MSB’nin açtığı davada Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya tazminat cezası

Haber Merkezi – Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya MSB tarafından açılan davada 50 bin lira tazminat cezası verildi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) önceki dönem Merkez Konseyi Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında, katıldığı bir canlı yayındaki beyanları gerekçe gösterilerek Türkiye Milli Savunma Bakanlığı tarafından açılan manevi tazminat davasının altıncı duruşması 17 Ekim 2024 günü Ankara Dışkapı Adliyesi’ndeki 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmayı TTB Merkez Konseyi’nden Genel Sekreter Dr. Önder Okay ve Dr. Ali Karakoç, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Ağrı Milletvekili Dr. Heval Bozdağ, Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca, TİHV Genel Başkanı Dr. Metin Bakkalcı ve İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban takip etti.

Duruşmada söz alan Av. Meriç Eyüboğlu, müvekkili Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında hakkını kullanarak bilimsel bir ön değerlendirme yaptığını, bir bilim insanının uzmanı olduğu alanda görüş beyan etmesinde tartışılacak bir durum olmadığını ifade etti ve davanın reddini talep etti. TTB Hukuk Bürosu’ndan Av. Hülya Yıldırım da tüzel kişilerin manevi tazminat talep edemeyeceğine dikkat çekerek davanın reddini istedi.

Hakim ise savunmalara ve mahkemeye sunulan çözümleme dosyalarına karşın Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın 50 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetti.

"Dayanışma bizim üçlü olmamızı sağlıyor"

Dr. Şebnem Korur Fincancı, duruşma sonrası adliye önünde kısa bir açıklama yaptı.

Bir kurumun incindiğini gerekçe göstererek bir insan hakları savunucusuna hak ihlalini dile getirdiği için dava açmasına dikkat çeken Korur Fincancı, baştan reddedilmesi gereken bir davanın iki yıldır sürüyor olmasını eleştirdi. Korur Fincancı sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsan hakları ihlalleri doğası gereği gücü elinde bulunduran devletler tarafından görünmez kılındığı için, adli tıp uzmanları o görünürlüğü sağlamak durumunda. Biz bu davaları dayanışma ile aşarız fakat meslektaşlarımızı sindirmek istiyorlar, kaygımız bu.

Dayanışma bizim üçlü olmamızı sağlıyor. Bir gün haklara saygı gösteren bir ülkeyi inşa edeceğimizi söyleyelim, inatla."