Prof. Naci Görür 'Bu fay dünyanın en tehlikeli fayı' diyerek isim verdi
Haber Merkezi – İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Karlıova'dan Kuzey Anadolu fayı geçiyor ve bu fay dünyanın en tehlikeli fayı. Bir de Doğu Anadolu fayı var, Karlıova'dan Malatya'ya ve Hatay'a doğru. Daha yeni depremler oldu, on binlerce insanımız öldü. Bir de Malatya fayı var, Malatya'nın batısında. Bir de Pülümür'den giden Ovacık fayımız var. Bu fayların hepsi aktif faylar" dedi.
Elazığ’daki Atatürk Kültür Merkezi'nde Fırat Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen "Depreme Dirençli Kentler Çalıştayı"nda Türkiye'de meydana gelen depremler, deprem olmadan önce alınması gereken tedbirler ve şehirlerin depreme dirençli hale getirilmesi konularındaki çalışmalar ele alındı.
Çalıştayda konuşan Prof. Dr. Naci Görür, deprem yasası çıkarılması gerektiğini söyledi.
“Kuzey Anadolu fayı dünyanın en tehlikeli fayı”
Özellikle Elazığ ve çevresinin fay hatları ile çevrili olduğunu belirten Görür, şunları kaydetti:
"Karlıova'dan Kuzey Anadolu fayı geçiyor ve bu fay dünyanın en tehlikeli fayı. Bir de Doğu Anadolu fayı var, Karlıova'dan Malatya'ya ve Hatay'a doğru. Daha yeni depremler oldu, on binlerce insanımız öldü. Bir de Malatya fayı var, Malatya'nın batısında. Bir de Pülümür'den giden Ovacık fayımız var. Bu fayların hepsi aktif faylar.
Deprem böyle her gün olacak gibi zannetmeyin. Bingöl'den Elazığ ve Malatya'yı vuran Doğu Anadolu fayı, yaklaşık 500 senede bir çok ciddi depremler üretiyor. Yani yılda 1 santimetre hareket ediyor. Siz o bir santimetre hareketi hissetmezsiniz. Anadolu yılda bir santimetre batıya, Akdeniz'e doğru gidiyor. Onu biz hissetmeyiz ama bunlar orada stres biriktiriyor.
Doğanın zaman mefhumu yok. Bizim için mesela 1000 sene çok büyük bir zaman ama doğa için salise bile değil.
Şimdi yaklaşık 500 senede bir diyelim deprem üretiyorsa bu fay, demek ki bu son yaşadığımız depremler bu çevrede özellikle çok eskiden birikmiş olan stresin belirli nedenlerle açığa çıkması sonucu olan şeyler."
Görür, özellikle fay hatlarının geçtiği illerde yerel yönetimlerin, üniversitelerin fay zonunda ciddi araştırmalar yapması, fay analizi ve deprem analizi ortaya koymalarının ve depremden korunmak için gerekli planlamaları yapmalarının çok önemli olduğunu belirtti.
“Yapıyı zeminden ayırmayın”
Altyapıların da depreme uygun olması gerektiğine işaret eden Görür, "Yapıyı zeminden ayırmayın, yapacağınız temeli o zeminden, jeolojiden, jeofizikten, oradaki parametrelerden bağımsız düşünmeyin. Bu parametreler gözetilmeden sadece inşaatı güçlendireceğiz, sağlam yapacağız demekle olmaz. Bir binanın altının kayalık olması onun güvenli olduğunu göstermez" diye konuştu.
Görür, deprem konusunda halkın da duyarlılık göstermesi, depreme dirençli yerleşim alanlarının oluşturulması noktasında devletin, yerel yönetimlerin ve halkın birlikte hareket etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Çalıştayda, Colorado Boulder Üniversitesi'nden Prof. Dr. Roger Bilham, İstanbul Teknik Üniversitesinde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper İlki, Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Esat Alyamaç ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Canbay da konuşma yaptı.