Ankara (Rûdaw)- Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Uzmanı Oytun Orhan, Suriye Anayasa Komitesinin oluşturulmasına ilişkin, “Suriye muhalefeti ile birlikte hareket eden Kürk gruplardan temsilciler olacak ama doğrudan PYD ile bağlantılı isimlerin komitede olmadığı söyleniyor” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 23 Eylül’de yaptığı açıklamada, Suriye Anayasa Komitesinin oluşturulduğunu ve ilerleyen haftalarda komitenin Cenevre'de toplanacağını duyurmuştu.
Oytun Orhan, Suriye Anayasa Komitesine ilişkin Rûdaw’a değerlendirmelerde bulundu.
“Türkiye'nin burada iki temel kaygısı vardı” diyen Orhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir; Birleşmiş Milletler'in atayacağı 50 ismin gerçekten tarafsız isimler olması, böylece muhalifler ile rejim arasındaki dengenin korunacak olması, ikinci; kaygısı ise PYD - YPG ile bağlantılı, onun parçası olan hiçbir unsurun bu heyet içerisinde yer almaması yani PYD’nin masadaki siyasi çözüm masasında olmaması için Türkiye bir çaba sarf etti. Ama bunun dışında tabii PYD dışındaki Kürtlerin diğer siyasi hareketlerin Kürt siyasi hareketlerin bu işin içerisinde olması konusunda Türkiye tam tersi destekleyici bir pozisyonda Rusların da zaten bu yönde talepleri vardı her zaman Kürtler masada olacaktır diye söylendi. Türkiye'nin de bu konuda bir çekincesi yoktu ve anlaşıldığı kadarıyla listeler büyük ölçüde anlaşılıyor.
Diğer Suriye muhalefeti ile birlikte hareket eden Kürk gruplardan temsilciler olacak ama doğrudan PYD ile bağlantılı isimlerin komitede olmadığı söyleniyor, bu anlamda Türkiye'nin beklentisi karşılanmış gibi gözüküyor. Diğer açıdan ise bir belirsizlik var acaba rejim ve muhalifler arasında sayı açısından bir denge sağlandı mı? O konuda tam henüz tablo netleşmedi ama rejimin sahada askeri olarak daha önde olduğunu düşünecek olursak muhtemelen bu komitede daha fazla temsil edilme konusunda bir baskısı talebi olmuştur diye düşünüyorum.”
Türkiye'nin buradaki kırmızı çizgisi esasında PYD'nin olmamasına ilişkin olduğunu kaydeden Orhan, “Bildiğim kadarı ile doğrudan Suriye Kürtleri’nden olmayan ama şu anda YPG’nin orada oluşturmuş olduğu yapıda görev alan bazı Arap unsurların bu komite içerisinde yer aldığı, özellikle Türkiye'nin son gün itirazını kaldırdığı isminde sahasında yine oradaki o sözde kantonların eş başkanlarından biri olduğu söyleniyor bunlar tabii Türkiye'nin çok tercih edilen isimler değil ama hani PYD’li veya çekirdek PKK'lı kadrodan diye düşündüğümüz isimlerden olmaması açısından belki Türkiye bunlara kerhen de olsa bir onay vermiş olabilir” diye konuştu.
“Yeni Anayasa Yazma sürecinde Türkiye ve Rusya’nın müdahalesi ne oranda olur, Türkiye, Rusya ve İran Suriye’nin yeni anayasasını yazacak görüşüne katılıyor musunuz?” Sorusuna Oytun Orhan, şu yanıtı verdi:
“Türkiye burada bir Suriye için anayasa yazmayacak. Türkiye'nin belli kırmızı çizgileri var. Suriye'nin federatif yapıda olmasını istemeyecektir. Toprak bütünlüğünü ve siyasal birliğini korunmasını isteyecektir. Bunun dışında devlet başkanının rolü konusunda yetkileri konusunda bazı talepleri olabilir. Daha demokratik devlet başkanının yetkileri biraz daha meclise ve bakanlar kuruluna devrettiği güç dağılımının sağlandığı daha demokratik bir Suriye yolunda talebi olabilir. Ama bunun dışında daha çok Suriyeli muhaliflerin isteğine onlar konusunda Türkiye destekleyici olacaktır Türkiye'nin ben bunun dışında bir baskıda bulunacağını sanmıyorum. Rusya’nın da keza ve aynı şekilde bir anayasa dayatmak şansı yok. Rejimin noktada ne istedikleri talepleri daha önemli olacaktır yani bu noktada Türkiye ve Rusya daha çok garantörü olduğu tarafların taleplerini olabildiğince hayata geçirme noktasında bir abilik rolü üstlenecektir ama eğer iki ülkeninde ben doğrudan kendilerinin bir anayasa dayatma düşüncesi içerisinde olduğunu düşünmüyorum etkileri tabii ki olacaktır yani şu anlamda muhaliflerin taleplerinin hayata geçmesi konusunda Türkiye bütün siyasi diplomatik gücünü koyacaktır diğer taraftan Rusya da tabii aynı şekilde rejimin anayasa konusundaki taleplerinin sürece yansıması için bütün imkânlarını seferber ederek gücünü ortaya koyacaktır. Şunu öngörmemiz gerekiyor sahada Rusya'nın eli biraz daha güçlü olduğu için bu süreçte siyasi o tarafın kanadın taleplerine daha yakın bir çözüme ulaşılması ihtimali daha yüksek diye düşünüyorum. Bir ikincisi; yani anayasa komitesi kuruldu ama süreç tabii dikensiz değil!”
Oytun Orhan, “Taraflar arasında hala ciddi ayrışmalara ve her tarafın kendine göre beklentileri var, böyle bir atmosferde bu şartlar altında Anayasa yapılabilir mi? Sizce süreç başarılı olur mu? Sorusunu da şöyle cevapladı:
“Kısa vadede başarı beklememeliyiz en önemli sıkıntılardan biri komitenin nasıl karar alacağına ilişkin prosedürlerde yaşanacaktır, yani oy çokluğu ile mi? Oy birliğiyle mi? Üçte iki çoğunlukla mı karar alacak? Bunlar kritik meseleler belki komitenin kimlerden oluşacağından da daha kritiktir. İkinci mesele, çatışmalar devam ediyor, kritik meseleler belki komitenin kimlerden oluşacağı anda daha kritik olabilir. İdlip'te çatışmalar devam edecek mi? Yoksa ateşkes sağlanabilecek mi? Eğer savaş ortamı devam edecek olursa bir kere bu anayasa komitesinin çalışmasının mümkün olmadığını söyleyelim özellikle muhalifler kesinlikle masaya gelmeyecektir. Dolayısıyla İdlib merkezli gelişmeler belirleyici bir diğer husus komitenin bundan sonra çalışma prosedürlerine ilişkin nasıl bir ortak noktada uzlaşılacak. Bunların hepsi kritik meseleler bunlar da zaman alacaktır, komitenin kurulması bir aşamaya geçildi ama daha önümüzde bunun gibi sorunlar var.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın