Kılıçdaroğlu: Seçim sonuçlarını yenilgi olarak kabul etmiyorum

Haber Merkezi – CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Seçim sonuçlarını yenilgi olarak kabul etmiyorum. Seçim sonuçlarını biz kazanamadık” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında "Kurultay yerel seçimlerden önce yapılmalı" açıklamasında bulundu.

Habertürk canlı yayınında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

“Değişmeyen hiçbir şey yok. Her şey değişir zaman içerisinde. Mevsimler, insanlar, moda, ders kitapları, bilim değişir. Ama kurumsal bir yapınız vasa bu kurumsal yapının felsefesi varsa; bu felsefe çağdaş uygarlığını, refah devletini hedeflemişse burada neyi değiştireceksiniz? Felsefemiz çağdaş uygarlığı yakalamaksa bu felsefe devam edecek. Ancak programımız, kurumsal yapımızda eksiklikler olabilir. Örneğin parti tüzüğümüzde değişiklik olabilir. Zaten hepimiz değişiyoruz. Hiçbirimiz hiçbir yerde sabit kalma şansımız yok. Hukukun öngördüğü, parti içinde kural, gelenek, tüzüğün öngördüğü kurallar için elbette değişir. Biz lider partisi değiliz. Biz kurumsal kimliği olan, gelenek, örf, adet, saygı ve kültürü olan 100 yıllık partiyiz.

Zaman içinde partinin yenilenmeye ihtiyacı var. Tüzüğü alacağız. Yeni kurallar getirmenin partide var olan aksaklıklarını gidermenin, üyelerin, milletvekillerinin şikayetlerini dikkate alarak partinin yenilenmesi lazım. Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Elbette yenileneceğiz. Şu anda mahalle delege seçimleri yapılıyor. 1 milyonu aşkın üye mahalleden başlayarak delegeleri seçiyor. Çok güçlü bir altkültürümüz var.

“Bizde tek adam rejimi yok”

Arkadaşlar 'ben genel başkan olacağım' derse alana çıkarlar. İl il gezerler. Daha bu süreç başlamadı. Hiçbir kısıtlama olmaz. Özgürce insalar çıkarlar. Bunlar demokrasinin gereği zaten. Bu konuda hiç kimse sürecin üstüne bir gölge düşüremez. İl başkanlarının görevden alınmasının her birisinin gerekçesi var. Hangi gerekçe ile aldığımız PM'ye aktaracağız. PM bu kararı denetleyecektir. Göreve iade de olabilir, kabul de edebilir. Biz ayrıca bütün illere ikişer milletvekili gönderdik. CHP'de genel başkan yanlış bir şey söylediği zaman ertesi gün kıyamet kopar. Bizde tek adam rejimi yok; demokratik kurallar vardır. Ben PM'de MYK'yi veya beni eleştirecek arkadaşların sözünü kesmem. Onlara bu esnekliği sağlarım. Onu da örgütümüz gayet iyi bilir.

“Yenilgi olarak kabul etmiyorum”

Seçim sonuçlarını yenilgi olarak kabul etmiyorum. Seçim sonuçlarını biz kazanamadık. Kazanamamızın birden çok nedeni var. Küçük köylerde veya kasabalarda oyumuz düşük. Biz buralara gitmemişiz yeteri kadar. Bu kusur bize ait. Buradaki yurttaşlar enflasyonu kentte yaşayan vatandaşa göre yeteri kadar hissetmemiş. Büyük kentlerin hemen hemen büyük kısmında zaten birinci partiyiz. Biz sıradan bir seçim yapmadık. Mâkul, demokratik ölçüler içinde bir seçim olmadı. Bütün bakanlar devletin araçlarını kullanıyorlar mıydı? Bakanlar devletin imkanlarını kullanarak vatandaşa gidiyorlar mıydı? Bu ahlaki midir, değil midir? Bir seçimin ahlâki, yasal, hukuk temelleri üzerine inşa edilmesi lazım. Bir seçimde sahtekârlık yapılıyorsa ve seçim meydanında gösteriliyorsa. Başta Yeni Şafak gazetesinin yaptığı gazetecilik midir, ahlâk mıdır? Daha sonra Erdoğan sahte videolar yaptı. Bütün seçim meydanında gösterdi. TRT günlerce gösterdi. Sahtekârlık yapan bir insandan Cumhurbaşkanı olur mu?

“25 milyon insanın oyunu aldık”

Biz devletin kullandığı bütün imkanlara, yapılan sahtekârlıklara rağmen 25 milyon insanın oyunu aldık. 25 milyon insanın kullandığı oyu yenilgi olarak tanımlayamazsınızç. 25 milyon insan insan haklarından, demokrasiden yana oyunu kullanıyorsa demek ki orada bir umut vardır. Tabii ki başarı iktidar olmaktır. Demokratik olmayan ortam içinde seçim yapıldı, insan haklarına aykırı uygulamalar yapıldı. Devletin imkanları, parası ve bürokrasisi kullanıldı. Devletin 25 milyon insanı demokrasiden yana oy kullandı. Yüzde 48 demokrasiden yana oy kullanırsa yenilgi olarak kabul edebilir misiniz? Vicdan bunu kabul eder mi? Siz kalkıp da CHP gibi partiyi, kurtuluş savaşı veren partiyi nasıl terörle bir araya getirirsiniz. Bunun ahlakla bir ilgisi var mı?

“Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanlığına yeniden aday olmasını isterim”

Bilirkişi raporu var alınan raporlar var. Ben Almanya'ya gidip akşam geldim zaten. Bir miting daha yaptık sonra. Bu sefer mitinge 6 lider büyükşehir belediye başkanına destek verdik. Sizin yurt dışı seyahatiniz kendi iradenizle olmuyor. Gideceğiniz üniversitelerde önceden programlanması lazım. Yoksa telefon açıp 'yarın geliyorum' derseniz sizi kabul etmezler. Üniversitenin kendi kuralları var. Mahkumiyet kararı aldığımızda uçak kiralayıp hemen geldim zaten. "Benimle misiniz?" lafını bir grup toplantısında ifade etmiştim. Genel başkan bütün grubun çalışmasını ister. Bunu dillendirmek için söyledim.

(İmamoğlu’nun CHP’lilerle toplantısı) Sabahleyin cep telefonuma gelen mesajla gördüm. Doğrusunu isterseniz tamamını seyretmedim. Gerek duymadım. Sadece beni değil partiyi ilgilendiren konu. Sonuçta partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların yaptıkları bir toplantı olarak düşünebiliriz. Etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar var. Parti içi konuları televizyonlarda konuşmayı doğru bulmam. Parti içinde bir kişi genel başkanlığa aday ise gelir başımın üstünde yeri vardır. Kendisini destekleyen arkadaşlarıyla hareket edebilir. Bu bizim geleneğimizde var. Herke AK Parti'yi gördüğü için orası gibi zannediyorlar biz öyle değiliz. Bu AK Parti'de olsa suç. Adamı linç bile edebilirler. İhraç bile edebilirler. Çünkü orada demokrasi yok. Biz demokrasiyi içselleştirebilen bir partiyiz. Parti meclisi üyeleri genel başkanı eleştirebilirler. Bizim partide hiç kimse eleştirilmez diye bir kural yok. Sağlıklı bir eleştiri siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu şey. O çerçevede eleştirilere bakarım. Eleştirilerin haklı yönü de olabilir, haksız yönü de olabilir. Konuyu disiplin kuruluna sevketmeyi düşünmüyorum. Ekrem İmamoğlu Bey'in İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına yeniden aday olmasını isterim.

“Ümit Özdağ’la ikimiz arasında özel bir protokol imzalandı”

O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişi arasında yapılan ve namusuna teslim edilen bir protokoldür. Benim konuşmam doğru değildir. İkimizin arasında özel bir protokol imzalandı."