Erdoğan: İnşallah bundan sonra da Kürt kardeşlerimizle yol yürümeye devam edeceğiz
Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "İnşallah bundan sonra da Kürt kardeşlerimizle yol yürümeye devam edeceğiz" dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV-A Haber'de yayınlanan "Gündem Özel" ortak canlı yayınında Banu El ve Okan Müderrisoğlu'nun sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan’ın değerlendirilmelerinden öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
"Milleti kandırmaya çalışarak siyaset yapılmaz"
Erdoğan, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Millet İttifakı'na desteğini açıkladığı gün, Twitter hesabından İçişleri Bakanı olacağını ima ettiği paylaşımı ile HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın "Ümit Özdağ ile protokol imzalamış olabilirler. Bizim için esas olan Kılıçdaroğlu'nun bize vermiş olduğu sözlerdir" açıklamasına yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine, şöyle konuştu:
"Bunlar, Kılıçdaroğlu'nun başından beri ilkesiz siyaset yaptığının bir yerde resmidir. Siyaseti hizmet yarışına değil adeta kusura bakmayın, at pazarlığına çevirdiler. Ortada böyle bir durum var. Oy oranına bakmadan siyasi parti tabelası olan herkes CHP'den ya bir bakanlık ya da cumhurbaşkanı yardımcılığı kopardı. Toplam oyu yüzde 1'i bile bulmayan partiler, düşünün 40'a yakın vekil kopardı. Bunun bir orantılamasını alsak sormazlar mı adama, 'Ey CHP, peki sana şimdi ne kalıyor?' Sen hem 'Hesap uzmanıyım.' diyorsun. 'Hesap uzmanıyım.' diyen sen 40'ını bu ufak partilere verdikten sonra, sana ne kalıyor? Ama bizim böyle bir siyaset anlayışımız yok. Çünkü böyle bir siyaset olmaz. Milleti kandırmaya çalışarak siyaset yapılmaz. Milletim, millete karşı oynadıkları oyunlar, yaptıkları pazarlıkları biliyor, görüyor ve sandıkta da bunlara gereken cevabı benim milletim muhakkak verecek.
Kılıçdaroğlu birbirine bu kadar zıt, birbirine bu kadar benzemez bir şüreka ile işin içinden nasıl çıkacak, doğrusu ben de merak ediyorum. Çıkılmaz. Kaldı ki burada çok enteresan bir şey var. PKK uzantısı Yeşil Sol Parti'nin bir milletvekili Kılıçdaroğlu'nun HDP ile bir mutabakat yaptığını açıkladı. O mutabakatta neler olduğunu HDP'lilerin açıklamalarından anlıyoruz zaten."
Sunucu Müderrisoğlu'nun "HDP'nin desteğini tabii ciddi bir şekilde birinci turda belki aldığı için de bu cevap çok net bir şekilde..." yorumu üzerine Erdoğan, "Aldın ama şimdi ikinci turda neyin desteğini alacaksın? Bu da var. Onu şimdi pazar günü göreceğiz. Bir de burada bu hani Yeşil Sol vesaire, bunlar da garip garip oluşumlar. Bütün mesele şimdi sandıkta her yönüyle inşallah ikinci turda belli olacak" dedi.
"Eğer yalanın dersini almak istiyorsan bay bay Kemal'e git"
Kılıçdaroğlu'nun "milliyetçilik" söyleminin ikinci turda tutup tutmayacağı sorularını Erdoğan, şöyle yanıtladı:
"Zaten milletim benim bu yapay milliyetçilikle ilgili, teröre yaklaşım noktasında veya onlarla işbirliği noktasında öyle zannediyorum ki kararını verdi. Ama biz yine de 'Et-tekrarü ahsen velev kane yüz seksen.' diyeceğiz. Tekrarda fayda var. Çünkü bu adamların söylediklerine inanılmıyor. Bunlar çünkü yalanı böyle kabak çekirdeği gibi yiyorlar. Çok rahat yalan söylüyorlar. Çünkü bay bay Kemal bir defa yalanın piri, yalancının piri. Eğer yalanın dersini almak istiyorsan bay bay Kemal'e git. İki hafta öncesine kadar 'Helalleşme.' diyordu. Şimdi önüne gelene nefret kusuyor. Depremzedeler de buna dahil. Aynı şekilde insanın siyasette ilkesi olmayınca sonuç hep böyle olur. Düne kadar 'Sosyal demokratız.' diyorlardı. Bugün Nazileri mumla aratacak dil kullanıyorlar. Bu kadar ileri gittiler. Bölücü örgütün uzantılarıyla olan işbirliklerini de bu arada rahatlıkla devam ettiriyorlar. 'Ne şiş yansın ne kebap.' politikasıdır bunun adı.
Dağdaki teröristlerin Kandil'den çektikleri destek videolarına karşı bir kere bile 'Bizim size ihtiyacımız yok.' dediler mi? Hayır. Aynen devam ediyorlar. Mitinglerinde, Van'da mesela 'Kana kan, intikam, intikam.' diye sloganlar atanlarla yan yana gelmekten utandılar mı? Hayır. Şimdi çıkmış milletin gözünü boyamaya çalışıyor ve yapay bir milliyetçilik. Sadece o değil, yanındakiler de teröristlerle anılmaktan imtina etmiyorlar. Şu an CHP'nin İstanbul İl Başkanlığını yapan kişinin terörist seviciliğini ortaya koyduğu açıklamaları herhalde görmüşsünüzdür. PKK'nın kurucularından birinin öldürülmüş olmasına 'Yanlış.' diyor. Bu kişi daha önce de öldürülen terörist için 'İnsanlık kaybetti.' demişti. Kılıçdaroğlu kendisine terörist desteğini yanına alırken CHP yönetimine de terörist sevicileri doldurmuş durumda. CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarım bunları çok iyi görüp, kararını vermeli diye düşünüyorum."
"Kürt kardeşlerimiz bir tarafa PKK bir tarafa"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na PKK'nin desteğini ortaya koyarken, PKK ile Kürt vatandaşları kesinlikle ayrı tuttuklarının altını çizen Erdoğan, "Yani Kürt kardeşlerimiz bir tarafa ama PKK bir tarafa. Kürt kardeşlerimiz, 80 milyonluk büyük Türkiye ailesinin önemli bir parçasıdır. Onları biz onlarla beraber haşredemeyiz." diye konuştu.
"İnşallah bundan sonra da Kürt kardeşlerimizle yol yürümeye devam edeceğiz"
Bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığını yaptığı CHP zihniyetinin yasaklarla, baskılarla Kürtler'e yaşattığı acılara, zulümlere kendilerinin son verdiğini kaydeden Erdoğan, "Onların dillerinden, kimliklerinden dolayı yaşadıkları sorunları çözüme kavuşturan biz olduk. İnşallah bundan sonra da Kürt kardeşlerimizle yol yürümeye devam edeceğiz." dedi.
Erdoğan, şu an çatısı altında bulundukları Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nin özellikle çözüm sürecinde çok şeylere tanık olduğunu belirterek, "Biz bu konuda neler yaptık? Neleri çözmeye çalıştık? Burada onların akillerle beraber çok tartışmalarını yaptık." değerlendirmesinde bulundu.
"Bir tarafta İYİ Parti, Gelecek, Deva, Saadet, Demokrat Parti. Sonra CHP çatısı altında birbirine yakınlaşan uçtaki Zafer Partisi'yle bu taraftaki Yeşil Sol Parti, HDP. Hepsi sadece size karşı bir araya gelmiş oluyorlar. Yani bu sizin herhalde liderliğinizin ve bunun üstesinden gelmenin başka çaresi olmadığının göstergesi mi?" şeklindeki soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Bu söylediğiniz kişilerle ilgili, bunlara başbakanlıksa başbakanlık verdik. Bakanlıksa Dışişleri Bakanlığı, ekonomi bunları verdik. Ama insanoğlu doymuyor. İnsanoğlu öyle doyumsuz ki. Rabbimin de buyurduğu gibi 'Hem zalimdir, hem cahildir.' diyor. Bunu bizzat biz yaşadık. Mesela başbakanlık görevi verdiğimiz zat, ayrılışında bir veda konuşması yapmıştı. Ankara Kapalı Spor Salonu'nda. Ne demişti? 'Pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz.' demişti. Diğeri bana istifasını getirdiği zaman benim yanımdaki arkadaşların, yani kifayetsiz olduğundan bahsetmişti. Senin yanındakiler ne kadar kifayetli diye sorduğumda o zaman bana cevap da verememişti. Ama ben onların gramajını biliyordum. Yani başbakanlık yapanın da diğerinin de. Onlarla beraber attığımız adımlar, yaşadıklarımızı biliyorduk."
"Kılıçdaroğlu o kadar güçlü bir hesap uzmanı ki bunlara 40 tane milletvekilliğini verdi"
Erdoğan, HDP'den Zafer Partisi'ne ve diğer partilere kadar bu kadar unsurun kendisine karşı konsolide olmasını nasıl bulduğu sorusuna karşılık ise, şunları söyledi:
"Tabii biraz Sayın Kılıçdaroğlu'nun koltuğu kapmak için ihtiyacı var. Bunu garantiye almak için böyle yarım puan, bir puan ki bunları da yakalayamıyorlar. Hepsi yarım puan civarında toplanıyorlar. Hepsini toplasan zaten biri de yapmıyor. Yani böyle bir durumdalar. Burada Kılıçdaroğlu'nun derdi nedir? Bir defa 'Ne yapıp yapıp ben cumhurbaşkanlığı koltuğunu nasıl kaparım?'. Şimdi birinci turdaki durumu gördük. Burada zaten İYİ Parti, öbür tarafta HDP. Biraz ağırlıklı olan bu iki parti. O diğerleri onlar zaten bir puanı ile sağlayamıyorlar. Ama Kılıçdaroğlu o kadar güçlü bir hesap uzmanı ki bunlara 40 tane milletvekilliğini verdi."
"Şimdi bir grup kurmaya çalışıyorlarmış haberiniz var mı?" sorusuna Erdoğan, "Dedikodularını duyuyoruz." yanıtını verdi. Karşılarında olan koalisyonun tek başına olmadığını kaydeden Erdoğan, bir de dışarıda hamileri, akıl hocaları bulunduğunu aktardı.
Deva Partisi ile Gelecek Partisi'nden istifa haberleri geldiğini belirtilen Erdoğan, "En son AK Parti rozetlerini takan Van'daki siyasetçileri de gördük. Bir süre Deva Partisi'yle, Gelecek Partisi'yle yol yürümüş siyasetçilere, genç siyasetçilere anladığımız kadarıyla yuvanın kapıları açık. Öyle değil mi?" şeklinde yöneltilen soruyu, şöyle yanıtladı:
"Bu konuda bazı şeyleri hemen konuşursak yanlış olur. Ama partimize oradan istifa edip de ayrılma durumunda olanlara, 'bunları sabıkası olanlar olarak söylemiyorum' ama partiden ayrılıp bize katılmak isteyenlere biz şu ana kadar kapımızı kapatmadık. Ama sabıkası olanlar ayrı bir konu. Onu tabii ki değerlendirmemiz lazım. Çünkü o bizim tabanımızı da üzer. 'Bu kadar ihanetten sonra bunlara kapıyı nasıl açıyorsunuz?' derler. Onun için sabırlı olmakta fayda var. Çünkü ihtiyaç olarak da onların birçoğuna ihtiyacımız da yok."
"Borçların Hazine'ye yüklenmesi, yapılandırılması konularında, düzenleme yapma yetkisi Meclis'e aittir"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun korku senaryolarıyla korku imparatorluğu kurarak insanları kandırmaktan vazgeçmediğini belirten Erdoğan, "Dün bir de vatandaşlara SMS göndermiş. Kendisi seçilirse vatandaşın kredi kartı borçlarını Hazine devralacakmış. Böyle bir şeye inanıyor musunuz ya? Yani bu nasıl bir yalan ya? Yani bu zat yalan vaatleriyle milleti aldatmaktan vazgeçmiyor. Sen şu anda neyin hesabını yapıyorsun ya? Bir defa bütçeyi nerenin onayıyla çıkaracaksın? Parlamentonun onayı gerekmiyor mu? Şu anda Meclis'te 323 nerede? Cumhur İttifakı'nda." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, komisyonların da ağırlıklı olarak Cumhur İttifakı'nda olduğunu, Kılıçdaroğlu'nun yalan söylediğini, Plan Bütçe Komisyonu'ndan bunu geçiremeyeceğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu'nun milleti aldattığını dile getiren Erdoğan, "Borçların Hazine'ye yüklenmesi, yapılandırılması konularında, düzenleme yapma yetkisi Meclis'e aittir, Plan Bütçe Komisyonlarına aittir. Buralardan bunu geçirmen lazım, burada Cumhur İttifakı hakim olduktan sonra bunu nasıl yapacaksın? Ya önce bunu öğren ya. Milletimize yalan söyleme, milletimizi aldatmaya kalkma. 'Ben bunların hepsini halledeceğim.' diyor. Bol keseden atıyorsun. Neymiş ondan sonra? Hesap uzmanıymış. Senin her yerin hesap uzmanı olsa ne yazar ya?" diye konuştu.
Erdoğan, geçmişte AK Parti olarak kredi kartı borçlarına dair düzenlemeleri hep komisyondan ve Meclis'ten geçirdiklerini, ihtiyaç halinde bankacılık sektörünün 'Düzenlemeye ihtiyaç var.' dediği yerde kendilerinin yine gerekli yasal düzenlemeleri Meclis'ten geçireceklerini anlattı.
"Bu ülkede bir sorun varsa onu da yine biz çözeriz"
Kılıçdaroğlu'nun başkanlık sisteminde bu işi yapmasının zor olduğuna değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Başkanlık sisteminde bunu hiç yapamazsın. Niye? Çünkü başkanlık sisteminde buralardaki özellikle cumhurbaşkanının geçirdiği bir bu noktadaki kararname gidecek Meclis'e, Meclis Genel Kurulu'ndan geçmesi lazım. Meclis Genel Kurulu'ndan geçmedikten sonra sen bu işi yapamazsın. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi de yetmiyor bu yeni sistemde. Bu ülkede bir sorun varsa onu da yine biz çözeriz. Biz başkan olduğumuzda Meclis çoğunluğu kimde olacak? Bizde olacak, 323'le. Dolayısıyla 323'le de bunu çözme yetkisi bizde. Ben milletime diyorum ki bu tür şeyleri halletme, bu tür bunların yalan yanlışlarının doğrusunu yapma, o da yine bizim irademizdedir. Bunları yine biz çözer, biz hallederiz."
Gazeteci Banu El'in, Kılıçdaroğlu'nun "5 yılı ödemesiz, 20 yıl vadeli, çok düşük faizle uluslararası kredi için sözleşmeler yapılmış vaziyette" dediğini hatırlatması üzerine Erdoğan, "İnandınız mı? Ona sorarlar, senin ne sıfatın var? Uluslararası finans kuruluşlarından bir parayı alabilmek için önce bir sıfatının olması lazım. Öyle mi? Tabii sıfatının olması lazım. Eğer senin böyle bir sıfatın yoksa sana delikli kuruş vermezler." dedi.
Erdoğan, uluslararası para fonlarının böyle bir şey yapmayacağını, 21 yıldır bu ülkede yönetici olduğunu, hepsinin tüm detayını bildiğini söyledi.
"Depremzede kardeşlerimiz 'Yaparsa Reis yapar' diyor"
Kılıçdaroğlu'nun "hesap uzmanı" sıfatının tarih olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Sen bu sıfata mı para alacaksın? Yok Londra piyasasından 300 milyar dolar alacakmış. Yalan söyleme ya, neyi alıyorsun? Ya ortada hiçbir vasfın yok, sıfatın yok, yalan. Depremzede kardeşlerimiz ne diyor şimdi, 'Yaparsa Reis yapar'. 'Bay bay Kemal yapar.' demiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Gazeteci Okan Müderrisoğlu'nun, İzmir ve Van'daki depremlerde de AK Parti'nin çok oy almadığı yerler olmasına rağmen hemen çalışmalara başladığını hatırlatması üzerine Erdoğan, şunları ifade etti:
"Mesela Van'a daha ikinci gecesinde ben kendim bizzat gittim. Evet ilk gün bakan arkadaşlarımı gönderdim. Biz Van'ın tamamına çok ciddi bir yatırım yaptık. Van'ın o zamanki büyükşehir belediye başkanı malum örgütün mensubuydu. Adam suyunu getirmiyor, sular kesildi. Ve o zaman ben Veysel Bey'e dedim ki 'Hemen DSİ'yi devreye sok.' DSİ'yi devreye sokarak Van'ın su sorununu hallettik. Halbuki büyükşehirlerde su problemini çözmek büyükşehir belediyesine aittir. Fakat sağ olsun Veysel Bey'in üstün gayretleriyle DSİ oranın su sorununu çözdü."
Erdoğan, Edremit ve Erciş'e de çok yüksek yatırımlar yaptıklarını, kendilerine oradan yüksek oy çıkmadığını, kimsenin kendilerine "ayrımcılık" iddiasında bulunamayacağını vurguladı.
Erdoğan, "Yeni petrol müjdeleri var mı?" sorusunu "Yakın." diyerek cevapladı.
Muhalefetin "Her seçim öncesi oluyor." diye bir kampanyası olduğunun hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii 21 yıldır zaten Türkiye'de malum bunların iktidar diye bir şeyleri söz konusu olmadı. Daha bunlar çok bekleyecekler. Ama biz 21 yıldır yerli, yabancı bütün ülkelerle bu konuda sismik araştırmalar yaptık, sondajlar yaptık ve bulamayana da dedik ki 'Bulamadığına göre artık daha devamı da gerek yok' ve hepsiyle de yüzde 50 yüzde 50 anlaşmalar yapmıştık ve bunların içerisinde Shell'i vardı, BP'si vardı. Fakat netice alamadılar. Bu arada da işte özellikle Berat Bey'in döneminde biz bu sondaj gemilerinden alım yaptık. Ve bu sondaj gemileriyle beraber, bir defa artık kendi kendimize yeter hale geldik. Önce işte 2 sondaj gemimiz vardı, 1 sismik araştırma vardı. Daha sonra bunları 4'e, 5'e çıkardık. Sismik araştırmayı aynı şekilde artırdık. Ve bunları tabii elde edince, kendimizin malı da olunca o zaman tabii biz çok daha rahat hareket eder hale geldik."
Erdoğan, sondajlarla doğal gazı bulduklarını belirterek, "Tabii burada önemli olan bir şey şu, rezerv çok önemli. Şimdi şu anda Azerbaycan'la mukayese ederken Azerbaycan'ın konumu farklı. O da çok farklı kuyularda, çok farklı rezervler elde ediyor. Hazar'a varıncaya kadar onların böyle bir rezerv konusu var. Şimdi bizim tabii şu anda öncelikle Karadeniz, Sakarya. Şimdi bir de tabii Ordu ve Rize olayımız var. Ordu ve Rize'de birisinde petrol olayı var, birisinde doğal gaz konusu var. Şimdi inşallah burada da rezervi iyi yakalayabilirsek, rezervi iyi yakalamamız halinde gerek Ordu gerekse Rize'de çok daha farklı bir potansiyele ulaşmış olacağız. Tabii Sakarya, yani oradaki rezerv olayı inşallah, siz 711 dediniz, daha da artabilir. Böyle de bir durum söz konusu." şeklinde konuştu.
Keşfin ardından doğal gazı ilk ay 1 ay ücretsiz yaptıklarını anımsatan Erdoğan, "Ama yıl boyu da inşallah, 1 yıl boyu mutfakta biz yüzde 25 gibi bunlara özellikle yıl sonuna kadar bunu ücretsiz vereceğiz. Bunu da 'Cumhurbaşkanının hediyesidir.' diye de altına bir not düştü arkadaşlar. Böyle devam edecek." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün gayelerinin ülkenin zenginliğini milletle paylaşmak olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Vatandaşlarımızın gelirini, hayat kalitelerini daha da arttırmak. Şimdi Batı Karadeniz'deki aramalarımızı Orta ve Doğu Karadeniz'e de böylece kaydırmış olduk. Özellikle Ordu ve Kastamonu açıklarında yoğun sondajlarımız var. Ordu tamam. Petrol keşfi konusunda da Gabar'da Şehit Esma Çevik Sahamızın keşfiyle arama ve sondaj çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Ve bu sahaya yakın bir bölgede Türkiye tarihinin en büyük keşfini yaptık. Bu sahamıza da Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın adını verdik. Burada yeni sondajlarla birlikte, 'bakın burası çok önemli' günlük 100 bin varil petrol üreteceğiz. Bu muhteşem bir zenginlik. Türkiye'nin şu an günlük yurt içi petrol üretimi 80 bin varil. Şimdi bunu düşünün, 100 bine. Ve bunun yaklaşık 1,5 katını sadece bir sahadan karşılayacağız. Bugün petrol aradığımız bu dağlarda zamanında teröristler kol geziyordu. Ve bunlar sebebiyle buralarda bu tür çalışmalar yapılamıyordu."