Haber Merkezi – DEM Parti Sözcüsü Doğan, “Disiplin cezalarıyla, avukat görüş yasaklarıyla tecridi sürdürmek yerine Sayın Öcalan’ın mesajına kulak verin ve gereklerini yapın. Görüş yasaklarını sürdürerek değil, bu yasakları kaldırıp umudu büyüterek yanıt verin” dedi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Ankara’da parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kayyımlarla ilgili konuşan Doğan, “Dün MYK’mız toplandı. Gündeme dair gelişmeleri ve bundan sonraki planlamalarımızı konuştuk. Gündem derken de en başından beri ne olduğunu hepiniz izliyorsunuz. Yalnızca izlemiyorsunuz; alanda, sokakta, meydanda direniyorsunuz. Bizler Meclis’te buna karşı direniyoruz. Niye direniyoruz? Çünkü kayyım rejimi yıllardır bize zorla dayatılmaya çalışılıyor. Antidemokratik bir rejimden bahsediyoruz. Mevcut darbe anayasasına dahi aykırı. Yani hukuk dışı bir uygulamadan bahsediyoruz. 2016’dan bu yana devam ettirilen bu rejimin hukuksuzluğunu ve bu hukuksuzluğun kapı açtığı yolsuzluk, usulsüzlük ve rant odaklarını her gün bulunduğumuz her alanda teşhir etmeye çalışıyoruz. Niye teşhir ediyoruz? Hakkari’ye kayyım ilk atandığında da söylemiştik buradan; kayyım aynı zamanda Ankara’nın, İstanbul’un, Mersin’in de seçme ve seçilme hakkının ve halk iradesinin gasp edilmesi demektir. İrade gaspını aşan ve yargıyı da araçsallaştıran bir siyasi darbe olduğunu her yerde anlattığımız ve anlatmaya devam edeceğimiz bu kayyım rejimiyle ilgili şöyle bir gelişme oldu. Esenyurt’ta kayyım atandıktan sonra hiç bu taraflara uzanmayacağını düşündüğünüz kayyım uygulamasının, tam da bizim anlattığımız gibi büyüyerek kartopu misali buralara kadar ulaştığını gördük. Bir şey daha teyit olmuş oldu. Kürt olmak üzerinden Türkiye’de bir suç yaratılmaya çalışılıyor. Bununla ilgili çok bedeller ödemiş bir siyasi gelenek olarak biz bu tespiti yapıyorduk. Ne yazık ki Esenyurt’ta ortaya çıkan tablo, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyım atanması, işte bizim yıllardır yaptığımız bu tespiti teyit etmiş oldu” dedi.
Doğan, devamında “Tüm muhalefet, bugün kayyım uygulamasının Anayasa’ya aykırı olduğunda mutabık. Tüm muhalefet, bugün kayyımın halk iradesinin gaspı olduğunda ve bir darbe olduğunda mutabık. Bu mutabakat üzerine Meclis’te bir kanun teklifi verildi. Şimdi yapılacak olan şey nedir? Tüm muhalefet partilerinin mutabakatla verdiği bu düzenlemeye dair teklifin bir an evvel Meclis’ten geçirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır” dedi.
Kürt sorununa çözüm konusunda bir fırsatın olduğunu dile getiren Doğan, “Kürt meselesinin çözümsüzlüğünde yüz yıl boyunca ısrar edildi Türkiye’de. Demokratik zeminde çözülmesi için adımlar atılabilecek böylesi tarihsel kavşakta, tarihi bir fırsat yakalanabilecekken, yeniden bazı tartışmalar başlamışken, kamuoyunda bir beklenti oluşmuşken kayyımla bunu kesmeye çalışanlar var. Bu tarihi fırsatı kesmeye çalışarak değil yakalamaya çalışarak, bir çaba göstererek bize ve bu beklentilere bir yanıt vermeliler. DEM Parti olarak bir kez daha sesleniyoruz: Hem dünyadaki gelişmeler hem Ortadoğu’daki gelişmeler hem de siyasi şartlar Kürt meselesinin çözümünü dayatıyor ve bunun için uygun bir zemin var. Günlük hamasetle bunu geçiştirmeye çalışanlar, yüzlerini buruşturup bu gündemi görmezden gelmek isteyenler ve yıllardır bunu sürdürenler, gelin bunu yapmak yerine bu tarihsel anı birlikte yakalayalım. Bu kadar uygun koşullarda böyle tarihsel bir anı kaçırmamak gerek. Çözüm ve barış isteyenlerin; daha eşit, adil, özgür ve demokratik bir Türkiye yaratmak isteyip bunun için çalışanların ve bu savaşın sonlandırılıp toplumsal barışın tesis edilmesine belki de hiç olmadığı kadar hem fikir ve istekli olanların sesini duyun. Bu sese artık çözümsüzlük politikalarıyla ve antidemokratik politikalarla değil, çözümün emaresi kabul edilecek ve oradan alıp büyüteceğimiz yeni somut, politik adımlarla yanıt verin” dedi.
PKK lideri Abdullah Öcalan “İktidarıyla ve muhalefetiyle bir bütün olarak, savaşın bu ülkeye hiçbir şey kazandırmadığını; aksine ülkenin kaynaklarını her geçen gün tükettiğini ve ölüm, acı ve gözyaşı dışında bir şey getirmediğini yüz yıl boyunca yaşayarak gördük. Bunu senelerdir ifade ediyoruz. Bir ihtimal daha var. Bu ihtimali doğurmanın, bu imkanı yaratmanın en önemli yolu da tecridin kaldırılmasıdır. Oradan başlamak ve Sayın Öcalan’ın dahil olabileceği çalışma koşullarını oluşturmak. Eğer bu koşullar sağlanırsa, Kürt meselesinde bir demokratik çözüm ihtimalinin olduğu mesajını da çok açık biçimde ifade ediyor Sayın Öcalan. Üzerinden haftalar geçti bu tartışma başlayalı. Neredeyse bir buçuk ay oldu. Bu süre boyunca atılan somut adımların listesini çıkarmaya çalışırsak, listenin başında ne yazık ki kayyım gibi antidemokratik ve hukuk dışı bir uygulamanın olduğunu görüyoruz. Bunun yerine İmralı’nın kapıları açılsa ve Sayın Öcalan’ın dikkat çektiği koşullar oluşturulsaydı, bugün yine kendisinin söz ettiği siyasi ve hukuki zemini konuşma ihtimalimiz olabilirdi belki. Çağrımızı yeniliyoruz. Biz olduğumuz yerdeyiz. Disiplin cezalarıyla, avukat görüş yasaklarıyla bu tecridi sürdürmek yerine Sayın Öcalan’ın mesajına kulak verin ve gereklerini yapın. Görüş yasaklarını sürdürerek değil, bu yasakları kaldırıp umudu büyüterek yanıt verin” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın