Haber Merkezi - CHP Grup Başkanı Özgür Özel CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı.
Özgür Özel daha önce açıkladığı gibi CHP genel merkezinde basın toplantısı dzüenleyerek adaylığını duyurdu. Özgür Özel’e destek veren milletvekilleri, MYK üyeleri ve Özel’in eşi Didem Özel ile kızı İpek Özel de genel merkezde açıklamayı izledi.
Seçim yenilgisi sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi surumluluk almadığını ve parti içi iktidarı korumaya odaklandığını ifade eden Özel, geniş bir tutum belgesi açıkladı.
Kendilerinin sosyal demokrasinin ilkelerine sadık kalacağını belirten Özel, “demokratik çerçevede olmak üzere Kürt sorununun çözümü de dahil” ülkenin temel sorunlarını çare olmaya aday olduklarını söyledi.
“Şenyaşar ailesine getiremediğimiz adalet var diyenlerin hikayesi…”
Tutum belgesini açıklayan Özel, özetle şunları söyledi:
“Bu bir yolculuğun hikayesidir. Sonu nedir diye düşünmeden yola çıkanların, bana ne olur acaba diye endişe etmeyenlerin hikayesidir. Seni bu karara ne itti, hangi gruplar diye soranlara, babamın, benim, kızımın arkadaş gruplarıdır diye cevap verenlerin hikayesidir.
Arkamızda kim var diyenlere, arkamızda, bayramda babasına kavuşturamadığımız Vera'ya verdiğimiz söz var diyenlerin; Şenyaşar ailesine getiremediğimiz adalet var diyenlerin hikayesidir.
“Bu itiraz edenlerin hikayesidir”
Bu, seçimin kaybedilmesine dur diyemeyenlerin, kayba engel olamamanın üzüntüsünü duyanların kahrını çekenlerin hikâyesidir. Kendini suçsuz görenlerin değil, kendinde hiç suç görmeyip hiçbir şey olmamış gibi davranmaya itiraz edenlerin hikayesidir. Sorumluluk duyanların hikayesidir. Bir daha aynı hataları yapmamak için kararlılık taşıyan gençlerin, kadınların hikayesidir. Türkiye'yi değiştirmek için CHP'yi değiştirmeye inanan kadroların hikayesidir. Bu bir lider değişikliğinin ötesinde, gücü kadrolardan alan ve kadrolarına güç veren bir hareketin hikayesidir. Bu hikaye, Atatürkçülerin, namusluların, İsmet Paşa'nın, Karaoğlanların hikayesidir.
“Daha önce başardık, yine başaracağız”
Tek bir kişinin değil bir kadronun attığı kocaman bir adımdır. Parti içi iktidar mücadelesinin değil, büyük iktidar hayalinin ilk adımıdır. Biz bu yürüyüş ile Atatürk'ün devrimci, dönüştürücü karakterini esas alan büyük bir meydan okumayı hedefliyoruz. Yeni yüzyılda yeni bir siyaset için yeni yaklaşımlarla yol alacağız. Ülkemizin kaderini değiştiren, nice devrime imza atan bir siyasi irade bunu yine yapacak güce ve kudrete sahiptir. Daha önce başardık, yine başaracağız.
Ülkemizin kaderini değiştiren nice devrime imza atan bir siyasi irade bunu yine yapacak güce ve kudrete sahiptir. Daha önce başardık yine başaracağız.
“Parti içi iktidarı korumaya odaklandı”
Seçim öncesinde oluşan büyük umut ve değişim inancı hızla derin bir hayal kırıklığına dönüştü. Toplumsal talep ve ihtiyaçların aksine partimizin yönetimi, yenilginin nedenlerini ciddiyetle araştırıp yeni bir yol haritası çizmedi. Alınan sonuca farklı bahaneler üretti ve yenilginin siyasi sorumluluğunu maalesef üstlenmedi. Parti içi iktidarı korumaya odaklandı.
Güven duygusunu yitiren seçmenimiz partimizi hatta siyaset kurumunu terk edebilecek kadar yoğun bir duygusal kopuşa sürüklendi. Parti yönetimi bu durumu tespit etmek ve onarmaya yönelik adımlar atmak yerine bu kırılmayı görmezden gelmeyi tercih etti. Değişimini yüzyılı, yüzyılın değişimi hedefiyle çıktığımız bu yoldaki tutum belgesinde ülkemizin ne durumda olduğuna dair, makro ekonomik politikalardan emekçilerin sorunlarına barınma krizinden sığınmacı krizine kadar bir dizi başlıkta, ülkemizin yarınları için; çoğulculuktan kuvvetler ayrılığına, yargı bağımsızlığından toplumsal barışa, hak temelli sosyal devletten planlama odaklı kamucu kalkınmaya, aktif sosyal politika uygulamalarından savunma sanayiine, tarıma dayalı sanayiden güvenlik sorununa ve bir demokrasi meselesi olarak gördüğümüz Kürt sorunundan dış politikaya kadar tutum alıyor ve çözüm önerilerimizi sunuyoruz.
“Kutuplaştıran siyaset anlayışını reddediyoruz”
İş cinayetlerini artıran üretim baskısından grev yasaklarına sendikal baskılara, gri beyaz ve mavi yakalıların maruz kaldığı sömürüye karşı emekçi sınıfının yanında ödünsüz pozisyon ve tavır alıyoruz.
Tek adam rejiminin dayattığı ve beslediği toplumu ayrıştıran farklılıklardan yararlanarak birbirinden uzaklaştıran ve kutuplaştıran siyaset anlayışını reddediyoruz. Biz ve onlar ayrışmasını etnik mezhepsel ve toplumsal kutuplaşmayı kabul etmiyoruz. Tüm toplumsal kesimlerin yaşan eşitlik barınma emek beslenme ve örgütlenme hakkını birlikte savunuyoruz. Tüm farklılıkları kucaklıyor, toplumun tüm yoksullarına işsizlerine güvencesizlerine birlikte sahip çıkıyoruz. Hepsinin talep ve umutlarını ortak hedefimiz olarak benimsiyoruz. Toplumu dikine kesen ve ayrıştıran siyaseti reddediyor toplumun her kesimine dokunan yatay siyaset anlayışını sahipleniyoruz. Kurucu değerlerimizi temsil eden Atatürk ilkeleri ve altı ok programına bağlılığımız, tarihsel birikimimize duyduğumuz saygının ifadesi olduğu gibi özgüvenli siyasetin temeli, geleceğimize ışık tutan bir rehber ve doğru yolu gösteren pusulamızdır.
“İttifaklar, parti vicdanında karşılık bulacak şekilde tasarlanmalı”
İttifaklar parti vicdanında karşılık bulacak şekilde tasarlanmalıdır. İttifak siyaseti, ittifak kuranların birbirine dönüştüğü siyaset olmamalıdır. Birbirine benzemeyen partilerin, kendi kimliklerini korumalı. İttifaklar, parti vicdanında karşılık bulacak şekilde tasarlanmalı. Partimizin seçilecek sıralardan 39 milletvekilini başka partilere vermesi, parti tarihinde unutulmayacak bir hasar bırakmıştır. Partiler arası imzalanan protokollere dahil, seçilmiş kurulları bilgilendirmenin dahi yapılmadığı süreçler işletilmiştir. Aşkın yetkiler kullanıp sorumluluk üstlenmeyen bir yönetim tarzı kabullenemez.
İstanbul Sözleşmesi'nden hukuksuz çekilme kararından güç alanların yeni hedefleri var: 6284 sayılı kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun, çocukların cinsel sömürüsünü engellemek için Lanzarote Anlaşması ve kadın erkek eşitliği artık hedeftedir.
“3 dönem sınırı getirilecektir”
İktidar, gençliği karanlığa terk etmiştir. Gençler, nitelikli eğitim alamamaktadır, tarikatların baskısı altında barınma kriziyle mücadele etmektedir. Gençler, bahanelere sığınan ya da sözü dolandıran değil, samimi ve net çözüm üreten bir siyaset bekliyor. Gençlere yalnızca seslenen değil, umudu kendisi yaratacak olan gençlerle karar veren, katkıya ve yol arkadaşlığına açık cesur bir siyaset anlayışına ihtiyaç var. Emekten, üretimden, çevreden, kadınlardan, gençlerden yanayız.
Genel merkez yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları ve meclis üyeleri için 3 dönem sınırı getirilecektir. Kadınlar için eşit temsil mutlaka benimsenecektir.
MYK üyelerinin 2/3'ü PM üyeleri arasından seçilecek, genel başkan seçilen tarafı ise PM'den ilk toplantıda güven oyu alacaktır. Güvensizlik oyu vermeleri ve geri çağırma yetkileri tanımlanacaktır.
Parti içi iktidarı kazanmak için değil, CHP'yi, Atatürk'ün partisini iktidar yapabilmek için CHP Genel Başkanlığına adaylığımı ilan ediyorum. Kurultayda adayım, kazanırsam genel başkan ve grup başkanı olacağım. Genel Başkanımız, kurultayda aday olursa ve seçilirse, genel başkan ve grup başkanı olacak.”
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, İmamoğlu ile görüşüp görüşmediğine ilişkin soruya, “Bugün bir görüşmem olmadı. Ama İmamoğlu ile partimizdeki herkes gibi açık bir iletişim kanalımız var” cevabını verdi.
Genel başkanlık yarışını kaybetmesi halinde Kaybetmesi halinde partiden ayrılmayacağını söyleyen Özel, “Özgür Özel, baba evinden ayrılmaz” dedi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kendisini tebrik eden bir paylaşım yaptığı hatırlatılan Özel, sadece İmamoğlu ile değil bu partiye gönül veren herkesle birlikte yürüdüğünü söyledi.
“Tanrıkulu’nun sözleri bağlamından koparıldı”
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun TSK’ye dair açıklamalarına ilişkin de konuşan Özel, Tanrıkulu’nun sözlerinin bağlamından koparılarak yaygınlaştırıldığını ve bir linç kampanyası başlatıldığını kaydetti. Tanrıkulu’na yönelik linç kampanyasına katkı verilmesinin üzüntü verici olduğunu belirten Özel, “Asla bir Aktroll’ün paylaştığı 35 saniyelik videoya onlarla yarışarak tepki verilerek değil, işin gerçeği araştırılarak tepki verilir” dedi.
Kendisinin yeteri kadar delegenin oyunu almasının mümkün olmadığına dair yorumların sorulduğu Özel, “Şu ana kadar Muş ve Elazığ dışında hiçbir il kongresi yapılmadı. 1400 delegenin 1180’i oluşmadı. Hikayemiz kaybedersem ne olur diyenlerin değil, itirazın, değişimin gençleşmenin, tartışmanın ve güçlenmenin günüdür diyenlerin hikayesidir” diye konuştu.