Ankara (Rûdaw) – HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “NATO’nun genişlemesi konusunda pazarlık yaptığı meselelerin tamamı yine Kürt sorununa çıkıyor” diyerek hükumetin Kürt politikasını eleştirdi. Sancar HDP’nin çiftçiler için acil önlem paketini de açıkladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin haftalık olağan Meclis grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
Konuşmamasına 21 Mayıs Çerkes Soykırım ve Sürgün Günü’nün 158'inci yıldönümünde hayatını kaybedenleri anarak başlayan Sancar, Çerkes halkının acısını, yasını yürekten paylaşıyorum. Çerkes halkının talepleri konusunda kendileriyle birlikteyiz. Çerkes halkının dili üzerindeki asimilasyonun ortadan kaldırılmasından hak ve özgürlük temelli güvencelere kadar demokratik tüm haklarına yönelik taleplerini sahipleniyoruz ve yanlarındayız” dedi.
Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesini değerlendiren Sancar, şu ana kadar savaşın önüne geçmek için devreye girmesi gereken kurumların etkisiz olduğunu söyledi.
Sancar, “Askeri kurumlar güçlendikçe ve büyüdükçe diplomasi ve demokrasi kurumları daha da zayıflayacaktır. Bunun dünya için, insanlık için, tüm gezegen için ne gibi sonuçlar doğuracağını görmek için basit bir tarih bilgisi yeterlidir. Dünya büyük savaşlardan geçti, büyük küresel savaşlar yanında bölgesel çatışmaların ağır yıkımlarını yaşadı ve bunlar hep silahlanma yarışı ve askeri yayılma anlayışına dayanan politikalardan kaynaklanıyordu. Yeniden bu karanlık dönemlere girmemek için diyoruz ki; silahlanma yarışına, askeri rekabete değil diplomasiye, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve özgürlüğe dayanan kurumları yeniden güçlendirmek ve etkili kılmak gerekiyor. Bu sadece kurumlarla sınırlı bir mesele de değildir elbette” ifadelerini kullandı.
“NATO pazarlığındaki bütün meseleler Kürt düşmanlığına çıkıyor”
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği ile Türkiye’nin bu konudaki tavrını da değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Sanca, şöyle devam etti:
“Dönüp dolaşıp mesele aynı noktaya geliyor: Kürt sorununda çözümsüzlük. Dikkat edin, NATO’nun genişlemesi konusunda pazarlık yaptığı meselelerin tamamı yine Kürt sorununa çıkıyor. İsveç’e, "bütün demokrasi kanallarınızı askıya alın size karşı veto hakkımızı kullanmayalım" diyorlar. Bazen insanın gerçekten inanası gelmiyor. Örneğin Türkiye vatandaşı olmayan İsveç halkları tarafından seçilmiş bir parlamenterin bile iadesini isteyebiliyorlar. Bunu bir pazarlık şartı olarak masaya sürüyorlar. Dünyayı da kendilerine benzetme çabasının yaratabileceği sonuçları Türkiye halklarının, dünya halklarının görmesi gerekiyor.”
“Savaştan ve krizlerden beslenenler de bilsinler ki, halklar ve dünya kendilerinden çok daha büyüktür” diyen Sancar, “Eğer halklar bir araya gelebilirse bu karanlık gidişi durduracak gücü mutlaka ortaya çıkaracaklardır. HDP olarak hem Türkiye’de hem bölgede hem Avrupa’da hem de dünyada üzerimize düşen rolü oynamaya devam edeceğiz Bekleyecek halimiz yok, gecikecek zamanımız yok, derhal en büyük demokrasi ve barış ittifakını hep birlikte oluşturalım” değerlendirmesinde bulundu.
HDP’li siyasetçilerin yargılandığı Kobani Davası hakkında da konuşan Sancar, “Mayıs ayında yaşanan olumsuzluklar arasında 20 Mayıs 2016 tarihli dokunulmazlık kararlarının alınmasını anmadan geçmemek gerekiyor. Çünkü bu düzenin yerleştirilmesinde o tarih dönüm noktalarından biridir” dedi.
Daha sonra 4 Kasım 2016 ‘da dokunulmazlıkların hemen kaldırıldığını ve gözaltıların başladığını belirten Sancar, “Bunların sadece HDP’ye yönelik operasyonlar olmadığını, Türkiye’de demokrasiyi, eşit ortak yaşam idealini ve amacını hedef aldığını hep söyledik. Her gün maalesef farklı örneklerle haklı çıktık. Keşke haklı çıkmasaydık biz direnirdik bütün bu baskılara karşı. Arkamızda, yanımızda duran halkın büyük desteğiyle gene bunlarla baş ederdik ama şimdi mesele HDP meselesi değildir derken neyi kast ettiğimizi son örneklerle herkesin daha iyi anlaması gerekiyor. Onun için gözlerimizi yeniden bu kumpas davalarına mesela Kobanî Kumpas Davasına çevirelim. Orada pişirilen düzen Türkiye’ye giydirilmek istenen demir kafesin çok canlı ve çarpıcı bir provasıdır. HDP değildir mesele, bu ülkede faşizmi yerleştirme meselesidir” diye konuştu.
HDP’nin çiftçiler için acil önlem paketi
Mithat Sancar, çiftçiler acil olarak alınması gereken önlemlerden oluşan 3 maddelik paketi ise şu şekilde açıkladı:
“-Çiftçinin üretim maliyetlerini düşürmek için mazot ve gübre başta olmak üzere her türlü üretim girdisindeki vergi yükü derhal kaldırılmalıdır.
-Çiftçilerin bankalara olan borçları derhal sıfırlanmalıdır.
-Tarım alanlarında yapılaşmaya son verecek yasal ve gerekirse anayasal düzenlemeler hemen gündeme alınmalıdır.”
“Enflasyon fırladıkça ve kurlar yükseldikçe iktidar savaş söylemine sarılıyor”
Sancar sözlerine şunları ekledi:
“Enflasyon fırlıyor, kurlar yükseliyor ve enflasyon fırladıkça, kurlar yükseldikçe iktidar savaş söylemine sarılıyor. Enflasyonun ve kurların tırmanmasıyla savaş politikaları arasında doğru orantı var. Enflasyon konuşulmasın, yoksullaşma ve açlık tartışılmasın diye şimdi yeniden Kuzey ve Doğu Suriye'ye operasyon hazırlıkları ilan ediliyorlar. Herkes yeniden savaşı konuşsun istiyorlar ama inanıyorum ki Türkiye halklarının büyük bir çoğunluğu bu manevraları, bu ucuz oyunları açıkça görmektedir. Kimsenin bu oyunlara prim vermemesi gerekiyor. Halkların bu konuda yeterince duyarlı olduklarına inanıyoruz. Bizim dışımızdaki muhalefet partilerinin de iktidarın bu oyunlarına değil halkların gerçek sesine, toplumun vicdanındaki duygulara kulak vermesi gerekiyor. Böyle olursa yeniden devreye sokmak istedikleri bu oyunu kolayca bozabiliriz.”
“Uzaya bir Türk göndereceklermiş”
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı uzay programı hakkında da konuşan Mithat Sancar, “Bu kadar olumsuzluk varken espri kaba kaçabilir farkındayım ama hani öyle şeyler yapıyorlar ki bunları fıkra olarak anlatmadan başka türlü anlatmak da o kadar zor. Dün açıklanan müjdeden bahsediyorum. Uzaya bir Türk vatandaşı görmeye çalışıyorlar. Ne diyelim büyük müjde, tabii Türkiye halkları acayip heyecanlandılar değil mi? 85 milyonun sabırsızlıkla beklediği müjdeyi açıkladılar. Memleketin sorunlarına buldukları çözüm, halkı kandırabileceklerine inandıkları yöntem bu. Bu kadar çaresiz, aciz ve zavallı durumdalar” dedi.
Sancar, “Biz diyoruz ki aslında bu uzay programı fena bir program değil bunu değerlendirebiliriz. Mesela o şartlara uyan vatandaşı bulmasınlar, biz aracı olalım, gücümüzü kullanalım, lobi yapalım bu iktidarı toptan bir araca bindirelim tek yön bilet alalım gitsinler. Ama orada da uzaylıların suçu ne diye sorasım geliyor. Yani uzayda yaşayanların suçu ne? Es kaza uzayda Kürtler varsa durum ne olacak? Bu ağır sorunlar karşısında bu laubaliliktir. Bu Türkiye halklarının aklıyla ve vicdanıyla alay etmektir” diye ekledi.
6-7 Haziran tarihinde yapacakları büyük konferans öncesi bölge konferanslarını tamamladıklarını anlatan Sancar, “Şimdi aynı coşkuyla büyük kongremize hazırlanıyoruz ve 3 Temmuz’da da 5. Olağan Kongremizi gerçekleştiriyoruz. Herkese, iktidara ve bütün dünyaya iradenin, kararlılığın, inancın en görkemlisini göstereceğiz. Demokrasiye, özgürlüğe ve barışa giden yolda baskıların, engellemelerin, kumpasların, yıldırmaların hiçbir işe yaramadığını bir kez daha ortaya koyacağız. En coşkulu halimizle 3 Temmuz’da olağan kongremizde buluşacağız” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın