Sosyal medya kanun teklifi TBMM’de
Haber Merkezi – Sosyal medya ve internet haberciliği alanlarına ilişkin yeni düzenlemeler içeren yasa teklifi TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
"Sosyal medya yasası" olarak bilinen Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi AK Parti ve MHP milletvekillerinin ortak imzası ile TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ile AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir’in ilk imzacısı olduğu teklifte uzun süredir bu konudaki çalışmayı yürüten AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın isminin yer almaması dikkat çekti.
40 maddeden oluşan teklifin 28 maddesi internet haber sitelerinin Basın Kanunu kapsamına alınmasını düzenliyor. Yapılacak değişikliklerle internet haber siteleri resmi ilanlardan faydalanabilecek, çalışanları basın kartı alabilecek.
Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası
Düzenlemenin en çok konuşulan maddelerinden biri ise "dezenformasyonla mücadele" olarak nitelendirilen 29. Madde olacak. Söz konusu düzenleme ile Türk Ceza Kanunu’na "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu eklenecek.
Maddeye göre "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis" cezasıyla cezalandırılacak. Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilen ceza yarı oranında artırılacak.
Madde gerekçesinde 'internetin sağladığı anonim ortamın yalan, yanlış veya manipülatif içeriklerin artmasına neden olduğu' savunularak şöyle denildi:
"Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yaymak suç olarak düzenlenmektedir. Fiilin, "kamu barışını bozmaya" elverişli olması aranarak, bu suçun somut tehlike suçu olduğu vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra "dezenformasyon" olarak nitelendirilen bu fiillerin, kişilerin bireysel kanaatlerini açıklama veya haber verme haklarıyla karıştırılmaması için fiilin, halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle gerçekleştirilmesi ilave bir unsur olarak aranmaktadır. Belirtmek gerekir ki, dezenformasyona konu içerik, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili doğrudan asılsız bir bilgi olabileceği gibi tahrif edilmiş bir bilgi de olabilecektir. Kamu barışına yönelik suçlar kapsamında ihdas edilen bu suçun, bölümde yer alan diğer suçlardan daha farklı bir alanı düzenlediğinde şüphe bulunmamaktadır. Ayrıca suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hali, cezada artırım sebebi olarak öngörülmektedir.”
Teklifteki düzenlemeler
- İnternet haber sitelerinin beyannameleri Cumhuriyet Başsavcılıkları yerine Basın İlan Kurumu'na verilecek
- İnternet haber sitelerine yayın durdurma cezası verilemiyor ancak verilen süre içerisinde eksikliklerin giderilmemesi ya da gerçeğe aykırı bilgilerin düzeltilmemesi halinde haber sitesi vasfı kazanılmaması tespiti şartı düzenlenecek. Bu karar ile internet haber sitesi vasfını kazanamayan haber sitesi süreli yayın kapsamının dışında bırakılmış olacak.
- İnternet haber siteleri yayınladıkları içerikleri iki yıl süre ile muhafaza etmek zorunda olacak.
- İnternet haber siteleri için cevap ve düzeltme hakları da teklifte yer aldı. İçeriğin yayından çıkarılması ile erişimin engellenmesi durumlarında düzeltme ve cevap metni bir hafta süre ile yayınlanacak.
“Dezenformasyonla mücadele” adı altında getirilen teklifin 29. maddesinde “Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır” maddesi dikkat çekiyor.
Maddenin “ismini açıklamak istemeyen üst düzey yetkili” gibi kaynağın kimliğini açıklamadan yapılan haberler için uygulanabileceği ifade ediliyor.
Yetkililer “İsmini vermeyen kaynağım diyerek her türlü iddiada bulunuluyor, bu doğru değil” diye düzenlemeyi savunurken böyle bir durumun oluşması için “özel kastla halk arasında korku, endişe yaratmak gibi bir amaç” tespit edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.