Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da açıklamalarda bulundu. Demirtaş'a ilişkin konuşan Erdoğan, "Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor" dedi.
Kasım 2016'dan bu yana tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için “Edirne Cezaevi'ndeki zat” diyen Erdoğan, "Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunun hesabını benim Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak" ifadelerini kullandı.
Ardından Erdoğan HDP eşbaşkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan’ın adlarını zikretmeyip “Yine bir eş başkanları var. Kürt mü? Değil. Ama benim Kürt kardeşlerimi sömürüyor” dedi.
Erdoğan konuşması sırasında Diyarbakır Cezaevi'nin Adalet Bakanlığı'ndan alınıp Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredildiğini belirterek "Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözünü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Bugün itibariyle Diyarbakır Cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmiştir. Geçmişte nice acılara, zulümlere konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza, hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme imkanı sağlayan bir eser olarak hizmet verecektir. Şimdiden Diyarbakırımıza hayırlı olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat, gösteri alanlarıyla artık bu cezaevi ortadan kalkıyor" sözlerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Maşallah Diyarbakır'ı özlemişiz. Sizin coşkunuzdan anladığım kadarıyla Diyarbakır da bizi özlemişiz. Bu ne coşku? Burada bir pankart var. 'Altılı masa size buradan mesaj var, sahiplerinize fırsat vermeyeceğiz, Kürtleri masanıza meze etmeyeceğiz.' Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle ne diyoruz? Yaradılanı yaradandan ötürü severiz. Ayrım yok. Öyleyse hep beraber...
Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bizi bölenlere de fırsat vermeyeceğiz. Bir dönem kucaklaşmamızı engellemek için her yolu denediler. Bilmiyorlar ki kalpten kalbe giden görünmeyen yollar vardır. Biz gerekirse serden, gerekirse yardan, gerekirse candan geçeriz, ama Diyarbakırlı kardeşlerimizle gönül birlikteliğimizden vazgeçmeyiz dedik.
"Nerede insan hakları savunucuları"
Avrupa'dan ABD'den beslenen zehirli köklerini coğrafyamızın kalbine bir bıçak gibi saplamaya çalışanlara eyvallah etmedik. Kardeşlerim Diyarbakır Anneleri'ni Batı'nın şempanzelerine bırakmadık. Nerede bu Batı'nın insan hakları savunucuları? Nerede bunlar?
Bir kere gelip de Diyarbakır Anneleri'ni gelip ziyaret ettiler mi? Gördüler mi? Onlar sadece sahne artisti. Diyarbakır'daki kardeşlerim bunlara yüz vermediler. Peyderpey evlatları da dönüp geldi. Milletimizle aramızda nifak sokmak için her yolu deneyenlerin kirli yüzlerini tek tek ortaya çıkardık. Bu coşku, bu heyecan çok çok farklı.
Diyarbakır'ın rengi baskı, zulüm, acı değildir. İstihdam eden fabrikalardır. Her bir insanıyla Diyarbakır'ı gönülden seviyoruz. Kardeşlerim, Hz. Ömer'in fethinden beri, 1383 yıldır her şeyiyle bizim olan, bizim medeniyetimizin şehri olan Diyarbakır'a göz dikenin iflah olmayacağı açıktır. Ah, şu Diyarbakır surlarının dili olsa da konuşsa. Şu Dicle Nehri'nin dili olsa da konuşsa, ah şu ecdat yadigarı mezar taşlarının dili olsa da konuşsa...
Konuşsa da bir yandan mirasçısı olduğumuz medeniyetin ihtişamını anlatsa, diğer yandan daha düne kadar bu coğrafyanın tarihiyle, kültürüyle, sanayisiyle, ticaretiyle, en önemlisi insanıyla en seçkin şehri olan Diyarbakır'ın kolunu, kanadını kıranların ihanetini anlatsa. Ağızlarından demokratik siyaset lafını eksik etmeyenlerin, emperyalistlerin nasıl kucağından inmediklerini anlatsa.
"Kürt kardeşimi sömürüyor"
Diyarbakır'ın yaşadığı karanlık günler de geride kalmıştır. Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunun hesabını benim Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak.
Yine bir eş başkanları var. Kürt mü? Değil. Ama benim Kürt kardeşlerimi sömürüyor.
Diyarbakır ekonomisiyle, kültür ve sanatıyla, altyapısıyla yoluna kararlı bir şekilde devam etmektedir. Artık Diyarbakır huzurun şehridir.
“Diyarbakır’ı kenarda bırakmadık”
Türkiye'yi büyütüyoruz derken; işiyle aşıyla küresel krizler karşısındaki duruşuyla her şeyi ile büyütüyoruz. Kardeşlerim biz bugüne kadar Diyarbakır'ı 57 milyar TL'lik kamu yatırımıyla her alanda geliştirmenin gayreti içinde olduk. Diyarbakır'ı kenarda bırakmadık. Batı'ya neyse Güneydoğu'ya da onu yaptık. Bu şehrin her karış toprağına alın terimizle, bu şehrin insanlarının her birinin hayatına gönül bağı ile dokunduk. Eski stadın yerine millet bahçesi yapıyoruz. Kayapınar Şehir Hastanemizi de hızla yenileyerek sizlerin hizmetine sunacağız.
Eğitimde tüm mahallelerimizi okullarla donattık. Son atamada seçmeli dersler için talep edilen tüm Kürtçe öğretmenlerimizin kadrolarını aştık. Sağlıkta tüm ilçelerimizi hastanelerle bezedik. İnşallah inşası süren Kayapınar Şehir Hastanesi’ni de sizlerin hizmetine sunacağız.
Sporda ülkemizin en modern statlarından birini Diyarbakır’a kazandırdık. Şehircilikte inşa ettiğimiz 20 binin üzerinde toplu konutla pek çok ilçemizi, mahallemizi adeta yeni baştan inşa ettik. Son kampanyamızla Diyarbakır’a 5 bin 570 konut, 450 sanayi sitesi ve 30 bin konutluk arsa daha kazandıracağız. Kura neticesinde arsaları kim kazanırsa onlar alacak. Eski stadın yerine millet bahçesi yapıyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarına hızla devam ediyoruz. Ulaştırmada, 44 kilometrelik bölünmüş yol uzunluğunu 450 kilometreye çıkardık. Bugünkü açılışımızla çevreyolunu da hizmete alıyoruz.
Silvan Barajı yakında su tutmaya başlıyor. Babakaya Tüneli’nin inşası sürüyor. Silvan Tüneli’nde ihale yenilemesi sebebiyle yavaşlayan çalışmalar birkaç hafta içerisinde tam gaz yeniden başlıyor. OSB’lerin yenileri sırada bekliyor. Doğal gaz hattını henüz bu imkana kavuşamamış ilçelerimize doğru genişletiyoruz.
“Irak ve Suriye’nin huzurlu olması lazım”
Sadece Diyarbakır'ın huzurlu olması yetmez, Irak'ın da Suriye'nin de huzurlu olması lazım.
“Diyarbakır Cezaevi müze olacak”
Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözünü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Bugün itibariyle Diyarbakır Cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmiştir.
Geçmişte nice acılara, zulümlere konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza, hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme imkanı sağlayan bir eser olarak hizmet verecektir. Şimdiden Diyarbakırımıza hayırlı olmasını diliyorum.
Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat, gösteri alanlarıyla artık bu cezaevi ortadan kalkıyor. Elbette ki Diyarbakır'ın bu güzel tablosundan rahatsız olanlar da var.
Adeta kahroluyorlar. Rahatsızlıklarının bir sebebi de bunların gerçek yüzlerini sizlerle paylaşıyor olmam."
Kürtçe dövizi okudu
Erdoğan “Can û ciger Erdogan, Roniya çavê min Erdoğan” (Canım ciğerim Erdoğan, gözümün nuru Erdoğan) dövizini de konuşma öncesinde Kürtçe okudu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın