İstanbul (Rûdaw) – Sosylog Prof. Dr. Mesut Yeğen, Türkiyelileşme siyasetinin çok çalışmadığını, Kürtlerin Türkiyelileşmek istediğini ancak müttefiklerinin buna hazır olmadığını söyledi. “2015’ten beri HDP Kürt seçmenlere yeni bir söz söyleyemediği için bugün bu kadar oy kaybetmiş durumda” diyen Yeğen, bu nedenle Kürtlerin taleplerinin daha fazla öne çıkacağı bir siyasetin izlenmesinin daha doğru olacağını kaydetti.
Rûdaw TV’nin İstanbul stüdyosunda Hêvîdar Zana’nın sunduğu DEBATE programına katılan Prof. Dr. Mesut Yeğen, seçim sürecinde Kürt seçmenin tavrı, HDP ve Yeşil Sol Parti’nin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Beklentisinin HDP veya Yeşil Sol’un bu kadar oy kaybetmeyeceği yönünde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mesut Yeğen “Ancak, HDP bundan daha yüksek bir oy alsaydı da, bu sonucun Kürtlere aman aman bir faydası olmayacaktı. Günün sonunda Kürtler seçimi Kemal Kılıçdaroğlu’na muhalefete kazandırmış ve Erdoğan’ı göndermiş olacaklardı. İktidar değişikliğinde anahtar rolünde olacaklardı. Ama bunun Kürtlere bir faydası olmayacaktı” diye konuştu.
“Kürtler uzun zamandır etkili bir aktör ancak aynı zamanda mağdur”
Prof. Dr. Mesut Yeğen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu bugün söylemiyorum. Kürtler uzun zamandır etkili bir aktör seçmen sayısı itibariyle, siyasi sonuçlar itibariyle ne yazık ki Türkiye siyasetinin mağdurları durumunda. Ve önemli bir kazanç elde etmiyorlar.
“2015’ten beri HDP, Kürt seçmenlere yeni bir söz söyleyemediği için bugün bu kadar oy kaybetmiş durumda”
Kürtlerin etkili bir seçmene sahip olmasına rağmen bir siyasi sonuç elde edememesinin nedenlerine ilişkin ise Yeğen, “Tek başına HDP’nin doğru bir siyaset takip etmemesi önemli bir faktör. Ancak bu tek başına bununla ile ilgili değil. Türkiye devleti, 2015’ten hendeklerden beri bir baskı siyaseti uyguluyor. Kürtlerin değerlerine saldırıyor. Bunların hepsinin HDP’nin başarısızlığında bir rol oynadığı açık ama, ben esas nedenin bu olmadığını düşünüyorum. Birçok kez dile getirdik ama çok sesimizi duyuramadık. 2015’ten beri HDP Kürt seçmenlere yeni bir söz söyleyemediği için bugün bu kadar oy kaybetmiş durumda. 2015’teki yenilgisi ardından yeni döneme uygun bir söz, söylem tutturamadı. Dolayısıyla büyük nedenin bu olduğunu düşünüyorum. Şartlar çok değişti ama HDP siyaseti kendisini yenilemedi. Bu ana sebep” dedi.
HDP’nin oy kaybetmesinde başka sebeplerin de olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mesut Yeğen, kadrolarını uzun süre tutmama, gösterdiği adaylar ile seçmenler arasındaki uçurumun olduğuna da dikkat çekerek “Dolayısıyla bir kadro sorunu da var” ifadelerini kullandı.
“Son başarısızlık Kürt siyasetinde yenilenme yaratabilir”
Son başarısızlığın bir yenilenmeye vesile olacağına vurgu yapan Prof. Dr. Mesut Yeğen, “Türkiye meclisini Kürt siyaseti açısından yeniden önemli kılmanın üzerinde düşünecektir Kürt siyaseti. Ben Kürtlerin hala Türkiye merkezli bir siyasetten kopmayı istediğini düşünmüyorum. Yakın zamanda gelişebileceğini de düşünmüyorum. Meclis, Türkiye Kürtleri açısından önemli olmaya devam edecek ancak, meclis siyasetine nasıl katılacağı üzerine Kürtler muhakkak yeninde düşüneceklerdir” şeklinde değerlendirdi.
“Kürtlerin başka bir sıkıntısı da mevcut belediye başkanlarının görevden alınması ve içerde olması” diyen Prof. Dr. Mesut Yeğen, “Kürtler dolayısıyla belediyeler üzerinden de kendilerini temsil edemiyorlar. Böyle bir zamanda Meclisi önemsememek Kürtlerin çok göze alabileceği bir durum değil. Çünkü o zaman seslerini hiç duyuramayacaklar” dedi.
“Meclis’ten kopmanın Kürtlere bir faydası olacağını düşünmüyorum”
“Kürtler Meclis’ten çekilerek siyaseti kilitlemeleri ve kendi taleplerini öne çıkarmaları daha doğru olmaz mı?” sorusuna Prof. Dr. Mesut Yeğen, Kürtlerin talepleri yoğunluklu bir siyasetin iyi olacağını ancak, bu siyaseti Meclis çatısı altında yürütmelerinin daha doğru olacağı şeklinde yanıtladı.
Yeğen şunları dile getirdi:
"Kürt siyasetinin Türkiye’deki müttefiklerinin Türkiyelileşmeye pek niyetinin olmadığı anlaşıldı”
“Meclis’ten kopmanın Kürtlere bir faydası olacağını düşünmüyorum. Ancak, Türkiyelileşme siyasetinin çok çalışmadığı açık. Şundan, Yani Kürtlerin Türkiyelileşmeye niyeti var ama, Kürt siyasetinin Türkiye’deki müttefiklerinin Türkiyelileşmeye pek niyetinin olmadığı anlaşıldı. Ya da Türkiyelileşme siyasetini isteyenlerin sayısı çok az. Kürtlerin fayda sağlayacağı bir kuvvetleri yok. Dolayısıyla bunu tespit edip, Kürt siyasetinin Kürtlerin talepleri üzerine yoğunlaşması ve onun üzerinden hem belediye seçimleri hem de meclis seçimleri için hazırlanması daha doğru olur.”
“Kürt meselesinin esası ana dilde eğitim ve yerinde yönetim meselesidir”
Kürt siyasetinin hangi talepleri öne çıkarması gerektiğine ilişkin ise Prof. Dr. Mesut Yeğen,” Şu an en fazla gündemimizde olan tutuklu seçilmişlerin serbest bırakılması, belediye başkanlarının görevlerine dönmesi. Ama Kürt meselesinin daha esası; ana dilde eğitim ve yerinde yönetim meselesi. Kürtler yüz senedir kendi dillerinde eğitim görmek istiyorlar, kültürlerini devam ettirmek istiyorlar. Bunun için de anadilde eğitim şart. Aynı şekilde kendi bölgelerini kendi kendilerine yönetmek istiyorlar. Bu iki talep uzun süredir konuşuluyor zaten. Herkes aşağı yukarı Kürtlerin ne istediğini biliyor. Ayrıca Kürt siyaseti Kürtlerin bu taleplerinin normal olduğuna dair Türkiye siyasetini ikna edememiş durumda. Bunun bir kısmı Türkiye siyaseti ile ilgili ama büyük kısmı da Türk devletinin alışkanlığı ile zihniyetiyle ilgili” şeklinde değerlendirdi.
"CHP Kürtler arasında yeni bir adres oluyor"
“CHP ile Kürtlerin travmatik bir geçmişi var ama AK Parti de bu duruma düştü. Dolayısıyla Kürtler CHP’ye de uzak AK Partiye de uzaklar artık” tespitinde bulunan Prof. Dr. Yeğen, Kürtler arasında CHP’ye bakış açısını şu şekilde değerlendirdi:
“ Ama 2019’dan sonra hem CHP Kürt meselesindeki pozisyonunu biraz yeniler oldu, hem de yerel ve genel seçimlerde HDP ile kurulan ittifak, Kürtler açısında ‘CHP'lileşiyor mu? Birbirinin alternatifi olabilir mi?’ şeklinde soru işaretleri oluştu. HDP’nin Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceği belli olunca çok sayıda Kürt için özellikle genç kesimden Kürt için, bir kısım orta sınıf Kürtler için CHP yeni adreslerden biri haline geldi. Şunu da unutmayalım, Türkiye Kürtlerinde hemen her zaman önemli bir kesim, devleti kim yönetecekse o partinin yanında olmak ister. Ak Partiye o dönemler verenlerin olduğu gibi, bu süreçte de devleti CHP yönetecek ihtimali oluşmuştu. Dolayısıyla devletin yanında konumlanmak isteyenlerin bir kısmı CHP’yi tercih etti. Ama Kürtlerin çok büyük bir çoğunluğu Kemal Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanlığında destekledi, ama CHP’yi destekleyenler o kadar yüksek değildi. Kılıçdaroğlu’na oy verenlerin büyük çoğunluğu hala HDP seçmeni. ”
CHP’ye oy verme eğiliminin Kürtler içerisinde giderek güçlenebileceğini söyleyen Prof. Dr. Mesut Yeğen, “Dolayısıyla HDP’nin üçüncü yol siyasetini Kürtler için sağlam tutması gerekiyor. CHP yeni bir adres haline gelebilir bu da Kürtlerin zayıflaması anlamına gelir” ifadelerini kullandı.
İkinci turda Erdoğan’ın kazanması halinde Kürtlerin iki kez kaybetmiş olacağını belirten Prof. Dr. Mesut Yeğen, “Hem destekledikleri aday kaybetmiş olduğu için Kürtler kaybetmiş olacak. Hem de bu çizgiyi takip ettikleri için kendi güçleri zarar görecek, eskisi kadar güçlü olamayacaklar” dedi.
"Z kuşağı sert siyaset arzulamıyor"
Z kuşağının HDP’ye fazla oy vermediği şeklinde bir sonuç ortaya çıktığı ve Z kuşağının nasıl bir siyaset istediğine ilişkin soruya ise Prof. Dr. Mesut Yeğen şu yanıtı verdi:
“Z kuşağı sadece HDP’yi ya da Kürt siyasetini ilgilendiren bir sorun değil. Dünyanın başka yerlerinde de Türkiye’deki Z kuşağı ve diğer kuşaklar eskisi gibi siyasetle ilgili değil. İkincisi; sert siyaseti çok arzulamıyorlar. Daha yumuşa bir siyaset istiyorlar. Ve siyasete kayıtsızlık göstermeye çok hazırlar. Kürtlerin Z kuşağının da bu eğilime kapılmadığını görmemek mümkün değil. Yapılan araştırmalar da bunu gösteriyor.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın