Gani Rüzgar Şavata: Ahmet Kaya filmini para pul için çekmedik
Rûdaw – Ünlü sanatçı Ahmet Kaya’nın filmini yapma sürecinde sanatçının ailesiyle mahkemelik olan yönetmen Gani Rüzgar Şavata filmi para kazanma amaçlı yapmadıklarını belirtti.
Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, 'İki Gözüm Ahmet’ filminin çekimini üstlenen X Yapım'a açtığı davaları kaybetti. İstanbul Adliye Mahkemesi, Gülten Kaya'nın ‘ihtiyati tedbi' talebinin reddine karar verdi. Karar sonrası, filmin bugün Türkiye'de, 2 Eylül'de ise Avrupa'nın çeşitli kentlerinde vizyona gireceği açıklandı.
Rûdaw’a konuşan filmin yönetmeni Gani Rüzgar Şavata, davalar yüzünden zaman kaybettiklerini belirterek halkın sanatçısı olduğu için Ahmet Kaya’nın filminin çekilmesi gerektiğini söyledi. Film konusunda kendilerinin de yargısız infaza uğradığını kaydeden Şavata şöyle konuştu:
“Ahmet Kaya deyince durmak lazım. Ahmet Kaya’yı anlatmak zor. Acısını yüreklerde hissetmişsek hepimizin vebal borcudur. Önce Ahmet Kaya’yı tanımak lazım. Ahmet Kaya neden öldü? Bence Ahmet Kaya şehittir. Ülke için, vatan için, birlik beraberlik için, barış için ölenler şehittir. Ahmet Kaya barış ve sevgi adamıdır. Yılmaz Güney’den sonra Ahmet Kaya. Türkiye sineması ve müziğini dünyaya tanıtanlar bunlardır. Biz de onların peşinden giden sanatçılarız.
Ahmet Kaya filmi için mahkemeler, yargılar, yargısız infazlar oldu. Mahkemeler daha üstün geldi, gerçek dava çözülmüş oldu. Bu Gani Şavata ya da Ömer Demiral’ın filmi değildir, bütün halkların filmiydi. Geç kaldık, mahkemeler ve pandemi süreci engelledi. Ülkede afetler devam ediyor. Ama Ahmet Kaya bunların hepsini anlatan biridir. Keşke sağ olsaydı hep beraber sel felaketine gitseydik. Türkümüzle halkımızla beraber olsaydık. Sanatçı muhaliftir. Ahmet Kaya da bunlardan biriydi, mazlumun yanındadır. Ahmet Kaya 1999’da yargısız infaz edildi ve ülkesinden çok uzaklarda can verdi. Biz de 3-5 avuç insan el ele verdik ve bu filmi çekeceğiz dedik. Bazı engeller oldu. Ahmet Kaya’yı devletin parasıyla çekmek istediler. Ama Ahmet Kaya halktı. Ahmet Kaya’yı halkın çekmesi gerekirdi. Bugün de süreci kazandık. 27 Ağustos’ta bütün sinemalardayız. 2 Eylül’de de Avrupa’da kaldığı yerde devam edecek.”
‘Filmde Ahmet Kaya’nın linç edildiği geceyi anlatıyoruz’
Seyircilerin Magazin Gazetecileri Derneği'nin 10 Şubat 1999'da düzenlediği ödül töreninde Ahmet Kaya'nın linç edilmesi olayını filmde göreceklerini aktaran Şavata “Biz çok konuştuk ama bizim filmimiz konuşacak. Filmimizde makas ve sansür var ama bu halk onları göz ardı edecektir. Biz derin yaraya indik. Biz o kangren olan yarayı deşifre ettik. Neden Ahmet Kaya sürgüne gitti? Neden dışarıda şehit oldu? Gerçek belgelerle sunduk. Ahmet Kaya bazı sanatçıların kabusu oldu. Herkes istiyor ki vizyona girmesin, film gömülsün istediler. Ama film gömülmedi. Orada Ahmet Kaya’yı yuhalayanların, taşlayanların, marş söyleyenlerin uykuları kaçtı. Yeni nesil ve o geceyi bilmeyenler görecek. Konumuz o gece. Yoksa Ahmet Kaya da senin benim gibi biriydi. Doğdu, büyüdü ve öldü” dedi.
‘Filmi para için yapmadık’
Filmin yargı sürecine dahil olmasıyla ilgili olarak konuşan Şavata, esas amaçlarının filmden para kazanmak olmadığını savundu. Kendisinin de Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya ile konuştuğunu belirten Şavata süreci şöyle özetledi:
“Ahmet Kaya’nın iki eşi vardı. İlk eşi Emine Kaya, kızı da Çiğdem Kaya. 14-15 sene beraber kaldılar. İkinci eşi ise Gülten Hanım ve kızı Melis Kaya. 11 sene beraber kaldılar. Gülten Hanım bir senaryo yazdırdı. Ahmet Kaya’nın hayatıyla ilgili. TRT6’da çalışan Ferzende Kaya diye biri senaryo yazdı. Senaryoda sanki Ahmet Kaya sadece 11 sene yaşamış, Gülten Hanım’la evlenmiş, bir kızı olmuş ve Ahmet Kaya Gülten Kaya’nın kolları arasında ölmüş. Yahu annesi var, babası var, kardeşleri var, diğer kızı Çiğdem var, diğer eşi Emine Hanım var.
Ahmet Kaya mahkemelerde mücadele eden bir adamdı. Bugün Ahmet Kaya filmi neden mahkemelik olsun. Bu üçüncü mahkemeydi. Bizzat Gülten Hanım’a dedim ki “Abla ne istiyorsun bizden? Ahmet Kaya’dan ne istiyorsun? Ahmet Kaya başka topraklarda yatmakta. Filmi getirip sizin adınıza vizyona girsin dedik, biz para pul için Ahmet Kaya filmini yapmadık. Filmden gelen para size aktarılsın. Müze, vakıf yapılacak, fark etmez. Sonra filmi bana getir barışalım dedi. Vizyona koyacak diye sandım. Ama olmadı sonra. 10 sene geçtikten sonra topluma mal olmuş Ahmet Kaya’yı rencide etmeden filmini de yaparsın, kitabını da yazarsın, heykelini de yaparsın, ismini caddelere de verirsin.”