Erbil (Rûdaw) - Kürt aydın, yazar ve gazeteci Musa Anter'in katledilmesi dolasıyla açılan dava, 30 yıllık zaman aşımı süresini doldurduğu gerekeçesiyle düşürüldü.
Davanın 37. duruşması bugün Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Ancak cinayetin fail ya da failleri cezalandırılmadan dosya kapatıldı.
Anter ailesi ise 30 yıldır mahkemelerde adalet arıyor.
Duruşmanın ardından avukatlar ve davaya katılanlar basına açıklamada bulunmak istedi ancak güvenlik güçleri buna izin vermedi. Yaşanan gerilimin ardından sadece HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, bazı HDP milletvekilleri ve Musa Anter'in oğlu Dicle Anter'in katılımıyla basına açıklama yapılmasına izin verildi.
Sancar: Bu cinayet sıradan bir eylem olarak görülemez
Basın mensuplarına kısa bir açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Mahkeme zaman aşımı kararı vermek zorunda değildi. Çünkü bu cinayet sıradan bir eylem olarak görülemezdi. Bu devlet içinde örgütlenmiş, siyasi bir kararla planlanmış cinayetler serisinin önemlilerinden biri. Dolayısıyla insanlığa karşı suç kapsamında kabul edilmesi gerekiyordu. Evrensel hukuk böyle emrediyor. Ama mahkeme bunlara uymadı” dedi.
Musa Anter'in oğlu Dicle Anter de; söz konusu kararla babasının bir kez daha öldürüldüğünü belirtti.
Kararın tamamen siyasi olduğunu vurgulayan Dicle Anter, Rûdaw’a şunları söyledi: "Dün 30 yıl geçti. Bugün bir karar verdiler ve karara göre dava düştü. Bu kararı asla kabul etmiyoruz. Öte yandan babamın katledilmesi siyasi bir cinayettir. Bu karar siyasi olarak alındı. Yasal değil. Bu şekilde yasal bir cinayet işlendi. Babam ikinci kez öldürüldü. Adalet de öldürüldü. Bu kararı asla kabul etmeyeceğiz. Karara karşı üst mahkemelere başvuracağız. İç hukuk süreci tamamlandığında Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağız” diye konuştu.
Bugünkü kararın ardından Musa Anter'in ailesi ve avukatlarının önünde üç seçenek bulunuyor. Bunlardan ilki Yargıtay'a başvurmak. Dava orada çözülmezse, Anayasa Mahkemesi'ne başvurulacak. Ancak Anayasa Mahkemesi’nden de sonuç alınamazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurulacak.
Ne olmuştu?
Kürtler arasında “Apê Musa” olarak da bilinen Musa Anter, Diyarbakır'da 20 Eylül 1992'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmişti.
Musa Anter’in ailesi, cinayetle ilgili başlatılan soruşturmada bir ilerleme olmadığı için davayı 2000 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı.
AİHM, 19 Aralık 2006'da Musa Anter'in yaşam hakkının ihlal edildiği ve cinayet hakkında yeterli soruşturma yürütülmediği için Türkiye’yi 28 bin 500 euro tazminat ödemeye mahkum etti.
Uzun süre “faili meçhul” kalan davanın katil zanlısı Hamit Yıldırım, 29 Haziran 2012’de Şırnak’ta yakalandı ancak dava, zamanaşımına uğradı.
Anter davası 23 Aralık 2014 tarihinde JİTEM Ana Davası ile birleştirildi.
Olayın tanıklarındam eski PKK’li itirafçı Abdülkadir Aygan, 2004'te "İtirafçı Bir JİTEM'ci Anlattı" adlı kitabında Anter cinayetiyle ilgili Binbaşı Ahmet Cem Ersever, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, Mustafa Deniz, "Hogir" kod adlı Cemil Işık, Suriye İstihbarat Örgütü El Muhaberat'ın eski elemanı Neval Boz, JİTEM Telsiz Kumanda Merkezi'nde görevli Ali Ozansoy, JİTEM Tim Komutanı Savaş Gevrekçi ve "Şırnaklı Hamit"in isimlerini vermişti.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın