Kandilli Rasathanesi Prof. Kalafat: Maraş depremi İstanbul depremi riskini artırmadı
Haber Merkezi - Türkiye ve Suriye'yi vuran 6 Şubat depreminden bu yana İstanbul'da beklenen büyük deprem korkusu alevlendi, ancak sismolog Doğan Kalafat riskin artmadığını söylüyor.
Kandilli Rasathanesi Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Doğan Kalafat, AFP'ye verdiği demeçte, "Tamamen farklı sistemlerden bahsettiğimiz için risk artmadı” dedi.
Kalafat, Türkiye'nin en kalabalık şehrinin Kuzey Anadolu Fayı yakınında yer aldığını, Maraş merkezli depremlerin ise ülkenin güneydoğusundaki başka bir fay boyunca meydana geldiğini açıkladı.
Yine de, iki kıtaya yayılan ve son yıllarda gökdelenlerin çoğaldığı İstanbul'un 16 milyonluk nüfusu, beklenen büyük depreme hazır olup olmadıklarını sorguluyor.
Düşük kaliteli çimento kullanımı ve yapıları "yumuşak zemin" üzerine inşa etmenin yanlış olduğunu belirten Kalafat, "Bunu söylemek istemezdim ama ne yazık ki, İstanbul çok sayıda kötü inşa edilmiş binaya sahip, çok büyük bir şehir” dedi.
6 Şubat'tan bu yana 9 bin artçı sarsıntı meydana geldi
Deprem uzmanı Prof. Kalafat, büyük bir depremi beklerken, "Zamanı iyi değerlendirmeliyiz. Depreme dayanıklı evleri sağlam zemin üzerine yapmalıyız. Alınacak en önemli önlem bu” dedi.
Kandilli Rasathanesi’nde, sismologlar her sekiz saatte bir sırayla potansiyel sarsıntıları izleyen bir dizi bilgisayar ekranını izliyor.
Önlerinde, en az 5 metre yüksekliğinde bir duvarda dev ekran, ülke çapındaki 260 sismik istasyondan gerçek zamanlı okumalar sağlıyor.
Prof Kalafat, "Türkiye'de 6 Şubat'tan bu yana 9 bin artçı sarsıntı meydana geldi ki bu, normalin yedi veya sekiz katından fazla” dedi.
Prof. Kalafat, masalardan birinin üzerindeki lamine bir haritanın Marmara Denizi'ni geçen Kuzey Anadolu Fayı'nın, İstanbul'un güney kıyılarından sadece 15 ile 17 kilometre uzaklıkta olduğunu gösterdiğini söyledi.
7'nin üzerinde deprem olasılığı yüzde 65
2001'de, Türkiye'nin kuzeybatısında meydana gelen ve 17.000 kişinin hayatını kaybettiği 7,4 büyüklüğündeki depremden iki yıl sonra Kalafat, İstanbul'un da dahil olduğu aynı bölgede 2030'dan önce büyüklüğü 7'nin üzerinde olan bir depremin meydana gelme olasılığının yüzde 65 olduğunu hesapladı.
Risk 50 yılda yüzde 75'e, 90 yılda yüzde 95'e çıktı
Kalafat, “Bu istatistikler hala geçerli. Bugünün teknolojisiyle bile bir depremi tahmin etmek imkansız. Belli bir hata payı ile depremin nerede olabileceğini ve ne büyüklükte olabileceğini söyleyebiliriz ama ne zaman olacağını bilemeyiz” dedi.
Kalafat, Kandilli Rasathanesi'nin erken uyarı sistemi geliştirdiğini ancak İstanbul'un fay hattına çok yakın olduğunu söyledi.
Masalardan birinde, iki ekran arasında duran siyah bir telefon ve üzerinde kamu afet yönetim kurumunun kısaltması bulunan iki kırmızı etiket var. Bu telefon bilim insanlarının büyük bir deprem için uyarı göndermesine olanak tanıyor.
Japonya'da 45 saniye öncesinden mesaj gitti
Erken uyarı en fazla yedi veya sekiz saniye kazandırabiliyor ki bu insanların güvenli bir yere geçmesine yetecek bir zaman değil.
Buna karşılık, Mart 2011'de yıkıcı bir deprem ve tsunaminin vurduğu Japonya'nın Tohoku bölgesindeki telefonlu uyarı sistemi halka 45 saniye kazandırdı.
Kalafat, “Orada vatandaşları uyaran bir mesaj gönderebilirsiniz ama bizim burada böyle bir imkanımız yok” dedi.