Erdoğan: Türkiye'nin yanı başında son derece kanlı ve tehlikeli bir savaş devam ediyor

1 saat önce
Etiketler Kadına Yönelik Şiddet Uluslararası Ceza Mahkemesi Recep Tayyip Erdoğan Petrol
A+ A-

Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Birileri ısrarla görmezden gelse de Türkiye'nin hemen yanı başında son derece kanlı, son derece tehlikeli bir savaş tam 14 aydır devam ediyor” dedi.

Erdoğan, Ankara’da Kabine Toplantısı'nın ardından konuştu.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü hakkında konuşan Erdoğan, “Kadın hakları konusunun araçsallaştırılmasına izin vermeden kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık. Son 22 yılda çok kapsamlı reformları devreye aldık. Elbette tüm sorunları çözdük iddiasında değiliz. Nice yanlış uygulamanın düzeltildiği tartışmasız bir gerçektir. İnşallah bugünün sorunları da yarın önümüze çıkmayacak. Kadınlarla dayanışma içinde fiziki ve psikolojik şiddete karşı mücadelemizi devam ettireceğiz” dedi.

"En güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz"

Dış politikada oldukça yoğun ve karmaşık bir gündemle karşı karşıya olduklarını ifade eden Erdoğan, "İsrail'in Gazze'ye 7 Ekim 2023'te başlattığı saldırılar Lübnan'ı, Suriye'yi ve diğer bölge ülkelerini de içine alacak şekilde genişliyor. Birileri ısrarla görmezden gelse de Türkiye'nin hemen yanı başında son derece kanlı, son derece tehlikeli bir savaş tam 14 aydır devam ediyor. Türkiye olarak, İsrail hükümetinin saldırgan politikasına ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz" şeklinde konuştu.

Erdoğan, İsrail'le ticareti tamamen keserek, yaklaşık 9,5 milyar dolarlık bir ticaret hacminden sarfı nazar ettiklerini belirtti.

"UCM’nin aldığı bu cesur kararı destekliyoruz”

Erdoğan, "Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarması, bu yönde atılmış çok cesur bir adımdır. Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır. Bu kararın uygulanması, Roma Statüsüne taraf ülkeler için bir samimiyet testi teşkil ediyor. Kararı uygulamakla yükümlü ülkelerin çoğunun destek beyan etmesini bu bakımdan takdire şayan buluyoruz. Türkiye olarak biz de Uluslararası Ceza Mahkemesinin aldığı bu cesur kararı destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

"Türkiye'nin günlük ürettiği petrol 155 bin varili geçmiştir"

Erdoğan, Gabar’da petrol arama sondaj çalışmalarının kesintisiz sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Muhalefetin keşfimizi açıkladığımızda, akıllarınca dalga geçtiği Gabar'daki petrol kuyularımızda günlük üretim miktarı 57 bin varile yükseldi. 2024 yılında Şırnak, Hakkari, Van başta olmak üzere toplam 84 sondajı tamamladık. Bu sondajlarda 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz. Türkiye'nin şu an günlük ürettiği petrol miktarı 155 bin varili geçmiştir. Son bir yılda yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi neticesinde 11 milyar dolarlık doğal gaz ithalatını önledik. Önümüzdeki 11 yılda rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 4 kat artışla 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz. Ülkemizin 70 yıllık hayali olan Nükleer Enerji Akkuyu Santrali Projemizi de gerçeğe dönüştürüyoruz. Akkuyu Santrali devreye girdiğinde inşallah Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu temin edecek. Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle artan enerji ve emtia fiyatlarından vatandaşlarımızın olumsuz etkilenmemesi için her türlü tedbiri aldık."

Bugünkü kabine toplantısında çalışma-sosyal güvenlikten dış politikaya, içişlerinden savunma ve güvenlik meselelerine kadar pek çok konuyu değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, bakanlıkların 2025 yılı bütçesine dair görüşmelerinin, Plan ve Bütçe Komisyonunda devam ettiğini belirtti.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Foto: Özgürlük İçin Hukukçular Derneği

ÖHD’den kayyım raporu ve iktidara çağrı

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Türkiye İçişleri Bakanlığı tarafından çeşitli Kürt illerindeki belediyelere atanan kayyımlar ve bu süreçte yaşanan gelişmeleri raporlaştırdı. Raporda kayyım atamalarının tarihi süreçleri, bu atamalarla birlikte yaşanan hak ihlalleri ve protesto eylemleri detaylı bir şekilde ele alındı.