Kürtçe yayıncılıkta iddialı çıkış: Pall Yayınları
Erbil (Rûdaw) – Kürtçe yayıncılık yeni bir yayınevine daha kavuştu. Geçen sonbaharda Diyarbakır’da, Pall Yayıncılık adıyla yeni bir yayınevi kuruldu. Yayın hayatına üç kitapla başlayan Pall Yayınları, kitaplarını e-kitap, sesli kitap ve basılı kitap olmak üzere üç farklı formatta hazırlayacak.
Pall Yayınları’nın Sorumlusu İnan Eroğlu, Hêvîdar Zana’nın sunduğu Rûdaw 15.00 bültenine katıldı.
İnan Eroğlu, yeni nesil bir yayıncılık yaptıklarını anlattı. Yayıncılık tarzlarıyla genç kesimlere ulaşmayı ve gençleri yayın dünyasına katmayı amaçladıklarını söyledi.
Günümüzde Kürtçe yayıncılığın daha çok eski kuşakların yönetiminde olduğunu ve bu durumu değiştirmek istediklerini belirten İnan Eroğlu, “Biz yeni nesil yayıncılık yapmak istiyoruz. Yeni nesilden kastımız sadece genç kuşaklara yönelik yayın yapmak değil. Bu yayınevine katkıda bulunanların yüzde 90'ı genç insanlardan oluşuyor ve ayrıca özellikle genç yazarları imkan sunmaya çalışıyoruz. Yayınladığımız kitapların yazarları da genç yazarlar. Neden bunu yapıyoruz? Çünkü bugün baktığımızda yayıncılık daha çok, yaş ortalaması yüksek kişilerin elinde bulunuyor. Bu kişilere uzun ömürler diliyoruz fakat ben şu görüşteyim: Yeni bir nesil, genç bir nesil ortaya çıkmaz ve kendilerine yeni imkanlar yaratmaz ise tıpkı Hawar ve Tîrêj dergilerinden sonraki dönemler gibi on yıllarca süren sessizliğe mahkum olurlar. Aynı riski bugün için de görüyorum. Eğer biz yani genç nesiller bir şeyler yapmazsak yine yıllarca sürecek olan bir sessizlik dönemi yaşanacak ve yeni bir şey üretilmeyecek. Bu nedenle de biz yeni nesiliz dedik ve doğrusu yayınevimizde Şu ana kadarki en genç en genç yayınevi” diye konuştu.
“Üç formatta yayıncılık yapılacak”
Genç bir yayınevi olmalarının yanı sıra başka özgün özellikleri de olduğunu kaydeden Eroğlu, “Biz üç formatta yayıncılık yapacağız. Hem matbu, hem sesli kitap hem de e-kitap şeklinde yayıncılık yapacağız. Zaten bugün Türkiye'de bu şartlarda kitap basımı doğrusu çok pahalıya mal oluyor. Bu nedenle kitapları az sayıda basıyoruz. Bazen 200 bazen 300 sınırında tutuyoruz. Tabii satış ve dağıtıma göre de belirliyoruz bu sayıyı. Dijital yönden biraz güçlendirmek istiyoruz kendimizi. Dünyanın dört bir yanındaki okurlar ya da Kürtler kitaplarımıza rahatlıkla ulaşabilirsiniz istiyoruz. Ayrıca birçok genç çalışanlarımız var. Kitapların hazırlanması sürecinde yazarlarla editçrler arasında ciddi bir iletişim ve diyalog yaşanıyor. Şu ana kadar üç kitap bastık ve yeni kitapları da basacağız ancak mümkün olduğunca az basmak istiyoruz çünkü çok fazla da bassak bütün Kürt okurlara ulaşmamız mümkün değil çünkü çok fazla Kürtçe okuru yok. Kürtçe okuyanların sayısı belli. Bu sayı çok az da olsa nitelikli olmasını istiyoruz” dedi.
Sıradan bir yayınevi olmak istemediklerini, az ancak nitelikli kitaplarla okurların ilgi ve beğenisini kazanmak istediklerini ifade eden İnan Eroğlu, şöyle devam etti:
“Yılda en az 10-12 kitap basmak istiyoruz. Basıldığında okurlarımız kitabın yolunu gözlemiş olsunlar istiyoruz. Sıradan bir yayınevi olmasını istemiyoruz. Özellikle çevirilerdeki kötü çeviri sorunlarını çözebilmek için bir kılavuzumuz mevcut. Bu kılavuzu sağlayan oluşturan da dil uzmanımız Engin Öpengin’dir. Bize kitaplarını da çevirilerini gönderen kişilere öncelikle diyoruz ki bu kılavuza göre metinlerinizi düzeltip gönderin, ondan sonra biz kitabınıza editörlük yapalım diyoruz. Biz kitapların sadece dilbilgisi yönünden düzeltilmesi değil aynı zamanda güçlü bir içeriğe kavuşması için de editörlük yapmak istiyoruz. Bunu yapabilmemiz için de metinlerin söz konusu kılavuza göre düzenlenmiş olması bizim işimiz kolaylaştıracaktır. Böylece bir metini çok daha iyi bir forma sokabiliriz. Yazara diyoruz ki nasıl Türkçe kitap basan bir yayınevine ya da İngilizce basım yapan bir yayınevine gönderdiğinizde özen gösteriyorsanız aynı özeni Kürtçe yazarken de gösterin. Böylece içerikle uğraşalım, dil ile dili düzeltme ile uğraşmayalım diyoruz. Böylece öncelikle güçlü metinler, güçlü bir edebiyat ve güçlü içeriklere sahip kitaplar yaratma amacına yoğunlaşmış oluruz.”
Tanınmış Kürt sanatçılar kitapları seslendirsin
Sesli kitap çalışmasında tanınmış Kürt sanatçıların kitapları seslendirmesini arzuladıklarını ancak bunu henüz başaramadıkarını ifsade eden Eroğlu, bunu yapabilmeleri durumunda Kürtçe okur kitlesinin artacağına iananadılarını söyledi:
“Sesli kitap editörümüz de var. Erol Şaybak, kendisi dublaj ve seslendirme işinde çalışmış. Bastığımız üç kitap da profesyonel bir stüdyoda seslendirildi. Ancak belki imkanlarımız nedeniyle bastığımız bütün kitapları seslendiremeyebiliriz. Seslendirme de birçok aşamadan geçiyor bizde de öyle oluyor. Bence sesli kitap şöyle bir etkide bulunacaktır: Okur olmayan kesimleri de etkileyecektir, okur olmayanlara da ulaşacak, onları da edebiyatla buluşturacak. Mesela tanınmış sanatlarımızı kitapları seslendirmeye ikna edebilirsek Kürtçe okurluğun sıkıştığı o dar çemberi açabiliriz. Sanatçıları çok ciddi bir kitle takip ediyor ki bu kitle, Kürtçe okuyup yazmamış bir kitle. Bu sanatçılar, yüzlerce binlerce kişiyi Kürtçe okurları dünyasına katabilirler. Kitaplarımızı söz konusu sanatçıların seslendirmesini istedik; ancak bu gerçekleşmedi.”