Erbil (Rûdaw) - İzmir Barosu, İzmir'deki geri gönderme merkezinde kalan yaklaşık 100 Afganistan uyruklu göçmenin zorla geri gönderilmeye çalışıldıkları yönünde kendilerine ihbarlar geldiğini bildirdi.
Konuyla ilgili barodan bir açıklama yapıldı.
Açıklamaya göre; bazı mülteciler geri gönderme merkezindeki görevliler tarafından bir belge imzalamaya zorlanıyor ancak söz konusu kişiler bu belgeleri imzalamak istemiyor.
Bu konuda baroya insan haklarının ihlal edildiğine dair bir ihbarda bulunuldu. Bunun üzerine Baro, geri gönderme merkezine bir avukat gönderdi. Avukat Ayşe Kaymak’ın, merkezde yaptığı incelemelerin ardından Baro tarafından bir açıklama yayınlandı.
“İşlemlere derhal son verilmeli”
Açıklamada, “İzmir Geri Gönderme Merkezi yetkililerince yürütülen bu işlemlere derhal son verilmesini talep ediyoruz” denildi.
Baro ayrıca, geri gönderilmek istenen mültecilere talep etmeleri halinde avukat desteği sunmaya hazır olduğunu bildirdi.
Söz konusu açıklama şöyle:
“17.04.2022 tarihinde İzmir Geri Gönderme Merkezi’nde, sayıları net olmamakla birlikte 100 kadar Afganistanlı göçmen ve mültecinin işkence ve kötü muameleye maruz bırakılarak “gönüllü geri dönüş belgeleri” imzalamaya zorlandıkları ve zorla parmak basmalarının temin edildiği ihbar edilmiştir.
Bunun üzerine 18.04.2022 tarihinde Yönetim Kurulu üyemiz Av. Ayşe Kaymak, Geri Gönderme Merkezi'ndeki bazı yabancılar ile görüşmüştür.
Görüşme yapılan kişilerce, 14.04.2022 tarihinde Afganistan Konsolosluk görevlileri tarafından Geri Gönderme Merkezi'nin ziyaret edildiği ve bu ziyaretle birlikte pasaportu olmayan yabancıları Afganistan’a sınır dışı etmek için düzenlenmesi gereken belgeleri imzalamalarının istendiği bildirilmiştir.
“Telefon haklarının verilmediğini söylediler”
Göçmen ve mültecilerin bir kısmı bu belgeleri imzalamak istemedikleri halde zorla parmak basmalarının sağlandığını, telefon haklarının verilmediğini ve tecrit edildiklerini anlatmışlar ve tüm bu işlemler esnasında, normalde yalnızca Geri Gönderme Merkezi'ni dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korumakla görevli jandarma memurlarının da içeride bulunduklarını belirtmişlerdir.
Etnik kökenleri nedeniyle zaten yıllardır kötü muameleye uğrayan Hazara kökenli aileler; Afganistan’ın Taliban kontrolüne geçmesinden sonra zorla askere alınmaya çalışılan genç erkekler; zorla evlendirilmeye çalışılan ve eğitim hakları ellerinden alınan kız çocukları ve kadınlar; çeşitli sivil toplum örgütlerinde, insani yardım kuruluşlarında çalıştıkları için hain ilan edilen doktorlar, tercümanlar; devletin farklı kademelerinde görev yapan yetkililer, ülkelerinden kaçmak zorunda kalmışlardır.
Bu kişilerin Taliban kontrolündeki konsolosluk görevlileriyle yüzleştirilmeleri dahi insan haklarına aykırıdır. Aydınlatılmış onamları alınmadan, kişilerin her biri için geri gönderilebilecek kişilerden olup olmadıkları yönünde araştırmalar yapılmadan yürütülen sınır dışı işlemleri, kanunlarımıza ve taraf olduğumuz sözleşmelere aykırıdır.
“Bağımsız bir STK görevlisinin de hazır bulunmalı”
Gönüllü geri dönüş evrakının imzalatılması sırasında bağımsız bir STK görevlisinin de hazır bulunması ve ayrıca kişilerin gerçek iradelerinin kurum yetkilileri, tercümanları olmadan tek tek teyit edilmesi gerektiği emredici bir düzenleme iken, bu konuda görev alan kişi ve kurumların düzenlemenin var oluş amacına aykırı hareket etmeleri durumunda suç işlemiş olacakları da tartışmasızdır.
İzmir Geri Gönderme Merkezi yetkililerince yürütülen bu işlemlere derhal son verilmesini talep ediyor, son dönemde gönüllü geri dönüş belgesi imzaladıkları belirtilen Afgan uyruklu yabancıların baromuza bildirilmesi halinde gerçek iradelerinin tespiti açısından avukat görevlendirmesi yapmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz.
“Süreci takip etmeye devam edeceğiz”
Bu hukuksuz uygulama nedeniyle geri gönderilecek insanların göreceği en ufacık zararın, akacak her damla kanın sorumlusunun, görevini yapmayanlar olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Ayrıca bu vahim iddiaların gerçek olması halinde işkence ve kötü muamele faillerinin, görevini ihmal eden veya kötüye kullanan kamu görevlilerinin tespit edilerek cezalandırılmalarını temini amacıyla Cumhuriyet savcılarını derhal göreve davet ediyoruz.
İzmir Barosu olarak iddiaların gerçekliğini araştırmaya ve süreci takip etmeye devam edeceğiz.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın