Haber Merkezi - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemenin yasalaşmaması için parlamentoda sonuna kadar mücadele edeceklerini, yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, basın mensuplarının özgürce yazmasını ve eleştirebilmesini, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükte olmasını, parlamentonun toplumun sorunlarına çözüm üretmesini istediklerini söyledi.
Türkiye'nin büyük sorunları bulunduğunu ve herkesin bunun farkında olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Yargıya bakıyorsunuz adaleti dağıtmaktan uzak. Yönetime bakıyorsunuz, ne yaptığı belli değil. Saraya bakıyorsunuz, ayrı havalarda. İniyorsunuz alana, halka gidiyorsunuz, dünya kadar şikayet dinliyorsunuz." dedi.
Basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemeyi "sansür teklifi" olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Milletvekillerinin eline vermişler, sarayda hazırlanmış, atıyorlar altına imzaları, nasıl bir felaket olduğunun da farkında değiller. 'Kimse sarayı, AK Parti'yi, MHP'yi eleştirmesin. Herkesin ağzına bant çekelim, hiç kimse konuşmasın, dünyayı güllük gülistanlık gösterelim millete.' Sanıyorlar ki bu millet bunu yutacak. Yutmayız, bu millet bunu yutmaz. Her şey meydanda. Yasa teklifi getiriyorlar, komisyonda görüşülecek. Yargıtay'dan bir üye istiyorlar, hakim geliyor konuşuyor. 'Bu doğru değil, uygulanması ciddi sorunlar yaratır.' diyor. Hemen AK Parti ve MHP milletvekilleri hakimi susturuyorlar. Büyük bir ihtimalle de pişman olmuşlardır. Namuslu bir yargıç, ahlaklı bir adam gelmiş. 'Yanlıştır bu.' diyor."
"Basın hürdür, sansür edilemez"
Anayasa'da "Basın hürdür, sansür edilemez” hükmünün bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ama getirilen düzenleme tam tersine sansür uygulaması. Bu teklif bu şekilde yasalaşırsa... Biz sonuna kadar parlamentoda da mücadele edeceğiz, parlamento dışına çıktığında da Anayasa Mahkemesine götüreceğiz. İyi bir gerekçeyle bunun demokrasiye aykırı olduğunu, ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu, yürütme organının denetlenmeye engel olduğunu, yürütme organının yolsuzluklarının kamuoyu tarafından bilinmesi için medyanın özgür olması gerektiğini ayrıntılarıyla anlatacağız."
Pınar Gültekin davası
Kemal Kılıçdaroğlu, Pınar Gültekin'in öldürülmesine ilişkin davada katiline ceza indirimi uygulanmasına da değinerek, "Önce yakılan, sonra parçalanarak öldürülen bir kadın. Yargıç karar verdi, haksız tahrik indirimi sağladı. Müebbeti 23 yıla döndürdü. Hangi vicdan, hangi ahlak kabul eder?" diye konuştu.
Bu sırada bir kadın dinleyicinin "Kadınlar susmayacak" şeklinde slogan atması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Kadınların susmaması lazım. Kadın erkek dayanışması içinde kadınlara yönelik bütün haksızlıkların karşısında beraber olmak, birlikte mücadele etmek zorundayız. Bu mücadeleyi yapacağız" dedi.
Cemal Kaşıkçı davası
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı Suudi Arabistan gezisini eleştiren Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Bir devletin itibarı, saygınlığı vardır. Devletin şerefini, onurunu koruyacak olan yönetimdir, yönetenlerdir. Eğer İstanbul'da Suudi Konsolosluğu'nda bir cinayet işleniyorsa o cinayetin bütün ayrıntılarını sorgulamak ve halkla paylaşmak Türkiye Cumhuriyeti devletinin görevidir. Eğer siz para uğruna, dilencilik yapıp gidiyorsunuz birilerinden para istemeye, tutuyorsunuz Türkiye'de görülmekte olan bir davayı birilerinin talebi üzerine para uğruna Suudi Arabistan'a veriyorsunuz… Türkiye Cumhuriyeti devletinin başındaki kişi, cinayet emrini veren katille kucaklaşacak. Artık dur demenin zamanı. Yerde bırakılan bir Türkiye değil, ayağa kalkan, şerefli, onurlu bir Türkiye istiyorum.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın