Haber Merkezi - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, “Erbil saldırısı hareketimizin (Pençe) ne kadar isabetli olduğunun teyididir” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşuyor.
Erdoğan, “Erbil saldırısı Pençe hareketimizin ne kadar doğru bir adım olduğunun teminatıdır. Saldırganların hepsi yakalandı” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın konuşmasının satır başları:
“(Güvenli bölge görüşmeleri) Ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın biz Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız.
(Suriye'de) Bugün bölgedeki yabancı güçlere güvenerek kabadayılık yapanlar, yarın ya toprağın altına girecek ya da zillete razı olacaktır.
(S-400) Montaj ve eğitim safhalarının ardından Nisan 2020'de bu sistemleri aktif olarak kullanmaya başlayabileceğiz.
Amacımız teröristleri sınır hattındaki sarp dağlar yerine, sınırımızın hemen ötesindeki düz ovada karşılayıp engelleyecek bir güvenlik hattı oluşturmaktır. Bunu başardığımızda inşallah Kandil diye bir meselemiz de kalmayacaktır.
(Pençe Harekatı) Erbil'deki konsolosluk görevlimize saldırı, harekatımızın ne kadar isabetli olduğunun teyididir.
Türkiye'ye yönelik gizlenemez hale gelen Avrupa ve ABD ambargolarının ve bölgeye yığılan on binlerce tır dolusu silah ve malzemenin bizi terör sorununu çözmekten alıkoyamayacaktır. Ne yapılması gerekiyorsa bunu yapıyoruz ve yapacağız. Bunun için de bir yerlerden izin almamıza ihtiyacımız yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmesini biliriz. Bugün bölgedeki yabancı güçlere güvenerek kabadayılık yapanlar yarın ya toprağın altına girecek ya da zillete razı olacaktır.
Suriye'nin kuzeyindeki Kürt, Arap ve Türkmenlere sesleniyorum. Hep birlikte bu PYD denen iş birlikçi, zalim örgütü bir an önce tasfiye edelim. Suriye'nin huzura, güvenliğe, feraha kavuşmasının ilk ve önemli şartı PYD denen bu kiralık katil sürüsünü ortadan kaldırmaktır.”
Türkiye'de yaşayan Suriyelilerden 330 bininin Türkiye'nin güvenlik altına aldığı bölgelere geri döndüğünü belirten Erdoğan, “Artık oralarda kapasitenin dolduğunu biliyoruz. Daha fazla Suriyeli kardeşimizin evlerine dönüşünü sağlamak için Münbiç ve Fırat'ın doğusunu süratle güvenli hale getirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İdlib'de de istikrarı sağlamak mecburiyetinde olduklarını dile getirerek, sözlerine şunları ekledi:
“Ne rejimin ne ABD'nin ne de Avrupa'nın böyle bir derdi olmayabilir ama bizim buna acil ihtiyacımız var. Dünyanın hiçbir ülkesi, kendi nüfusunun yüzde 5'i kadar sığınmacıya yıllar boyunca ev sahipliği yapmamıştır, yapmaz. Türkiye dışarıdan ciddi hiçbir destek almamasına rağmen bu fedakarlığı sergileyerek tüm insanlığın vicdanını ve ahlakını kurtarmıştır.
Bunlar lafa geldiği zaman 'Çok iyisiniz, tebrik ederiz, bu kadar mülteciyi hakikaten Türkiye'de besliyorsunuz.' diyorlar. Tamam da siz de yapabileceğiniz, söz verdiğiniz parasal destekleri verin. 'Verdik, veriyoruz, vereceğiz', hep böyle diyorlar. Batı bu ama biz Batı değiliz, biz farklıyız. Özellikle Avrupa'nın bu konuda Türkiye'ye çok büyük borcu olduğunu kimse inkar edemez. Bu gerçeklere rağmen PYD'ye on binlerce tır dolusu silah, mühimmat, her şeyi ücretsiz veriyorlar. Kime veriyorlar? Terör örgütüne, PKK ve yandaşlarına. Kim veriyor? Bizim stratejik müttefikimiz olarak görünenler veriyor.”
Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşuyor.
Erdoğan, “Erbil saldırısı Pençe hareketimizin ne kadar doğru bir adım olduğunun teminatıdır. Saldırganların hepsi yakalandı” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın konuşmasının satır başları:
“(Güvenli bölge görüşmeleri) Ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın biz Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız.
(Suriye'de) Bugün bölgedeki yabancı güçlere güvenerek kabadayılık yapanlar, yarın ya toprağın altına girecek ya da zillete razı olacaktır.
(S-400) Montaj ve eğitim safhalarının ardından Nisan 2020'de bu sistemleri aktif olarak kullanmaya başlayabileceğiz.
Amacımız teröristleri sınır hattındaki sarp dağlar yerine, sınırımızın hemen ötesindeki düz ovada karşılayıp engelleyecek bir güvenlik hattı oluşturmaktır. Bunu başardığımızda inşallah Kandil diye bir meselemiz de kalmayacaktır.
(Pençe Harekatı) Erbil'deki konsolosluk görevlimize saldırı, harekatımızın ne kadar isabetli olduğunun teyididir.
Türkiye'ye yönelik gizlenemez hale gelen Avrupa ve ABD ambargolarının ve bölgeye yığılan on binlerce tır dolusu silah ve malzemenin bizi terör sorununu çözmekten alıkoyamayacaktır. Ne yapılması gerekiyorsa bunu yapıyoruz ve yapacağız. Bunun için de bir yerlerden izin almamıza ihtiyacımız yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmesini biliriz. Bugün bölgedeki yabancı güçlere güvenerek kabadayılık yapanlar yarın ya toprağın altına girecek ya da zillete razı olacaktır.
Suriye'nin kuzeyindeki Kürt, Arap ve Türkmenlere sesleniyorum. Hep birlikte bu PYD denen iş birlikçi, zalim örgütü bir an önce tasfiye edelim. Suriye'nin huzura, güvenliğe, feraha kavuşmasının ilk ve önemli şartı PYD denen bu kiralık katil sürüsünü ortadan kaldırmaktır.”
Türkiye'de yaşayan Suriyelilerden 330 bininin Türkiye'nin güvenlik altına aldığı bölgelere geri döndüğünü belirten Erdoğan, “Artık oralarda kapasitenin dolduğunu biliyoruz. Daha fazla Suriyeli kardeşimizin evlerine dönüşünü sağlamak için Münbiç ve Fırat'ın doğusunu süratle güvenli hale getirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İdlib'de de istikrarı sağlamak mecburiyetinde olduklarını dile getirerek, sözlerine şunları ekledi:
“Ne rejimin ne ABD'nin ne de Avrupa'nın böyle bir derdi olmayabilir ama bizim buna acil ihtiyacımız var. Dünyanın hiçbir ülkesi, kendi nüfusunun yüzde 5'i kadar sığınmacıya yıllar boyunca ev sahipliği yapmamıştır, yapmaz. Türkiye dışarıdan ciddi hiçbir destek almamasına rağmen bu fedakarlığı sergileyerek tüm insanlığın vicdanını ve ahlakını kurtarmıştır.
Bunlar lafa geldiği zaman 'Çok iyisiniz, tebrik ederiz, bu kadar mülteciyi hakikaten Türkiye'de besliyorsunuz.' diyorlar. Tamam da siz de yapabileceğiniz, söz verdiğiniz parasal destekleri verin. 'Verdik, veriyoruz, vereceğiz', hep böyle diyorlar. Batı bu ama biz Batı değiliz, biz farklıyız. Özellikle Avrupa'nın bu konuda Türkiye'ye çok büyük borcu olduğunu kimse inkar edemez. Bu gerçeklere rağmen PYD'ye on binlerce tır dolusu silah, mühimmat, her şeyi ücretsiz veriyorlar. Kime veriyorlar? Terör örgütüne, PKK ve yandaşlarına. Kim veriyor? Bizim stratejik müttefikimiz olarak görünenler veriyor.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın