Haber Merkezi - CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, CHP'nin, tüm reklam ve canlı yayın hizmeti alımı anlaşmalarını sonlandırma kararı aldığı Halk TV ile daha önce yapılan anlaşmanın doğru olduğunu söyledi.
CHP’de Medya, Planlama ve Sosyal Medya Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Eren Erdem, Habertürk TV’de, Halk TV-CHP ilişkilerine dair soruları yanıtladı.
CHP'de bir kriz olmadığını belirten Eren Erdem, "CHP'de bir kriz yok. Öngörülebilir, sonuçları malum bir süreç var. Sonuçları malum derken neyi kastediyorum, kriz etrafında olağanüstü bir tartışma yürütmeniz gereken bir meseledir. Biz CHP'nin doğal alışkanlığı ve akışkanlığı içerisinde bir süreç yaşıyoruz. Biz bu süreçleri hep yaşarız, yaşadık. Bu süreçler içerisinde olgunlaşırız. Biz tartışırız, konuşuruz, birbirimizle polemik yaparız kapalı toplantılarında. Ama kamuoyunda CHP'nin farklı anlaşılması için özel gayret var. Bizim parti kurullarımızda yaptığımız toplantıların kamuoyuna yansıtılış şeklini izliyorum, katılan biri olarak. Yüzde 70-80 yalan bilgilerle dezenforme edilerek, kurullarda adeta birbirimizi yiyormuşuz gibi bir görüntü yaratılıyor. CHP'nin bölünmesi, parçalanması kimin işine geliyorsa onlar yapıyor” dedi.
“Gizli anlaşmalar değil”
"Halk TV ile bir anlaşma yapmışsınız, bu normal bir şey mi?" sorusunu da cevaplayan Erdem, şöyle devam etti:
"İsveç'te değil ama Türkiye'de normal. Ya da İngiltere'de değil ama Türkiye'de normal. Başka anlaşma yaptığımız kanallar da var. Hangileri olduğunu söylemem doğru olmaz. Gizli anlaşmalar değil. Kanallar taraf olarak bunu paylaşmamızı istemeyebilirler. İktidar bizim kadar şeffaf değil. İktidar yapıyor bunu. Biz yaptığımız anlaşmaları Anayasa Mahkemesi'nin denetimine sunuyoruz. İktidar ise arka kapıdan yapıyor bunu. Basın İlan Kurumu üzerinden, şirketler üzerinden, farklı şekillerde yapıyor bunu. Biz şeffaf yapıyoruz, Anayasa Mahkemesi denetliyor bunu. Tamamen hukukidir. Sözleşmelerin hiçbir yerinde bir televizyon kanalının yayın politikalarını yönlendiren tek bir cümle yoktur. Bu sözleşmeler canlı yayın ve reklam sözleşmeleridir. Orada Kemal Bey'in grup konuşmaları ve bizim reklam kampanya bantlarımızın şu kadar süre döndürülmesi şeklinde anlaşmalar yapılır.
“Derdimiz o kanalın yayın politikasını belirlemek değil”
Türkiye'de 25 tane kanal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını vermiyorsa verecek yerler arıyorsunuz. 30 yerde Sayın Erdoğan konuşurken, 5 yerde Sayın Kılıçdaroğlu konuşuyorsa orada seçenek aramak ve yaratmak durumundasınız. Onu nasıl yapacaksınız? Reklam vereceksiniz, sponsorlu reklam vereceksiniz. Derdimiz o kanalın yayın politikasını belirlemek değil, orada Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını verebilmektir. Bu sözleşmenin baştan aşağıya oluşum şekli budur."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın