14 YILLIK ŞERZAN KURT DAVASINDA KARAR - 4'üncü kez yargılanan polise 5 yıl 2 ay hapis cezası
Haber Merkezi - Muğla'da 14 yıl önce üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un ölümüne ilişkin Eskişehir'de görülen davada 4'üncü kez yargılanan emekli polis memuru 5 yıl 2 ay 15 gün hapse çarptırıldı.
Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Gültekin Şahin ile taraf avukatları katıldı.
Savunmasını yapan sanık Şahin, 6,5 yıl tutuklu kaldığını belirterek, halen adli kontrol tedbirlerinin devam ettiğini anlattı.
Şahin, bu dosya yüzünden mesleğini erken bıraktığını öne sürerek, can güvenliği kaygısı nedeniyle silahının iadesi ile beraatini talep etti.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın 5 yıl 2 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına ve tutuklulukta geçen günlerin mahsubuna karar verdi.
"Biz de üzgünüz çünkü bir aile genç bir evladını yitirdi"
Sanığın avukatı Erol Halka, duruşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, verilen cezanın yüksek olduğunu savundu.
Halka, 14 yıldan beri süren hukuk mücadelesinin sonuna geldiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Müvekkilim emekli polis memuru, 14 yıl boyunca yargılandı. Bizim başından beri iddia ettiğimiz şey Şerzan Kurt'un katillerinin dışarıda dolaşma keyfiyetiydi çünkü benim müvekkilim tüm safahat incelendiğinde görülecektir ki bu suçu işlemedi. Süreçler esnasında heyetler değişti. Biz de üzgünüz çünkü bir aile genç bir evladını yitirdi. Keşke gerçek faillere ulaşılmış olsaydı. En nihayetinde Ceza Genel Kurulundan gelen karar, bugün Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde sonuçlandı. Gelinen nokta itibarıyla neticede 'kasıt olmaksızın insan öldürülmesi' suçundan dolayı müvekkilime hapis cezası verildi."
Sanık Gültekin Şahin ise avukatının söylediklerine katıldığını dile getirerek, "Baştan beri söylediğimiz gibi bizim bu davayla bir bağımız yoktu. Adalet tam tecelli etmese de birazcık teselli etti. Yine de hak ettiğimiz karar bu değildi. Beraatime karar verilmesi gerekiyordu." dedi.
14 yılda Şerzan Kurt davasında neler oldu?
Batmanlı öğretmen bir baba ve devlet memuru bir annenin oğlu olan 21 yaşındaki Şerzan Kurt, o dönem Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2. Sınıfında okuyordu. Kente iki kız arkadaşının taciz edilmesi sonrası olay yerine gelen Şerzan Kurt ve arkadaşlarına yönelik başka bir grup ırkçı saldırıda bulundu. Karşıt görüşlü grupların kavgasına dönüşen olaylara müdahale eden polislerden Gültekin Ş.'nin açtığı ateş sonucunda Şerzan Kurt, 12 Mayıs 2010'da sırtından vurularak ağır yaralandı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan Kurt, 19 Mayıs'ta yaşamını yitirdi.
Davanın güvenlik gerekçesiyle taşındığı Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polise 2012 yılında "olası kastla nitelikli öldürme suçuna yardım"dan 8 yıl hapis cezası verdi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, bu kararı 2014 yılında "Sanığın eyleminin haksız tahrik altında kasten öldürme suçunu oluşturduğu" gerekçesiyle bozdu.
Eskişehir'deki mahkeme, bozma kararının ardından sanık polis Gültekin Şahin bu suçtan 16 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 2016 yılında karara itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kararı "hükmün katılma istemi reddedilen Uluslararası Baran Tursun Vakfı temsilcisine tebliğ edilmemesi" nedeniyle usulden bozdu. Bu eksikliği gideren Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2018 yılında sanık polisin eyleminin "haksız tahrik altında kasten öldürme" şeklindeki görüşünden vazgeçerek suçun "TCK'nın 87/4. maddesinde ifade edilen neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" olduğunu savundu. Sanık hakkında haksız tahrik ve iyi hal indirimi de uygulanmasını isteyen Daire, tutuklu sanık polisi de tahliye etti.
2019 yılında davayı yeniden ele alan Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın haksız tahrik altında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi de bu kararı 2021 yılında onadı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 Mayıs 2021 tarihinde bir kez daha karara itiraz etti. Başsavcılık, ısrarla polisin eyleminin "bilinçli taksirle ölüme neden olma" iddiasıyla yeniden Ceza Genel Kurulu'na başvurdu.