Erdoğan: Biz en baştan beri, 'Milletimizin verdiği her kararın başımızın üstünde yeri var' dedik

Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan “Biz en baştan beri, 'Milletimizin verdiği her kararın başımızın üstünde yeri var' dedik" dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Hemşehri Dernekleri Buluşması"nda konuştu.

Erdoğan, siyasetin çetin bir imtihan olduğunu belirterek, "Hele iktidar adeta ateşten gömlek giymektir. Biz ise siyasette neredeyse yarım asırdır milletimizin huzurundayız. Aynı şekilde 21 yılı bulan iktidarlarımız boyunca onca sınamadan geçtik. Yani her bakımdan defalarca teste maruz kalmamıza rağmen bugün alnı ak bir şekilde karşınızda durabiliyoruz" dedi.

İstanbul'un ülkenin en büyük şehri ve bizatihi kendisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu kentin, ülkenin istisnasız 81 vilayetinin ve 922 ilçesinin tamamından insanları bağrında yaşattığını dile getirdi.

Erdoğan, kimi ilk nesil, kimi ikinci, kimi üçüncü ve daha eski nesil İstanbullu bu insanların aynı zamanda bu şehrin en büyük zenginliği olduğunu dile getirerek, "Bu ülkeyi ve bu şehri babalarının tapulu malı sanan birileri istedikleri kadar kendilerini yırtsınlar. İstanbul Anadolu'dur, İstanbul Trakya'dır, İstanbul Türkiye'dir" diye konuştu.

Erdoğan, "Hepsi bir yana, sadece depremzedelerimize yapılan saygısızlık bile bunların kabahathanesini ağzına kadar doldurmaya yeter" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizin başına gelen en büyük felaket olan 6 Şubat depremlerinin ardından biz depremzede kardeşlerimiz için geceli gündüzlü çalışırken bunlar ne yaptı? Yürüttükleri küçük çalışmaları büyütüp reklam malzemesi haline getirmek dışında bunlar ne yaptı? Deprem yıkıntıları önünde turistik fotoğraflar çektirmek, milletin acısını umursamadan şov yapmak dışında bunlar ne yaptı? Hadi bir işe yaramamalarını anladık. Hamdolsun, biz tüm kurumlarımızla belediyelerimizle sivil toplum kuruluşlarımızla depremzedelerimizin yaralarını zaten sarıyoruz. Onlar olsa da olur, olmasa da olur. Peki, seçimden sonra utanmadan, arlanmadan depremzede kardeşlerimize bırakınız siyasete, ahlaka, insanlığa sığmayacak hakaretler etmelerine ne diyeceğiz? Bunların gerçek yüzü işte bu. Siz onlara tabi olursanız, kendi deyimleriyle 'Tıpış tıpış gidip oyunuzu verirseniz.' ne ala. Yok, kendi iradenizle farklı bir karar verirseniz, dünyayı başınıza yıkar, etmedik hakaret, yapmadık densizlik bırakmazlar. Faşizm bunların ruhuna sirayet etmiş. Gerçi bölücü örgütle, FETÖ'yle, tefecilerle, küresel medyayla emperyalistlerle yol yürüyenlerden başka ne beklenebilir ki?"

"Biz en baştan beri, 'Milletimizin verdiği her kararın başımızın üstünde yeri var' dedik"

Recep Tayyip Erdoğan, "Bunlar talimatı nereden alıyor; Kandil'den, terör örgütünün şehirdeki uzantılarından. Biz talimatı nereden alıyoruz; Allah'tan ve milletten. Bizim çizgimiz bu. Başka bir tür çizgi, haşa yanımıza yaklaşamaz. Defne'de CHP yüzde 80 oy aldı, biz yüzde 20, daha da düşük olabilir. Ama biz hastaneyi yaptık. Onlara rağmen yaptık ve pazar günü de inşallah açılışını yapacağız. Çünkü biz, kime ne kadar oy çıkmış buna bakmayız. Biz, 'İnsanların en hayırlısı insanlara en çok faydalı olandır.' hükmü gereği hareket ediyoruz" ifadesini kullandı.

Milletin, 14 Mayıs'taki iradesiyle hangi maskeyi takarlarsa taksınlar, hangi takiyeyi yaparlarsa yapsınlar bunların gerçek yüzünü bildiğini ve gördüğünü bir kez daha ispatladığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz en baştan beri ne dedik, 'Milletimizin verdiği her kararın başımızın üstünde yeri var.' dedik. Peki, bunlar ne dediler? 'Yıkacağız.' dediler. Neyi yıkacaklar? Bizim ülkemize ve milletimize kazandırdığımız eserleri yıkacaklar. 'Geri çekileceğiz.' dediler. Nereden geri çekilecekler? Türkiye'nin sınırlarını terör örgütlerinden korumak için kurduğu güvenlik koridorlarından çekilecekler. Kafaya bak. Benim polisim, benim askerim zannediyor musun sen böyle bir fırsatı bulduğun zaman sana müsaade edecekler. Ne polisim ne jandarmam ne askerim sana böyle bir fırsatı Allah'ın izniyle vermez. 'Serbest bırakacağız.' dediler. Kimi serbest bırakacaklar? Cezaevlerindeki PKK'lıları, FETÖ'cüleri, Gezicileri serbest bırakacaklar. Selo'yu serbest bırakacaklar. Kim bu Selo? Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist Selo. Bu ülke eğer hukuk devletiyse bu ülkede hukuk varsa Allah'ın izniyle bizde işin başında olduğumuz sürece adaletten başka, hukuktan başka hiçbir mekanizma çalışmaz ve en ufak bir adım da atılmaz."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "İlişkilerimizi yeniden düzenleyeceğiz" dediğine işaret eden Erdoğan, "Ya bir taraftan Rusya'ya saldıracaksın öbür taraftan 'İlişkilerimizi yeniden düzenleyeceğiz.' dedin. Ne dedi Rusya'nın Hükümet Sözcüsü, 'İspat et.' dedi. Buyur. Daha ortada herhangi bir şey yok. 'İspat et.' dedi. Niye? Çünkü siyasette böyle bir yolda olan insan, bu tür gafı yapmaz" diye konuştu.

Erdoğan, Batı'nın bütün ülkeleriyle Amerika'yla, Rusya'yla, Çin'le de görüşebileceklerini, bugüne kadar da hepsiyle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak görüşmeler yaptıklarını ifade ederek, hiçbirini dışlamadıklarını söyledi.

ABD’nin S-400 teklifi

Amerika'nın kendilerinden, S-400'leri geri vermelerini istediğini belirten Erdoğan, "Biz dedik ki 'Hayır. Siz bize Patriot vermediniz. Biz savunma ile ilgili olarak bu adımı attık. Vermiş olsaydınız zaten bu yola tevessül etmeyecektik. Vermediniz. Biz de bu yola tevessül ettik.' F-16'larla ilgili, F-35'lerle ilgili biz adam gibi durduk. Ve duruşumuzdan taviz vermedik." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anadolu insanı dediğin merttir mert, delikanlıdır, dürüsttür, harbidir, vefakardır, cefakardır, siyasetçisini de kendisi gibi görmek ister. Milletimizin kendisini yok sayanlara 28 Mayıs'ta sandıkta varlığını en güçlü şekilde hissettireceğine inanıyorum." dedi.

Erdoğan, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin en büyük ekonomi ortağı Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılarak, "Batı ne istiyorsa onu yapacağız." dediğini söyledi.

Batı ne isterse değil, Türkiye ne isterse onu yaptıklarını belirten Erdoğan, "Biz ne güne duruyoruz ya? 'Batı ne isterse onu yapacağız.' Lafa bak, anlayışa bak, kafaya bak. Böyle bir şey asla bizim siyaset kitabımızda yer almaz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin milli kurumlarını, milli teşekküllerini ve milli çıkarlarının savunuculuğunu yapan tüm yapıları kapatmayı planladığını dile getirerek, "Kime destek vereceklermiş? Aile kurumumuzu ve evlatlarımızın geleceğini hedef alan sapkın akımların gelişmesine, serpilmesine destek verecekler. CHP Genel Başkanı'nın cumhurbaşkanı olması halinde yapacaklarının listesini daha sayfalarca uzatmak mümkün" değerlendirmesini yaptı.

“Cumhur İttifakı'na LGBT sızmayacak”

CHP ve Millet İttifakı ortaklarının LGBT'yi savunduğunu ifade eden Erdoğan, AK Parti'ye, MHP'ye ve Cumhur İttifakı'na LGBT'nin sızamayacağını, kendilerinin ailenin kutsiyetine inandıklarını vurguladı.

"Zafer sarhoşluğu içerisinde yola devam edemeyiz"

Anayasa değişikliğinde aile kurumunun güçlenmesi için gerekli adımları atacaklarına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bizim bu saydığımız listede her şey var. Bu listede Kandil var, Pensilvanya var, tefeciler var. Tekrar ediyorum, LGBT'ciler var, marjinal örgütler var, fitne ve kaos tüccarları var, etrafını saran tokatçılar da var. Tabii bir türlü ne olduğuna karar veremeyen ittifak ortakları da var. CHP'nin kendi içindeki hiziplerin seçim sonrası hesapları da var. Görüldüğü gibi bu listede her şey var. Bir tek ülke yok, bir tek millet yok. Yahu Anadolu çocuğuna uyar mı böyle şeyler? Anadolu insanı dediğin merttir mert, delikanlıdır, dürüsttür, harbidir, vefakardır, cefakardır, siyasetçisini de kendisi gibi görmek ister. Milletimizin kendisini yok sayanlara 28 Mayıs'ta sandıkta varlığını en güçlü şekilde hissettireceğine inanıyorum."

28 Mayıs'taki seçimlere büyük bir katılım ve destek beklediğini belirte Erdoğan, "Seçim günü sonuçlar belli olana kadar sandıklara sıkı sıkıya sahip çıkmamız gerekiyor. Rehavet olmaz. 'Ya biz zaten birinci turda bunu kazandık...' Aman ha. Zafer sarhoşluğu içerisinde yola devam edemeyiz. Çok çalışacağız. Ben size inanıyorum, size güveniyorum. Bizi hiçbir mücadelemizde yalnız bırakmadınız. Bu süreçte de hakkıyla yanımızda olacağınızdan şüphe duymuyorum" diye konuştu.