Erdoğan: Ölenin de öldürenin de 'Allah-u Ekber' dediği bir tabloyu kabul etmiyoruz
Haber Merkezi - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ırkçılığın, kavmiyetçiliğin, mezhepçiliğin ve terör fitnesinin, İslam alemini içeriden çökerten sorunlar haline geldiğini belirterek, “Ölenin de öldürenin de 'Allah-u Ekber' dediği bir tabloyu bizim kabul etmemiz, içimize sindirmemiz asla mümkün değildir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca online olarak düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üye ve Gözlemci Ülkeleri Diyanet İşleri Bakanları/Başkanları/Başmüftüleri İstişare Toplantısı'na video mesaj gönderdi.
Erdoğan, videokonferans yoluyla da olsa İslam dünyasının alimleriyle bir araya gelmekten bahtiyarlık duyduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Farklılıklardan ziyade ortak noktalara, ortak meselelere yoğunlaşıldığı müddetçe sorunların üstesinden gelinebileceğini belirten Erdoğan, katılımcılara şöyle seslendi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslümanların terörden açlığa, cehaletten gelir adaletsizliğine, iç kavgalardan tefrikaya pek çok çetrefil sorunla yüzleştiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Yemen'den Suriye'ye, Afganistan'dan Libya'ya gönül coğrafyamızın birçok bölgesinde maalesef kan, gözyaşı ve istikrarsızlık kol geziyor. Asırlar boyunca insanlığa ışık tutan ilim, hikmet ve barışla anılan kadim İslam beldelerinden, bugün ne yazık ki feryatlar yükseliyor. Dünya genelinde her gün ortalama bin Müslüman kardeşimizi teröre veya şiddete kurban veriyoruz. Bilhassa ırkçılık, kavmiyetçilik, mezhepçilik ve terör fitnesi, İslam alemini içeriden çökerten sorunlar haline gelmiştir. Ölenin de öldürenin de 'Allah-u Ekber' dediği bir tabloyu bizim kabul etmemiz, içimize sindirmemiz asla mümkün değildir. 'Haksız yere bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek' olarak kabul eden bir dinin mensupları katliam yapmaz, yapamaz. Peygamber Efendimiz bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini tanımlarken 'Müslüman, diğer Müslümanların dilinden ve elinden selamette olduğu kişidir' diyerek, gayet net sınırlar çizmiştir.
“Ne Sünnilik ne de Şiilik diye bir dinimiz vardır; bizim dinimiz İslam'dır” diyen Erdoğan, şuları kaydetti:
“Müslüman olmak, alemlere rahmet olarak gönderilen kutlu Nebi'ye ümmet olmak bize şeref olarak yeter. Allah'a kulluğun dışında bir paye arayan kimse büyük bir gaflet içindedir. Biz üstünlüğün malda, mülkte, ırkta değil; takvada olduğuna inanıyor, böyle iman ediyoruz.
Emperyalistlerin bizi Şii-Sünni, siyah-beyaz, Türk, Kürt, Arap, Farisi diye bölmesine müsaade etmeyeceğiz. Birbirimizi etnik kimliğinden, kabilesinden, ırkından dolayı değil; sadece ve sadece Allah için, Allah'ın rızası için seveceğiz. Günlük siyasi tartışmaların ümmet bilincimizi gölgelemesine, aramızdaki kardeşlik hukukunu zedelemesine asla izin vermeyeceğiz. Unutmayalım ki 'Kainat boşluk kabul etmez.' Hak ve hakikatin geri çekildiği yeri hemen batıl işgal eder.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dinin sadece evde yaşandığı, sokakta, iş yerinde, çarşıda, sosyal hayatta dine, dini prensiplere ve dini sembollere müsaade edilmediği İslam karşıtı bir sistemin kurulmak istendiğini vurgulayarak, "Dinin devlet eliyle kontrol edildiği, baskı altına alındığı, çok daha vahimi, biçimlendirilmeye çalışıldığı bu sistemin adı demokrasi değil, totaliterliktir. Hiçbirimizin, hiçbir Müslüman ülkenin böyle bir hadsizliğe rıza göstermesi mümkün değildir. Dışarıdan sistemli şekilde yürütülen saldırılar, içerden bu saldırılara zemin hazırlatan hatalar, dinimizin ruhuna asla nüfuz edemeyecektir." diye konuştu.
Dinin alanını genişletmek veya daraltmak gibi özden uzak girişimler yerine, dinin özünü anlamaya ve idrak etmeye yönelmenin, yeni kapıların açılmasını muhakkak beraberinde getireceğini belirten Erdoğan, "Ümmetin ve yeryüzünün umudu olarak gördüğüm siz değerli alim ve münevverlerimizin bu konuda da öncü bir rol üstleneceğine inanıyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken iştirakleriniz için her birinize tekrar teşekkür ediyorum. Rabb'im, bizleri Kur'an'ın ve Sünneti Seniyye'nin aydınlık yolundan ayırmasın diyor, sizleri bir kez daha selamların en güzeliyle selamlıyorum" dedi.