Adalet Bakanı Gül'den büyükelçilerin Kavala açıklamasına tepki
Haber Merkezi – Türkiye Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 10 ülkenin büyükelçiliğinin Osman Kavala ile ilgili açıklamasına tepki gösterdi. Gül, “Diplomatlar, kabul edildikleri devletin hukukuna saygıyla mükelleftir” dedi.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ABD de dahil 10 ülkenin büyükelçiliklerinin Gezi davasında 4 yıldır tutuklu yargılanan iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısına tepki gösterdi.
sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından açıklama yayımlayan Abdülhamit Gül, "Diplomatlar, kabul edildikleri devletin hukukuna saygıyla mükelleftir. Anayasamıza göre mahkemelerimize tavsiye ve telkinde bulunmak hiçbir büyükelçinin haddi değildir. Hukukun üstünlüğüne gölge düşüren şey de bu had ve hudut bilmezliktir" ifadelerine yer verdi.
Diplomatlar, kabul edildikleri devletin hukukuna saygıyla mükelleftir. Anayasamıza göre mahkemelerimize tavsiye ve telkinde bulunmak hiçbir büyükelçinin haddi değildir. Hukukun üstünlüğüne gölge düşüren şey de bu had ve hudut bilmezliktir.
— Abdulhamit Gül (@abdulhamitgul) October 18, 2021
Aralarında Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya ve Fransa'nın da bulunduğu 10 ülkenin büyükelçileri iş adamı Osman Kavala'nın serbest bırakılması için yayınladıkları ortak bildiri nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.
AA’nın haberine göre ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda'nın Ankara büyükelçilerinin sabah saatlerinde Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nda olmaları bekleniyor.
Bildiride ne denmişti?
Bildiride "Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz" ifadesine yer verilmişti.
Ayrıca Kavala'nın dava sürecinin farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davalar yaratılması yoluyla sürekli geciktirildiğine işaret edilerek bu durumun "Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelediği" belirtilmişti.