Bölge Tabip Odaları: Kayyumlar, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün bir sonucudur
Haber Merkezi – Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen, “Kayyumlar, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün bir sonucudur. Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözmek istemeyenler, laikliğe ve bilime karşı çıkanlar, sağlıkta çeteleşmelere de zemin hazırlamaktadır” dedi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve Bölge Tabip Odaları, sağlık alanındaki mevcut ve artarak devam eden sorunları değerlendirmek amacıyla Diyarbakır'da toplandı.
Çand Amed Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan toplantı ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen okudu.
Dr. Veysi Ülgen, sağlıkta özelleştirme ve ticarileşme politikalarının, ülke genelinde sağlık sektöründe çeteleşmeyi derinleştirdiğini belirtti.
1980'li yıllarda halkın gündeminde olmayan, ancak “sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillendirilen sağlıkta özelleştirme ve ticarileşme politikalarının, 12 Eylül darbesiyle halka dayatıldığını” belirten Ülgen, bu süreçte sağlık sektöründeki çetelerin, özellikle yenidoğan servislerinden başlayarak her alanda faaliyet göstermeye başladığını vurguladı.
Dr. Veysi Ülgen, “Yıllardır süren kapitalist saldırılar, insan sağlığı üzerinden kuralsız para kazanma hırsı, usulsüzlükler, kirli ilişkiler ve çeteleşmeye dönüşmüştür. Çetelerin, sağlık sektörünü kolay para kazanma alanı olarak görüp orada da faaliyet göstermeleri dikkat çekiyor. Yenidoğan servislerinden başlayarak, sağlık sektöründe çeteleşmenin her alanda yoğunlaştığı belirtiliyor. Ancak, medyada sansür ve ceza tehdidi nedeniyle halkın bu konuda yeterince bilgilendirilmediği ifade ediliyor” ifadelerini kullandı.
“Sağlıkta eşitsizlikler derinleşiyor”
“Sağlıkta dönüşüm politikaları, yoksul emekçiler için büyük zorluklar yaratmıştır” diyen Ülgen şöyle devam etti:
“Acil servis kuyrukları, uzun randevu süreleri ve ertelenen tedaviler nedeniyle yoksul kesimler kamusal sağlık hizmetlerine erişim sağlamakta zorlanmaktadır. Kamusal sağlık hizmetlerinin de performans, mesai dışı ödeme ve taşeron hizmetler gibi uygulamalarla özelleştirilmesi, sağlık hakkını daha da kısıtlamaktadır. Bunun sonucunda, insanlar özel sağlık sektörüne yönelmek zorunda kalmakta ve SGK ödemesine ek olarak yüksek fark ücretleri ödemektedirler.
Sağlık sektörü, her geçen gün daha fazla iktidarların etki alanına girmekte ve sistemin kirli çarklarına bulaşmaktadır. Çeteleşme yalnızca ticarileşme ile ilgili değil, aynı zamanda otoriter, tekçi ve antidemokratik yönetim anlayışları da bu süreci beslemektedir. ırkçılık, gericilik ve şiddet, toplumda çeteleşmenin artmasına yol açmaktadır. Özellikle bölgede, siyasi iktidar ve bürokrasiden destek alan muhafazakarlaşma ve gericilik, sağlık alanındaki kamu otoritesine olan güveni sarsmaktadır.”
“Sağlıkta anadilinde hizmet alımı zorlaşıyor”
Dr. Veysi Ülgen, “Bölge halkının, anadilinde sağlık hizmeti alması büyük bir engel teşkil etmektedir. Anadilinde hizmet alamamak, sağlık hakkına erişimin önündeki en önemli engellerden biri olarak öne çıkıyor. Hukuksuz ve keyfi uygulamalar, bölgedeki sağlık hizmetlerini daha da zorlaştırırken, hekim ve sağlık çalışanı göçü de sağlık hizmetlerinin aksamasına neden olmaktadır” dedi.
“Kayyumlar halk sağlığını tehdit ediyor”
“Bölgedeki kayyum uygulamaları, halk sağlığını tehdit etmektedir” diyen Dr. Veysi Ülgen, şunları kaydetti:
“Pandemi sürecinde kayyumların yaptığı açıklamalar, halk arasında güven kaybına yol açmış ve aşı tereddütlerini artırmıştır. Ancak, Tabip Odalarının Kürtçe ve Türkçe yaptığı çağrılar halk arasında kabul görmüş ve aşılama oranlarında ciddi bir artış sağlanmıştır.
Kayyumlar, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün bir sonucudur. Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözmek istemeyenler, laikliğe ve bilime karşı çıkanlar, sağlıkta çeteleşmelere de zemin hazırlamaktadır.”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Tabip Odaları’nın sağlıkta ticarileşme ve çeteleşmeye karşı kararlılıkla mücadele edeceğini kaydeden Dr. Veysi Ülgen, “Tüm halkın eşit, nitelikli, parasız ve ulaşılabilir sağlık hizmeti alması için mücadelenin devam edeceği ifade ediliyor. Ayrıca, halk iradesine dayatılan kayyumlara karşı da durulacağı ve savaşa karşı barışın savunulacağı belirtiliyor” diye konuştu.
Dr. Ülgen, “Sağlık hakkının tartışmasız bir hak olduğu, çocukların aç kalmadığı, bebeklerin yoksulluktan ölmediği bir sağlık sistemi için mücadele edileceği vurgulanıyor” diyerek sözlerine son verdi.