Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “CHP, bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul il Teşkilatı İftar Programı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefet ne yaparsa yapsın biz sağduyuyu, sabrı ve sükuneti hiçbir zaman terk etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası CHP tarafından yapılan “sokağa çıkma” çağrısını eleştiren Erdoğan,"4 gündür milletin huzurunu kaçırma, insanlarımızı kutuplaştırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri, CHP'yi boğazına kadar kire, pasa, çamura, yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır” diye konuştu.
“Milletin huzuruna çıkıp ‘yolsuzluk yoktur' diyemiyorlar”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesi hakkında konuşan Erdoğan, "Yüz binlerce gencin hakkının yendiği diploma sahtekarlığı dahil ortaya akıl, vicdan ve ahlak sınırlarını aşan bir sürü pislik saçılıyor. Sağdan, soldan balya balya paralar, dolarlar, avrolar fışkırıyor, yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor. Ama CHP Genel Başkanı ve şürekası bunların hiçbirine cevap veremiyor. Milletin huzuruna çıkıp 'Sahtekarlık yoktur, hırsızlık yoktur, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, irtikap, iltimas yoktur' diyemiyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefet ne yaparsa yapsın biz sağduyuyu, sabrı ve sükuneti hiçbir zaman terk etmeyeceğiz. Bizim belediyelerimiz yolsuzluktan yana olmayacak, bizim belediyelerimiz haksızlıktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz hak, hakikat, helal, haram nedir bunu bilerek halkına hizmet edecek" ifadelerini kullandı.
“Milletimiz provokasyonlara gelmedi”
Bu mübarek günleri milletin iç cephesini takviye için fırsata çevirmeye çalışırken, ana muhalefetin tam tersi bir gündemle hareket ettiğini kaydeden Erdoğan, "Önce Suriye'de eski rejim artıklarının çıkardığı olayları bahane ederek ülkemizde mezhepçilik fitnesini alevlendirmek istediler. Alevi canlarımızı kışkırtarak kardeşliğimize adeta pusu kurmaya kalktılar. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek hamdolsun bu oyunu boşa çıkardık. Milletimiz CHP'nin Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma tezgahına tıpkı 14 yıl boyunca olduğu gibi yine düşmedi, provokasyonlara gelmedi" diye konuştu.
“Medyayı tehdit ettiler”
Erdoğan, muhalefetin bunda başarılı olamayınca bu sefer “yolsuzluk operasyonu üzerinden milleti provoke etmeye kalkıştığını” belirterek, şöyle devam etti:
"4 gündür milletin huzurunu kaçırma, insanlarımızı kutuplaştırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Önlerine gelene hakaret etmekten sadece görevini yapan polislerimize saldırmaya, yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarımıza gözdağı vermekten sokak terörüyle milli iradeyi baskı altına almaya kadar ne ararsan bunlarda her şey var. Son olarak bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler. Televizyonların, medya gruplarının adını bile vererek, 'Hepinizin hesabını tutuyorum.' diyerek medyayı tehdit ettiler. Ya böyle siyaset olur mu? Böyle bir politika olur mu? İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bir gerilim ve kargaşa atmosferi oluşturmak için her yolu deniyorlar."
“Yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gelinen noktada şunu çok net görebiliyoruz, mevcut yönetim altında CHP, seçmenlerinin taleplerini Meclis'e taşıyan bir parti değil, gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP'yi boğazına kadar kire, pasa, çamura, yolsuzluğa, hukuksuzluğa ulaştırmış durumdadır" değerlendirmesinde bulundu.
“Marjinal sol örgütlerin de oyuncağı haline gelmiştir”
CHP'yi üç kelimeyle tanımladıklarını anımsatan Erdoğan, "Çöp, çukur, çamur. İşte aynısını yapıyorlar ama bir özellikleri var, lafa her başladıklarında Atatürk'ün kurduğu parti olmakla övünenler, sırf ağa babalarına diyet borçlarını ödemek adına Gazi'nin partisini hırsızların emrine vermişlerdir. CHP sadece deveyi hamuduyla götüren haramilerin değil, marjinal sol örgütlerin de oyuncağı haline gelmiştir" diye konuştu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yüz binlerce gencin hakkının yendiği, diploma sahtekarlığı dahil ortaya akıl, vicdan ve ahlak sınırlarını aşan bir sürü pislik saçılıyor. Sağdan, soldan balya balya paralar, dolarlar, avrolar fışkırıyor. Yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor. Ama CHP Genel Başkanı ve şürekası bunların hiçbirine cevap veremiyor. Milletin huzuruna çıkıp 'Sahtekarlık yoktur, hırsızlık yoktur, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, irtikap, iltimas yoktur.' diyemiyorlar. 'Ne biz, ne de arkadaşlarımız harama el uzatmadı.' diyemiyorlar. Kendi belediye başkanlarına, kendi belediye yöneticilerine, beraber iş yaptıkları, yıllarca birlikte yol yürüdükleri arkadaşlarına kefil olamıyorlar. Çıkıp aslanlar gibi iddialara cevap vermek yerine, bize saldırarak Cumhur İttifakı ortağımıza ve onun muhterem genel başkanına edepsizlik ederek, sokakları karıştırarak, gençlerin arkasına saklanarak, marjinal sol örgütleri öne sürerek, yavuz hırsız misali suç bastırmaya çalışıyorlar."
“Sayın Özel, neden korkuyorsunuz?”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e sorular yönelten Erdoğan, "Sayın Özel, neden korkuyorsunuz? Neden çekiniyorsunuz? Bu telaş, bu panik havası, bu saldırganlık niye? Daha düne kadar 'Şaibe yok' diyordunuz. Daha düne kadar şeffaflıktan, dürüstlükten dem vuruyordunuz. Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu? Ne oldu da dizleriniz titremeye başladı. Şimdi kimi tasfiye edecek, kimi sırtından hançerleyeceksiniz? Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız?" ifadesini kullandı.
“Türkiye'de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı bir azınlık yoktur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha hatırlatmakta fayda gördüğünü vurgulayarak, "Sokaklara çıkarak, yanına sol örgütleri, marjinalleri, vandalları alarak milli iradeye parmak sallama dönemleri artık geride kalmıştır. Sokak terörü üzerinden siyasete ve adalete istikamet çizildiği günler, eski Türkiye ile birlikte tamamen mazide kalmıştır" dedi.
Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti, üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cesaretiniz varsa bırakın demokrasiyi işlesin, bırakın hukuk işlesin. Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Bırakın akla kara, masumla mücrim hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Siz ister kabul edin ister etmeyin Türkiye'de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye'de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı bir azınlık yoktur ve olmayacaktır. Demokrasinin, hukukun, meşru zeminin dışında çözüm arayanlar bugüne kadar daima avuçlarını yalamışlardır. İnşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklardır. CHP yandaşlarının tahriklerle kamu düzenini bozmalarına, milletimizin huzurunu kaçırmalarına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Türkiye üzerinde operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına, toplum mühendislikleriyle 85 milyonun arasına yeni nifak duvarları örülmesine müsamaha göstermeyeceğiz. Bin yıldır olduğu gibi Alevi'si, Sünni'siyle, Kürt'ü, Türk'üyle, Laz'ı, Çerkez'iyle bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya, kardeşçe yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bir olacağız, beraber olacağız, birlik olacağız, diri olacağız. Kendi menfaatlerini korumak için 85 milyonun kardeşliğine pusu kuranları hep birlikte bozguna uğratacağız."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın