İstanbul (Rûdaw) – Alevi kurumlarının çağrısı üzerine Yenikapı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Büyük Alevi Kurultayı’na yurtdışı ve içinden binlerce kişi katıldı. Birlik oluşturmaya çalışan Alevi Pirleri ve önderleri kendilerine karşı yapılan katliam, haksızlıkların son bulmasını istiyorlar. Kurultayda Aleviler 11 maddeden oluşan bildirgesini kamuoyu ile paylaştı.
“Laik ve Demokratik Türkiye İçin Büyük Alevi Kurultayı” sloganıyla düzenlediği kurultay, İstanbul’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde Alevi kurumları, önderleri, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda Alevi vatandaşın katılımıyla gerçekleşti.
Kurultay, Alevi ve Bektaşi örgütlerinin yedi çatı kurumu olan Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Demokratik Alevi Dernekleri tarafından düzenlendi.
Alevi cemiyle ve deyişlerle açılışı yapılan Büyük Alevi Kurultayı’na CHP Milletvekilleri Onursal Adıgüzel, Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Sibel Özdemir, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Ali Kenanoğlu, Musa Piroğlu, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TİP Milletvekili Barış Atay, CHP'li ilçe belediye başkanları, TKP, Sol Parti ve EMEP temsilcileri katıldı.
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da mesaj gönderdi.
Rûdaw’ın İstanbul Temsilcisi Rawin Sterk kongreyi yakından takip etti. Katılımcılara mikrofon uzattı.
Çorum'daki katliamda babası fırında yakılan Naime Solmaz Almanya'dan katıldı
Naime Nayan, hayatında büyük acılar çekmiş Çorumlu bir Alevi. 27 Mayıs 1980’de Çorum’daki Alevilerin yaşadığı katliamda onlarca kişi hayatını kaybetti.
Naime Solmaz’ın bir Alevi Piri olan babası Veli Solmaz, bu katliamda yaşamını yitirdi. Din adına Alevilere saldıranlar Veli Solmaz’ı fırına atarak diri diri yaktılar. Almanya’dan İstanbul’daki Kurultay’a katılan Naime Solmaz, Rûdaw’a acıları ve dert dolu hikayesinden bahsetti.
Naime Solmaz Çorum katliamından ve babasının öldürülmesinden nasıl haberdar olduğunu şu sözlerle dile getiriyor:
“23 yaşındaydım. Almanya’da yaşıyordum. Gazete Hürriyet’in Avrupa sayfasında haber bölümünde küçük bir paragrafta okudum. Babamın kırkını yaparken bile 5 yakınımızı katlettiler. O kırk hizmetini bitiremedik. Alevi inancında çok yüce olan, kırk hizmetini yapamadık. Akrabaları kırkında veda etmek istediler, izin verilmedi. 5 tane mezarı yan yana koyduk.”
Alevilerin kurum ve derneklerinin katıldığı “Laik ve Demokratik Türkiye İçin Büyük Alevi Kurultayı” sloganıyla gerçekleşen Alevi kurultayına birçok ilden ve yurt dışından çok sayıda Pirler, ocakzadeler, önderler katıldı.
Alevi Piri: Güçlü olmamız için sandıkta güçlenmeliyiz
Kurultaya katılanlar arasında yer alan Pir Mustafa Rûdaw mikrofonlarına düşüncelerini şöyle dile getirdi:
“Güçlü olmamız için sandıkta güçlü olmamız lazım. Bilgi sahibi olmamız için kitap okumamız lazım. Alevilerin tek başına olabilmesi için Hünkar Hacı Bektaşi Veli makamı haricindeki kimseden ses çıkmasın. Biz çocuklarımızı kötülükten kurtarmadığımız sürece, eğitim vermediğimiz sürece Alevi toplumu böyle dağılır.”
Kurultayın sonunda “Alevi toplumumuzun meşru kurumlarının, ocaklarının, süreklerinin ve cümle canlarımızın bu kurultayda ortaya koydukları temel talepleri bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz” diyerek açıklanan bildirgede 11 maddelik talep sıralandı.
Kurultayın sonuç bildirgesinde, “Tekrar söylüyoruz; asimilasyon ve yok etme politikalarına karşı, Seyit Nesimi’nin dediği gibi, iki cihana sığmayan bizler, Kültür Bakanlığı’na da torba yasaya da sığmayız” dendi.
Bildirgede “Biz Aleviler, bu tarihsel süreçte karşı karşıya kaldığımız bütün kıyım ve saldırılara rağmen aydınlıktan yana durmaktan asla geri durmadık” ifadelerine yer verildi. Bildirgede öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
*Son dönemde, Alevilere yönelik çalışmalar hızlandırılarak birçok yeni uygulama hayata geçirilmiştir. İçişleri Bakanlığı eliyle Alevi toplumunun içinde çalışmalar yapılmakta ve Alevilerin sorunları maddi sorunlara indirgenerek Alevilerin gerçek sorunlarının üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Alevilerin gerçek sorunları, doğrudan negatif ayrımcı esaslara ve siyasal rejimin ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış ve kronik hale gelen sorunlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şahkulu Sultan Dergahı’nda, yine her zaman yaptığı gibi Alevilerin kendi öz örgütlerini yok sayarak, çevresinde toplayabildiği kimi göstermelik muhataplarıyla sanki tüm Alevi toplumu ve örgütleri kendi arkasındaymış gibi bir fotoğrafın önünde, Alevilere sözüm ona müjde adı altında sözde demokratik bir reform paketini açıklamıştır.
* Meclis’ten geçirilen torba yasa ve Resmi Gazete’de ilan edilen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ne demokratiktir ne de müjdedir. Aksine bunlar, Aleviliğin şimdiye kadar devlet gücüyle soluksuz bırakılmasının yeni bir aşamasıdır. Ancak Alevi toplumunda bunun bir karşılığı yoktur, beyhude bir çabadır. Bir inanç olarak Aleviliği tüm yönleriyle kabul etmek yerine, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurarak bizi hem inkar etmekte hem de bir kültürel bir öğeye indirgeme çabası içine girmektedirler.
‘Devlet yetkilileri, Aleviliği kendilerine göre tanımlama çabalarına devam ediyor’
* Aynı zamanda Alevilerin sorunlarını, 17-18 Eylül 2022’deki Hacı Bektaş deklarasyonunda ifade ettiğimiz üzere, cemevlerinin elektrik, su sorunu, imar sorunu, dedelerimize ulufe diye dağıtılacak maaş sorununa indirgemektedirler. Bir taraftan da bizzat Cumhurbaşkanı ve devlet yetkilileri, Aleviliği kendilerine göre tanımlama çabalarına devam etmekte, Alevileri kendi içinde İslam içi-İslam dışı, Alili-Alisiz diyerek hedef tahtasına koyma, kutuplaştırma ve bölme girişimleri yürütmektedirler.
* Anayasa’da Türkiye’nin laik, demokratik bir hukuk devleti olduğu belirtilmektedir. Ancak bütün uygulamalar, laikliğin olmadığını göstermektedir. Biz, Alevilerin haklarını talep ederken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın karşısında bir Alevi Diyanet’i talep etmiyoruz. İstediğimiz laikliktir. Devletin tüm inançlardan elini çekmesi, laikliğe aykırı olan kurumların kapatılarak gerekli yasal ve anayasal düzenlemelerin yeniden yapılması ve toplumsal ilişkilerin dinsel temalardan arındırılması gerekmektedir.
* İnsanlığın büyük ilerlemeler kaydederek geldiği bu çağda, yaşadığımız ülkede geriye dönüp baktığımızda, yok sayılmayı ve büyük acılarla karşı karşıya bırakılmayı görüyoruz. Ancak biz Aleviler, geçmişimizden aldığımız mirasla, tüm farklı toplumsal kesimlerle birlikte eşit, özgür, laik, demokratik ve hakça bölüşümün olduğu bir ülkede yaşama istiyoruz. İşte bu sonuç bildirgesiyle ortaya koyduğumuz talepler, bütün bu çalışmaların birikimi olarak ortaya çıkmıştır. Zaten herkesçe bilindiğini düşündüğümüz haklarımızı ve taleplerimizi bir kez daha açıkça ifade etmiş oluyoruz.
Talepler:
1- Cemevlerinin ibadethane statüsünün kabul edilerek, bu statünün gerektirdiği tüm hakların tanınması, el konulmuş dergahlarımızın ve mekanlarımızın geri iade edilmesi ve aleyhimize düzenlenmiş olan yasal düzenlemelerin geri çekilmesi
2- Toplumun tüm kesimlerine bir deli gömleği gibi giydirilen, zorunlu din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, toplumun tümüyle çağın gerisine savrulmasına neden olan eğitimin dinselleştirilmesinden vazgeçilmesi
3- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, toplumun tümünü domine etmeye yönelik girişimlerden bir an önce elini çekerek, temel siyasal sorunlarımız konusunda bir referans mercii olmaktan uzaklaştırılması ve nihayet tasfiyesine dönük adımların atılmaya başlanması
4- Gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması, başta Aleviler olmak üzere ötekileştirilen tüm kesimler aleyhine sürdürülen negatif ayrımcılığa derhal son verilmesi
5- Madımak’ın utanç müzesi yapılması
6- Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması ve bu gibi nefret suçlarının önüne geçilmesi için gerekli hukuki tedbirlerin alınması
7- Alevilere karşı yapılmış olan kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi
8- Kutsal mekanlarımıza ve coğrafyamıza yönelik yağma, talan ve el koyma girişimlerine son verilmesi
9- Alevi yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesinden vazgeçilmesi ve değiştirilen yerlerin isimlerinin iade edilmesi
10- Alevi inancında özel yeri olan günlerin resmi tatil edilmesi
11- Kamusal yayıncılığın ayrımcılıktan arındırılması
Ve uzun sözün özü, EŞİT YURTTAŞLIĞI da içeren yeni bir anayasanın yapılması, taleplerini bir kez daha buradan ilan ediyoruz."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın