Haber Merkezi – Kobani Davasında siyasetçilere verilen ağır cezalara ilişkin konuşan Bahçeli, “Terörist Demirtaş'ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuz demek, karşı gelmek, devlete ve millete en ağır hakaret olup, bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek terör seviciliği ve iki yüzlülüktür” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara-Kızılcahamam'da Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına 31 Mart seçimlerine değinerek başlayan Bahçeli, partisinin ve Cumhur İttifakı'nın seçimden zaferle çıktığını savundu.
Bahçeli, "31 Mart 2024 seçimlerinin kendine özgü şartları içinde partimiz ve Cumhur İttifakı başarıya ulaşmıştır. Somut ve sarih sonuçlar başkaca bir yoruma gerek bırakmamıştır" diye konuştu.
Siyasette yumuşama çağrıları üzerinde konuşan Bahçeli, "Yumuşama kisvesi altında, yumuşakça olmamızı, sesimizin kısılmasını, irademizin kırılmasını kimse beklememeli. Kumpasçılarla işimiz olamaz, komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız bulunamaz Devletin içinde FETÖ yapılanması kuran, güç devşiren odaklarla yolumuz kesişemez” dedi.
Selahattin Demirtaş dahil çok sayıda Kürt siyasetçiye cezanın yağdırıldığı Kobani Davası kararlarına yönelik de konuşan Bahçeli, kararlara yönelik eleştirileri artniyet olarak yorumladı. Bahçeli, "6-8 Ekim olaylarını azmettirenlerin cezasına karşı gelmek devlete ve millete hakaret olup art niyetlilik ve ikiyüzlülüktür. Hukuksuzluk demek artniyetliliktir" dedi.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"31 Mart seçimlerinin kendine özgü şartları içinde partimiz ve Cumhur İttifakı başarıya ulaşmış, seçimlerden yüz akıyla çıkmıştır. Somut sonuçlar başkaca bir yoruma yer bırakmamıştır. MHP'nin oy oranına yönelik karalama çabalarının hiçbir değeri yoktur. Zira bariz gerçekler ulu orta meydandadır. Saklayacağımız, utanacağımız bir şeyden bahsetmek mümkün değildir. Seçimlerde partilerin aldığı oyun sağlıklı değerlendirmesi için il genel meclis üyeliği seçimlerine bakmak, akla yatkın tek yoldur. Belediye başkanı seçiminde tezahür eden oy verme eğilimi ile il genel meclisi oy verme eğilimi farklıdır.
Birisinde aday profili baskın iken diğerinde parti kimliği ön plandadır. MHP yüzde 16,64 oy ile önemli bir gelişme kaydetmiştir. Cumhur İttifakı oy oranı da yüzde 48,8'dir. Bazı zeka özürlülerin zaviyesinden bakılınca partimiz yüzde 1,65 oy almıştır. 30 büyükşehir belediyesinin 28'inde ittifaktan giren, iki büyükşehirde aday gösteren MHP'yi yüzde 1,65 oy oranı ile tartıya çıkarmak aymazlıktır. Havanda su dövenlerin havaları sönmüştür. Partimiz 96 belde, 114 ilçe ve 8 il belediye başkanlığı kazanarak, yerel yönetimlerde varlığını ibra etmiştir. Başarımızı hazmedemeyenler abuk sabuk konuşsa da milletimiz hükmünü vermiştir.
Terörizme boyun eğmek, bir uzlaşma veya yumuşama değil, acziyet ve teslimiyettir. Terörü bir hak arama vasıtası olarak görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır. Bu anlamda bir uzlaşma ve yumuşama olmayacaktır.
Kobani Davası kararları
Terörist Demirtaş'ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuz demek, karşı gelmek, devlete ve millete en ağır hakaret olup, bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek terör seviciliği ve iki yüzlülüktür.
Yumuşama beklentimiz usülde değil, üslupta olmalıdır. Usül, esastan önce gelmektedir. Muhalefet partilerinin arayışı usülde bir yumuşama ise muhattaplarını uyarıyorum ki; böylesi bir yumuşama hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir.
Kutuplaşmayı besleyenler bellidir. Karamsarlık ortamını canlı tutmak için el ovuşturanlar berrak şekilde karşımızdadır. Yeni anayasa taleplerine kulak tıkayıp, önce mevcut anayasaya uymayı şart olarak ortaya koyanlar, bulanık ortamı tekrar tesis etmek için fırsat kollayan tatlı su kurnazlarıdır.
Siyasette yumuşama sürekli ve sürdürülebilir boyutlara tırmanmalıdır ancak yumuşama adı altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli.
Terörist Demirtaş'ın, Sorosçu Kavala'nın, Gazze politikasının rövanşını almak amacıyla iç cephede harekete geçenlere meydanı boş bırakmayacağız. Dahası, onlara dünyanın kaç bucak olduğunu da göstereceğiz.
Türkiye bir hukuk devletidir. Devlet, hukukla yollarını ayırırsa, çeteden farkı kalmaz. Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Hiç kimse karanlık senaryolarla, gizli tanık ifadeleri ile üstlendiği görevi kötüye kullanarak barış ortamımızı zedelemeye kalkışmamalıdır. Bu kalkışmaya neden olanların başı mutlaka ezilmelidir.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız”
Etki ajanlarına, emperyalizmin kuklalarına, dış güçlerin operasyon elemanlarına asla taviz vermeyeceğiz. Bürokratik oligarşinin alt yapısını kurmak için eylem ve emel birlikteliği içinde olan çevrelerin oyunlarına tepkisiz durmayacağız. Statüko özlemi çekenlere, demokrasi karşıtlarına, milli iradeye pranga vurmak için hava koklayanlara sessiz kalmayacağız. FETÖ ve benzeri yapıların devleti zehirlemelerine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız, devlet ve millet olarak ortak kaderin de tam merkezindeyiz.
Sadece kapımız değil, kalbimiz de her vatandaşımıza açıktır. Belediye başkanlarımızdan ricam, üstlendikleri görevin hakkını sonuna kadar vermeleridir. Partizancılık, kayırmacılık bize uzaktır. Eş, dost, akrabalara makam tahsis etmek bizim siyasi ahlakımıza terstir ve aynı şekilde vebaldir."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın