Şeyh Said isyanı İngiliz arşiv belgelerinde nasıl yer alıyor?
Erbil (Rûdaw) – Araştırmacı yazar Salih Cemal “Şeyh Said hem dini hem de milli bir şahsiyettir. Onun dini ve milli kimliğini ayrıştırmak çok zor. Şeyh Said şüphesiz dini kimliği olan bir insan; ancak hareket başarılı olsaydı ve bir bölgenin kontrolünü sağlasalardı o bölgenin adı Kürdistan olacaktı” dedi.
Araştırmacı yazar Salih Cemal, Nubihar Yayınları’ndan çıkan “İngiliz ve Fransız Arşiv Belgeleriyle Şeyh Said Hareketi” isimli kitabıyla Diyarbakır 10’uncu Kitap Fuarı’na katıldı ve bir seminer verdi.
Türkiye kamuoyunda Şeyh Said'in İngiltere adına çalıştığı iddia ediliyor. İsyanın arkasında İngilizlerin olduğu öne sürülüyor. Ancak tarihi belgeler bu iddiaları tamamen yalanlıyor İngiltere ve Fransa’nın arşiv belgelerine göre ne İngilizlerin ne de Fransızların Şeyh Said isyanı ile bir ilgisi bulunmuyor.
Rûdaw Diyarbakır muhabiri Abdulselam Akıncı Diyarbakır Kitap Fuarı’na katılan Salih Cemal ile kitabı vesilesiyle Şeyh Said hakkında bir söyleşi yaptı.
Salih Cemal, 25 yıldır Fransa'da yaşıyor ve kitabını hazırlamak için 10 yılını harcadı. Kitabı fuarın en çok ilgi çeken kitaplardan biri oldu.
Araştırmacı yazar Salih Cemal, “İngiliz ve Fransız belgelerine göre Şeyh Sait kimdir, hareketi İslami bir hareket mi yoksa bir Kürt milli hareketi mi?” sorusuna, “Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım. Şeyh Said hareketi adıyla bilinen bu hareketin bir geçmişi var. Azadi hareketine dayanıyor. Bu hareketin lideri Cibranlı Halit Bey olarak biliniyor. Ondan önce de Kürdistan Cemiyeti var başkanlığını da Seyit Abdulkadir Bey yapıyor. Bütün bunlar isyanın arkasındaki güçlerdir; ancak Cibranlı Halit Bey 1924'te tutuklanıyor ve o sırada Seyit Abdülkadir de İstanbul'da gözaltındadır. Böylece hareket ya da isyan lidersiz kalıyor” cevabını verdi.
“Kış mevsimi yarılanmadan isyan bir provokasyonla başladı”
Şeyh Said’in isyan planından haberdar olduğunu ifade eden Salih Cemal, “Şeyh Said olarak bilinen şahsiyet bu hareketten haberdardı. Fakat devletin de her şeyden haberi vardı. Bir yıl içinde yapılması planlanan ayaklanma daha kış mevsimi yarılanmadan bir provokasyonla başladı. Hareketin başarısızlığa uğraması için bir provokasyon yarattılar” dedi.
İsyanın dini ya da milli olup olmadığının İngiliz ya da Fransızlar tarafından önemsenmediğini zaten her iki ülkenin de isyanı desteklemesiğini belirten Salih Cemal söyle devam etti:
“Bir bölgenin kontrolünü sağlasalardı adı Kürdistan olacaktı”
“İngiliz ya da Fransız hükümetleri hareketin dini tarafını çok önemli görmüyorlar, önemsemiyorlar. Şeyh Said’in dini kimliği, şeyh kimliği sadece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde öne çıkarıldı. Şeyh Said şüphesiz dini kimliği olan bir insan; ancak hareket başarılı olsaydı ve bir bölgenin kontrolünü sağlasalardı o bölgenin adı Kürdistan olacaktı. Benim görüşüme ve dönemin şartlarına göre milli bir devlet yani Kürdistan olacaktı ancak dini renkleri de olan bir Kürdistan olacağını söyleyebilirim. Çünkü zaten Şeyh Said ve Cibranlı Halit Bey gibi şahsiyetler de dini figürler, kimlikler olarak biliniyor.
“İngilizlerin hareketle hiçbir bağlantısı bulunmuyor”
Başlangıçta İngilizlerin hareketle hiçbir bağlantılsı bulunmuyor. Zaten diyorlar ki biz bu harekete destek olmadık, çünkü Kürdistan'ın dağlık bir coğrafyada yer alıyor. Biz bu hareketi destekleseydik Hindistan’da verdiğimizden daha büyük bir bedel verirdik. Ancak zaten İngilizlerin bağımsız Kürdistan gibi bir siyasetleri yoktu. İsyan hareketiyle bir ilişkileri yoktu. Musul’da Türklerin başının belada olmasını isterlerdi çünkü Lozan'da Musul sorunu çözüme kavuşmamıştı. 1923'te Cumhuriyet Musul'dan vazgeçmek zorunda kaldı bu da İngilizlerin işine geldi.
“Eğer isyanda İngiliz parmağı olsaydı sınırı Sivas'a dayanırdı!”
“Peki Şeyh Said İngilizlerin ajanı mıydı, belgelerde bu iddianın cevabı var mı?” bu konuya da açıklık getiren Salih Cemal şunları söyledi:
“1925'te General Mucan… belgeleri de var. Bu belgeleri kitapta da kullandık diyor ki, “Türkiye Meclisinden bir parlementler bana dedi ki ‘Yakaladığımız hareketin liderleri üzerinde ingiliz parası ele geçirdik ve içlerinde bir İngiliz ajanı vardı.’” Bunun kim olduğu ve paranın kimin üzerinde yakalandığı konusunda hiçbir netlik yok ancak İsmet İnönü Mecliste bir konuşma yapıyor ve diyor ki inanıyoruz ki bulunan paradan dolayı İngilizlerin bu isyanda parmağı var. İnönü o konuşmayı yaptıktan sonra bir İngiliz komutanı ona da cevap veriyor. Demiş ki İsmet Paşa'ya söyleyin eğer isyanda İngiliz parmağı olsaydı sınırı Sivas'a dayanırdı! Bana göre İngiltere o dönem bir Kürdistan kurmak istiyor olsaydı bunun için bir İngiliz ajanına gerek yoktu. Fransızlar da 1919'dan bu yana bağımsız bir Kürdistan istemiyorlar, o netlik var. Çünkü onlar daha çok asur ve Ermeni gibi hakların devlet sahibi olmasını istiyorlardı, Fransa'nın politikası buydu. Ortadoğu topraklarında bağımsız bir Kürdistan kurulmasını istemiyorlardı. Ancak Ruslar çok açık bir şekilde yeni kurulan cumhuriyetin destekçisiydi, yardım ediyorlardı. Hareketi gerici bir hareket olarak isimlendiriyorlardı.
“Şeyh Said hem dini hem de milli bir şahsiyettir”
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Şeyh Said hem dini hem de milli bir şahsiyettir. Onun dini ve milli kimliğini ayrıştırmak çok zor. Çünkü Şeyh Said ailesi de milli bir ailedir. 1839'da Şeyh Said ailesi katledildi. Şeyh Said'deki ulusal kimliği bir yana atamayız.”