İmamoğlu isim vermeden Erdoğan’a yüklendi: Her gün illa beni diline dolayacak
Haber Merkezi - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Arnavutköy’de düzenlenen mitingde; isim vermeden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Bugünden söylüyorum, ‘İmamoğlu demişti’ derseniz. Şu anda bu acemi adayın fotoğrafından daha çok başkasının fotoğrafı var İstanbul’da; biliyorsunuz, değil mi? Onun kim olduğunu biliyorsunuz, değil mi? Bak, sabredemeyecek. Ben söylüyorum, sabredemeyecek. Bir-iki hafta sonra sokak sokak, semt semt, ilçe ilçe gezip vallahi de billahi de miting yapmaya başlayacak. Her gün illa beni diline dolayacak. Seçildiğim günden beri, bu göreve geldiğim günden beri hep söyledim. İnanın, her gece beni rüyasında görüyor” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Arnavutköy Belediye Başkan adayı Tekin Aras ile birlikte bugün Cumhuriyet Meydanı’nda halk buluşması düzenledi.
“Vicdanı, ahlâklı olmayana bu millet evlatlarını emanet etmez”
İmamoğlu konuşmaya başladığı sırada, AKP’nin seçim kampanyası aracı yüksek sesle müzik çalarak alanda tur attı.
Olaya tepki gösteren İmamoğlu, “Arada buradan miting olduğunu bile bile müzik çalıp geçen arabalar var, olsun. Şimdi toplumdaki saygıyı, sevgiyi artıracak şey, yöneticilerin tavrıdır. Yöneticilerin tavrı güzel ahlâk, güzel bir iyi davranış; ailelere, çocuklara, gençlere huzur verir. Üzüldüğüm ne, biliyor musunuz? Akılları o kadar gitmiş ki, bu hareketi yaparak oy kazanacağını zannediyor. Benim memleketimin vicdanlı insanı var ya, benim memleketimin adaletli insanı, bu yapılanın ahlâk dışı olduğunu bilir ve ona oy vermez. Göreceksiniz, vermeyecek. Bizim insanımız ahlâklı, adaletli, vicdanlı insanı sever. Vicdanı, ahlâklı olmayana bu millet evlatlarını emanet etmez, etmeyecek. Onun için Allah onlara akıl versin. Ne diyeyim? Allah onları ıslah etsin” dedi.
Yaptıkları hizmetlerle milletin parasını millete dağıttıklarını ve dağıtmaya devam edeceklerini vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanı meydandan bana sormuştu. ‘Sen kimin parasını, kime dağıtıyorsun’ demişti. Milletin parasını millete dağıtıyoruz, senin gibi bir avuç insana değil. Biz bu şehirde halkçı belediyeciliğin, vatandaşını düşünen belediyeciliğin en iyi örneklerini vermeye devam ediyoruz. Biz su gibi şeffaf bir İstanbul Belediyesi yönetiyoruz. ‘İstanbul Belediyesi halka aittir’ düşüncesini ilk kez bu topraklara biz yerleştirdik. Bu şehrin belediyesi, her daim yaptığı her işle ilgili vatandaşına hesap verdi, vermeye devam edecek. Her gün bu kardeşiniz çarşıda, pazarda, sokakta, şantiyelerde vatandaşın arasında, onlarla birlikte bu şehri yönetiyor. Her zaman vatandaşıyla dertleşen, dertlenen bir yönetim olduk. Onların ihtiyaçlarını anladık. Ortak akılla torpilli değil; liyakatli, milletin evlatlarıyla belediyeyi yönetiyoruz. Bu şeffaflık, -şunu söyleyeyim- eğer devletin her kurumunda olsaydı şu anda bu memleket, üç haneli enflasyona gömülmezdi. Şu anda bu memleket, dünyanın en yüksek enflasyonuna maruz kalmazdı. Şu anda bu memleketin parası pul olmazdı. Yoksullukla mücadele etmezdi ama bunlar liyakati, toplumun o güzel evlatlarını makamlardan uzaklaştırıp torpilli, eş, dost, akraba, oğlum, kızım, damadım dedikleri için, bir aileden torpilli 10-15 kişiyi makamlara yerleştirdikleri için bugün bu ülke bu durumda. Onun için biz liyakatli, milletin yetenekli evlatlarıyla bu ülkenin kurumlarını yönetmeye, başta İstanbul olmak üzere Tekin kardeşimle Arnavutköy’de de devam edeceğiz. Arnavutköy’de Tekin Başkan tarih yazacak.
“Bunlara vallahi Allah akıl versin”
Bir de İstanbul’a, yani dünyanın en güzel şehrine, dünyanın en tarihi eski kadim kentine acemi bir aday koymuşlar. Bunlar kalkmışlar, ‘Efendim davet aşağı davet yukarı…’ Yahu sen önce git, bir siteyi bile yapamadığın Maltepe’de -daha dün gösteri yapıyorlar- insanlara evini teslim edemedin. 5 yılda bir site büyüklüğündeki yeri bitiremedin. Yok davet verildi, verilmedi. Tam acemi. Niye biliyor musunuz acemi? Bunlar, sadece verilen talimatı yerine getirdiler. Sadece o ne diyor? O diyor ki, ‘buyruğum’ diyor, ‘emrettim’ diyor. Onlar ne diyor? ‘Tensipleriyle.’ Allah esirgesin, burada bir yangın çıktı. Bir yetkilisi çıktı televizyonda, ne dedi, hatırlayın. ‘Sayın Cumhurbaşkanı’nın tensipleriyle itfaiye yangını söndürmeye gitti’ dedi ya. Bunlara vallahi Allah akıl versin. İtfaiye birinin talimatıyla yangın söndürmeye gider mi? Bir yerde yangın çıkmışsa oraya itfaiye koşa koşa gider. Görevi bu. Bunların aklı, nevri dönmüş. Allah yardımcıları olsun.
“Bu acemi adayın fotoğrafından daha çok başkasının fotoğrafı var”
Bunlar artık proje anlatacak durumda değiller. Projeleriyle insanlarını mutlu edecek durumda değiller. Onun için varsa yoksa polemik. Bunlar boş işlerin peşinde olsunlar. Biz arada sırada laflarını da duymuyor değiliz. ‘Ekrem İmamoğlu deprem bölgesine koştu’ dedi mi? E vallahi doğru söyledi. ‘Projelerinin yüzde 87’sini yaptı’ dedi mi? E vallahi doğru söyledi. Zaten kampanya döneminde iki doğruyu söyledi, o da bunlar. Hayal kırıklığı. Bugünden söylüyorum, ‘İmamoğlu demişti’ derseniz. Şu anda bu acemi adayın fotoğrafından daha çok başkasının fotoğrafı var İstanbul’da; biliyorsunuz, değil mi? Onun kim olduğunu biliyorsunuz, değil mi? Bak, sabredemeyecek. Ben söylüyorum, sabredemeyecek. Bir iki hafta sonra sokak sokak, semt semt, ilçe ilçe gezip vallahi de billahi de miting yapmaya başlayacak. Her gün illa beni diline dolayacak. Seçildiğim günden beri, bu göreve geldiğim günden beri hep söyledim. İnanın, her gece beni rüyasında görüyor. Vallahi beni rüyasında görüyor.
“Hayatı ona zindan edip mecburen görevi bıraktıran siz değil misiniz?”
İnsanları da aldatıyorlar. Bugün demiş ki Sayın Cumhurbaşkanı, benden önce rahmetli Kadir Topbaş İstanbul’a güzel bir çehre kazandırmış, ondan sonra da ben gelmişim, kazandıramamışım. Yahu insan da biraz ar olur. Rahmetli Topbaş’a, 5 imar dosyasına imza atmadı diye onu ‘metal yorgunu’ diye ilan edip, hayatı ona zindan edip mecburen görevi bıraktıran siz değil misiniz? Allah’tan utanın, korkun. Bunu söyleyeceksin, şimdi ‘rahmetli Topbaş’ diye anacaksın. Ben size söyleyeyim mi? Kendi partilileri bile bu söylediklerinden sonra başını öne eğip ne diyordur içinden, biliyor musun? ‘Senin yüzünden görevden gitti.’ Allah rahmet eylesin. Bu şekilde her şeyi kendi lehlerine döndürüp ne yazık ki yanlışla, yalanla konuları evirip çevirip kullanmaya bunlar hazır insanlar. Adamcağız üzüntüden birkaç sene sonra vefat etti. Söyleyeyim. Maşallah bunlar, kurtla yiyip çobanla ağlayan insanlar.”