın babasını aradığını anlatan Karagün, "Panik halindeydik. Bağ evine 4 kişi gittik. Önce depoya girdik. Sonra eve girdik. Evde detaylı temizlik yapılmıştı. Kapılara kadar silindiğini, halıların dahi serildiğini fark ettim. Bu olayla ilgili suçsuzum." dedi.
Gelinleri istediği için bağ evine gitmişler
Cemal Metin Avcı'nın babası sanık Selim Avcı ise cinayeti jandarmadan gelen telefonla öğrendiğini öne sürdü.
Bağ evine eşi, ortağı ve gelini ile gittiklerini belirten Avcı, "Eda tek başına bağ evine gitmek istedi. Biz de yalnız bırakmak istemedik. Evin temiz olduğunu Eda söyledi bize. Orayı biz depo olarak kullanıyoruz. 20 dakika durduk. Eşim ve Gökhan sigara içmişler. Sigarayı bidonun içine attılar. Sonra eve döndük. Benim olayla ilgili bir suçum yok" ifadelerini kullandı.
Avcı'nın annesi sanık Ayten Avcı da eşinin kendisini arayarak, "Cemal Metin kavgaya karışmış gel" dediğini ve oğlunun kavgadan dolayı sorguya çekildiğini sandığını ileri sürdü.
Bağ evine gelinini yalnız bırakmamak için gittiklerini iddia eden Avcı, "Depoya, etrafa baktık. Sigara içtik orada. Bidon her zaman orada durur zaten. Çöp atmaya üşeniyorlar. Biz de sigaralarımızı oraya attık. Ben olay anından beri kendimde değilim, sürekli sakinleştirici kullanıyorum" diye konuştu.
Sanık Şükrü Gökhan Orhan ise Avcı ailesiyle iş ortağı olduklarını belirterek cinayetle bir ilgisinin olmadığını savundu.
Duruşmaya, verilen aranın ardından sanıkların çapraz sorgusuyla devam edildi.
Ayten Avcı'nın çapraz sorgulaması yapıldığı sırada Pınar Gültekin'in annesi Şefika Gültekin ayağa kalkarak "Bunlar ailecek katil" diye bağırdı.
Bu sırada Ayten Avcı fenalaştı ve mahkeme başkanı Şefika Gültekin'i duruşma salonundan çıkardı.
Avcı'ya salondakiler tarafından su verildi. Salon dışında fenalaşan Şefika Gültekin de Muğla Adliyesine çağırılan 112 Acil Servis ekiplerince hastaneye kaldırıldı.
Savunması alınan sanık Cemal Metin Avcı ise Adli Tıp Kurumundan gelen, Gültekin'in canlı yakıldığı yönünde rapora itirazda bulunduğunu söyledi.
Olayın başından sonuna kadar hiçbir şeyi gizlemediğini, suçlu ve pişman olduğunu belirten Avcı, "Ben suçluyum diye yedi sülalemi suçluyorlar. Olayı ben ortaya çıkardım. Suçumu itiraf ettim. Ben suç işledim diye benim ailem ve arkadaşlarım da mı suçlu, buna anlam veremiyorum. Bağ evinde bulunan çöp varili olayda kullanılan varil değil. Adalete güveniyorum. Olay yerinde keşif de yapıldı ve varili kaldırabildiğim de anlaşıldı. Suçluyum ama pişmanım" dedi.
Mahkeme heyeti duruşmada Adli Tıp Kurumundan gelen rapor ile android şifresi ile ilgili yazılan müzekkereye gelen cevabın dosyaya eklendiğini kaydetti.
Duruşma 1 Kasım'a ertelendi
Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, diğer sanıkların tutuksuz yargılanmasına, Adli Tıp Kurumundan gelen rapor ve android şifresi ile ilgili ABD'ye yazılan müzekkereye ilişkin gelen cevabın incelenmesine karar vererek duruşmayı 1 Kasım'a erteledi.
Duruşma sonrası açıklama yapan Gültekin ailesinin avukatı Yiğit Gökçehan Koçoğlu, davada altıncı duruşmanın geride kaldığını, bugün yargılaması başlanan 4 kişinin ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını kaydetti.
Aile üyelerinin bugünkü duruşmada sürekli çelişkili ifadeler verdiğini belirten Koçoğlu, "Yargılama her geçen duruşmada genişliyor. Bugün Adli Tıp Kurumundan gelen rapor bir kez daha gösterdi ki Pınar Gültekin canavarca hisle öldürülerek canlı yakılmış. Ayrıca ABD'ye yazılan müzekkereye de bugün cevap geldi ancak mahkeme heyeti ve biz henüz cevabı inceleyemedik" diye konuştu.
Ne olmuştu?
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020'de Akyaka Mahallesi'nde yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı.
Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, "delil karartmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Dava süreci
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ek iddianamede ise sanık Avcı'nın anne ve babası ile eski eşinin de aralarında olduğu bazı yakınlarının suç delillerini yok edip gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğu kanaatiyle ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edilmişti.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın