Haber Merkezi- 12 yıl uğradığı suikast sonucu katledilen Hrant Dink için çalıştığı Agos gazetesi önünde anma töreni düzenlendi.
İstanbul’un Şişli Halaskargazi Caddesi'ndeki Agos gazetesinin önünde, düzenlenen anma törenine, Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, oğlu Arat Dink ile kızları Delal ve Sera Dink'in yanı sıra sanatçı Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, 28 Kasım 2015'te katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi,CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, akademisyen ve hukukçu Hüseyin Hatemi ile çok sayıda kişi katıldı.
Üzerinde “Adalet istiyoruz” yazan dev pankartın asıldığı gazete binasının girişinde, insan zinciri oluşturuldu.
Katılımcılar, Dink’in öldürüldüğü noktaya kırmızı karanfil bıraktı. Törende "Sarı Gelin" türküsü, Türkçe ve Ermenice olarak çalındı.
Hrant Dink'in öldürüldüğü saat 15.05’te saygı duruşunda bulunuldu.
Anma konuşması ise 2 Nisan 1948'de katledilen yazar ve şair Sabahattin Ali'nin kızı Filiz Ali tarafından yapıldı.
Filiz Ali, konuşmasında şunlara yer verdi:
"Sevgili Hrant, bizi acılarda akraba edenlerin kurdurduğu ve ne yazık ki her geçen gün büyüyen geniş ailemizin en eski üyelerinden biri olarak sesleniyorum bugün sana.
Babam Sabahattin Ali, 1948 yılında, karlı bir sabahta, benim ve annemin birkaç poz fotoğrafını çektikten sonra, Ankara'dan İstanbul'a doğru yola çıktı, bir daha geri dönmedi. Gözaltında kaybedilen ve akıbetini hala bilemediğimiz babam ne yazık ki bu ülke tarihinin ne ilk ne de son kaybı oldu. Babamı 'milli hislerle galeyana geldiği için' öldürdüğünü söyleyen katilin, seni öldüren ve sonrasında bayrağın önünde poz veren katilden farkı yoktu. Sabahattin Ali 70 yıldır kayıp.”
Sabahattin Ali gibi tanınmış, sevilen bir yazarın hunharca öldürülmesinin her türlü muhalefeti sindirmeyi vazife bilen karanlık güçlere de cesaret verdiğini belirten Ali, öldürülen gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanlarının ardından toplumda gitgide derinleşen ve hiçbir biçimde tedavi edilemeyecek yaralar açıldığını söyledi.
Hukuk sistemini de eleştiren Ali, konuşmasını şöyle tamamladı:
"İnsan hafızası kaybolan, kaybedilen, yok edilen, yakılan, parçalanan değerlerimizi unutmaz. Onlar, bu kayıp değerler, hiç umulmadık bir yerde, umulmadık şekilde toplumun karşısına çıkar ve 'susmaktan hiç utanmadınız mı?' diye sorar.
Sevgili Hrant, yine de o kadar umutsuz değiliz. Susmayanlar var, hala buradayız, bir yere gitmiyoruz, vazgeçmiyoruz. Seni öldürdüklerinde henüz çocuk olanlar bugün burada, aramızda, öldürülmenizin peşine düşüyorlar, soru soruyorlar, susmuyorlar. Sizler, kaybettiğimiz bütün değerlerimiz, bize ocak ayazında bakarken, biz burada, her yıl gençleşen kalabalıklarla 'vazgeçmiyoruz' demeye devam ediyoruz. Umut burada! Bu topraklar, bu ülke bizim."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın