Cumartesi Anneleri, yasaklanan Galatasaray Meydanı'na karanfiller bıraktı

İstanbul (Rûdaw) - Cumartesi Anneleri, mücadelelerinin 26'ıncı yılında kendilerine yasaklanan Galatasaray Meydanı'na karanfiller bıraktı.

1990’lı yıllarda “faili mechul” olaylarda kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için 27 Mayıs 1995'ten bu yana 844 haftadır eylem yapan Cumartesi Anneleri, mücadelelerinin 26’ıncı yıldönümünde yine Galatasaray Meydanı'ndaydı.

700'üncü haftasından bu yana Galatasaray Meydanı'ndaki eylemleri İçişleri Bakanlığı kararıyla engellenen kayıp yakınları burada bir açıklama yaptı.

17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası vesilesiyle gerçekşetirilen eyleme, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Milletvekili Oya Ersoy ve Dilşat Canbaz Kaya ile İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de katıldı.

Polisin barikat kurarak engellemeye çalıştığı eylem esnasında kayıp yakınları meydana karanfil bıraktı ve açıklama yaptı.

“Yaşadığımız sürece mücadele etmeye devam edeceğiz”

İlk sözü 1995'de Avcılar'da gözaltındayken kaybolan Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun aldı.

"26 yıl sonra yine bu meydandayız çünkü adalete ulaşamadan aramızdan ayrılan annelerimize adalet sözümüz var” diyen Tosun, şunları kaydetti:

“Bu meydandayız çünkü kaybedilen mezarsız sevdiklerimizin mezarını çiçeklerle donatacağız. Bir mezar sözümüz var. 26 yıldır söyledik ve söylemeye devam edeceğiz. Bu ülkede yüzlerce insan devlet politikası olarak gözaltına alındı, katledildi ve kaybedildi. Bu ülkeyi yönetenler kaybedilenlerin akibetini açıklamak yerine, baskıyla şiddetle bizleri susturmaya çalıştı. Sokaklara meydanlara kurdukları bu polis bariyerleri ile işlenen insanlık suçlarının üzerini örtmeye çalışıyorlar. Ama biz yaşadığımız sürece bu gerçeği görünür kılmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kayıplarımızı bulana kadar onları kaybedenlerden adil bir yargı önünde hesap sorana kadar kayıtlarımızda buluşma mekanımız olan bu meydandan da vazgeçmeyeceğiz."

“Failler yargılanana kadar bu meydan bizim meydanımız”

Tosun’un ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise "Bu anneler,  babalar şu an burada değiller, göç ettiler gittiler. Yaşamlarını yitirdiler ancak onların bize bırakmış olduğu miras, çocuklarımızı arama ve bulma mirası” dedi.

Buldan, “Her geçen gün engellemelere, zorluklara rağmen, bu ülkenin kayıp yakınlarına yapılan zulmüne rağmen devam ediyor, devam edecek. Şimdi belki o anneler babalar burada değil ama onların çocukları ve torunları buradalar. Bu çocuklar, bu torunlar o annelere kayıp yakınlarının; ya mezarlarını, ya kemiklerini ya da sağ olarak bulunup onlara verilmesi için bu mirası devraldılar ve sürdürmeye devam edecekler. Bu meydanı bizlere yasaklayanlar şunu bilsin ki; bizler adalet arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Kayıplar bulunana kadar, failler yargılanana kadar ve cezalandırılana kadar bu meydan bizim meydanımız olmaya devam edecek" şeklinde konuştu.

“Mehmet Ağar bizimle yüzleşene kadar biz bu meydanda olmaya devam edeceğiz”

Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren ise şöyle konuştu:

“Gözaltında kaybetmek insanlık suçudur. Biz bu suçu işleyenlerden 26 yıl, bu meydanda hesap sorduk, hesap sormaya devam edeceğiz. Kaybettiğiniz sevdiklerimiz için hakikat ve adalet aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bizim gerçekleri bilmek, hakikati bilmek gibi hakkımız var. Bu hakkı alana kadar sevdiklerimiz için adil yargılama, katledenler bizimle yüzleşene kadar biz bu meydandan ayrılmayacağız. 26 yıl değil 126 yıl da olsa benim anneme sözüm var benden sonra geleceklerin Elmas annelerine Berfo annelerine söz verdiler. Eğer bu ülkeye demokrasi gelecekse bu meydandan geçecektir. Hayrettin Eren’i Gayrettepe Emniyetinde kaybeden, adı bugünlerde sıkça geçen Mehmet Ağar’dır. Mehmet Ağar bizimle yüzleşene kadar biz bu meydanda olmaya devam edeceğiz.”

“Bu katillerden mutlaka hesap soracağız”

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, "Bu Galatasaray meydanı geçmişle hesaplaşma ve yüzleşme meydanıdır. Bir taziye meydanıdır, bitmeyen yaşların meydanıdır. Ama biz bu yaşları bitireceğiz. Bu katillerden mutlaka hesap soracağız. O günler çok uzak değil, o günler yakındır hepsi şimdi yataklarında, bulundukları yerlerde tirtir titriyorlar. Hesabını soracağız buyası bu taziyeyi bitireceğiz" dedi.

Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak da, “Cinayet şebekelerin, çetelerin tarihini öğrenmek istiyorsanız 26 yıldan beri bu meydanda burada yarattığımız hafızayı, belleği bir daha gözden geçirin. 844. hafta bu meydanda bu çetelerin işlediği cinayetleri, işledikleri suçları anlatmaya çalışıyoruz. Bu meydan aynı zamanda bir hafıza mekanıdır, bir hafıza defteridir, sildirmeyeceğiz” diye konuştu.

“Galatasaray Meydanı analarımızın da musalla taşıdır”

1980’de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayr “Galatasaray Meydanı kayıplarımızla buluşma, aynı zamanda burada mücadele eden analarımızın da musalla taşıdır. Çünkü aramızdan ayrılan analarımıza burada helalleştik, burada uğurladık. Bu anlamda biz ne mücadelemizden ne de Galatasaray Meydanı’ndan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.