Halay çektikleri için şiddet görmüştüler: Darp raporu alırsanız gününüzü görürsünüz
İstanbul (Rûdaw) – İstanbul’da polis şiddetine maruz kalan İdris Akpınar, “Hastaneye giderken yolda bizi dövüyorlardı arabada. ‘Şimdi gidiyoruz, darp raporu alırsanız gününüzü görürsünüz’ dediler. Sonra ‘Rapor alacak mısınız?’ diye sordular. ‘Almayacağız’ dedik” şeklinde konuştu.
İstanbul’da Kadıköy ilçesinin Moda Sahili’nde Kürtçe müzik eşliğinde halay çeken Kadir Gülşen, Barış Gülşen, Seyithan Gülşen, Cahit Kurt adlı gençler ve olaya tepki gösteren İdris Akpınar’a polis tarafından şiddet uygulandı.
Gözaltına alınanlar ters kelepçeli bir şekilde yüz üstü yatırılmış ve polis arabasından da Mehter Marşı çalınmıştı.
Polis şiddetine maruz kalan 5 Kürt işçiden 3’ü memleketlerine giderken sadece 2’si İstanbul’da kaldı. İstanbul’da kalanlardan biri hakkında da ev hapsine karar verildi.
Polis şiddetine maruz kalan gençlerden biri olan İdris Akpınar, neler yaşandığını Rûdaw’a anlattı:
“Saat beşte Kadıköy’e gittim. Yalnızdım, yanımda arkadaşım yoktu. Bir şeyler yedim, saat sekizde eve gidecektim. Baktım polis araçları geldi. Gençlerin yanına giderek ‘Burada ne yapıyorsunuz?’ dediler. Onlar da ‘Halay çekiyoruz’ dedi. Kürtçe müzik çalıyordu. Polis geldiğinde müziği kapattılar. Polis, müzik çaları aldı.
“Seni de alabiliriz”
Gençlerden biri polise, ‘Bir şey yapmadık, neden müzik çalarımızı alıyorsunuz? Diye sordu. Polis ise ‘Seni de alabiliriz’ dedi. Genç, ‘Bizi neden alıyorsunuz? Bir şey yapmadık’ dedi.
“Yaptığınız iyi bir şey değil, yapmayın”
Sonrasında iki genci polis aracına aldılar. Ben biraz uzaktaydım. Onları dövdüklerini görünce ben de gidip ‘Neden böyle yapıyorsunuz? Yaptığınız iyi bir şey değil, yapmayın’ dedim. Sonra bir polis silahını çıkararak havaya ateş açtı, biber gazı çıktılar. Olayların daha kötüye gideceğini anlayınca video çektim.
“Çocuk dövüyorsunuz, çocukları neden dövüyorsunuz?”
Polis bana ‘Video mu çekiyorsun?’ diye sordu. Ben de ‘Evet’ dedim. ‘Buraya gel’ dediler, gitmedim. Gidersem videoyu silerler diye düşündüm. Sonra polis yanıma geldi. Beni yakalayıp ‘Neden video çekiyorsun’ dediler. Ben de ‘Çocuk dövüyorsunuz, çocukları neden dövüyorsunuz?’ dedim. Bir şey yapmamıştılar.
“Arabada 2 polis beni dövdü”
‘Onları mı dövüyoruz?’ dediler. ‘Evet onları dövüyorsunuz’ dedim. Beni de arabaya aldılar, arabada böyle yaptılar. Yüzümü ve sırtımı darp ettiler. Arabada 2 polis beni dövdü.
“Ne yaptık ki? Ben de anlamış değilim!”
Neden böyle davrandıklarını, neden Mehter Marşı açtıklarını anlamadım. Bize ‘terörist’ diyordular. Ne yaptık ki? Ben de anlamış değilim!
“‘Avukat mı istiyorsun?’ deyip dövdüler, daha çok dövdüler”
Bize küfür de ettiler. Bir şey sorduğumuzda daha çok dövüyorlardı. Bundan dolayı ben de soru sormuyordum. Arkadaşım, ‘Neden böyle yapıyorsunuz? Avukat istiyorum’ diyordu. Ben ise bir şey sormuyordum çünkü bir şey sormamızı istemiyorlardı. Arkadaşım, ‘Avukat istiyorum’ deyice ‘Avukat mı istiyorsun?’ deyip dövdüler, daha çok dövdüler.
“Darp raporu alırsanız gününüzü görürsünüz”
Hastaneye giderken yolda bizi dövüyorlardı arabada. ‘Şimdi gidiyoruz, darp raporu alırsanız gününüzü görürsünüz’ dediler. Sonra ‘Rapor alacak mısınız?’ diye sordular. ‘Almayacağız’ dedik. ‘Tamam, yürüyün’ dediler.
“‘Bizi dövmemişler’ dedik”
Doktor kadındı. ‘Sizi dövdüler mi?’ dedi. ‘Hayır, bizi dövmediler’ dedik. ‘Sizi nasıl dövmemişler, gözleriniz mosmor olmuş’ dedi. ‘Bizi dövmemişler’ dedik yine. ‘Peki, siz bilirsiniz. Benim yapabileceğim bir şey yok’ dedi. Arabaya bindik, bizi yine dövdüler.
“Yarın başkasına yaparlar”
Bize işkence uygulayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Neden mi? Çünkü suçumuz olmadığı hâlde bugün bize bunları yaptılar, yarın başkasına yaparlar. Hapishaneye düşen başka biri vardı. ‘İskele Karakolu’na mı gittiniz? dedi. ‘Evet’ dedim. ‘Orası iyi değil, keşke oraya gitmeseydiniz’ dedi.
“Başkalarına böyle davranılmaması için şikayetçi olmak istiyorum”
Şimdi başka arkadaşlar oranın iyi olmadığını söyledi. Demek ki öncesinde başkalarına da bunlar yapılmış. Başkalarına böyle davranılmaması için şikayetçi olmak istiyorum.
“Onları tanımıyorum ama vicdanım kabul etmedi”
Millet ‘Teröristler’ falan diyor. Polis, bizim de polisimiz. Neden insanları dövüyorlar. Güzellikle, ‘Kardeşim, böyle yapmayın’ deseydiler bunlar olmazdı ama ‘yiğitlik’ taslıyorlar. Neden bunu yapıyorlar? Biz halkız, milletiz. Onların halkı. Yarın aynısı senin kardeşinin de başına gelebiliriz. Kimse sesini çıkarmıyordu. Onları tanımıyorum ama vicdanım kabul etmedi. Neden onları dövüyorlar?”