Konya katliamı davası: Tutuksuz sanıkların tutuklanması talebi reddedildi
Haber Merkezi - Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin öldürüldüğü Konya katliamı davasında ilk duruşma bugün görüldü.
İlk duruşmada; azmettirici olduğu belirtilen ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan sanıkların tutuklanması talebi reddedildi.
Ayrıca Dedeoğulları ailesinin katliamdan önce uğradığı saldırı ile ilgili açılan 12 Mayıs davası ile son saldırı davasının birleştirmesi talebi de reddedildi. Bir sonraki duruşma 8 Şubat'a ertelendi.
Davada, tek tutuklu sanık Mehmet Altun’un da aralarında bulunduğu 11 kişi yargılanıyor.
İlk duruşma bugün Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu katil zanlısı Mehmet Altun ile başka bir dava nedeniyle cezaevinde bulunan tutuksuz sanıklar Lütfi Keleş ve Ali Keleş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Tutuksuz sanıklardan Ali Çalık, Ali Keleş, Ramazan Çalık, Veli Keleş ve Yahya Çalık ise duruşma salonunda hazır bulundu.
Ankara, Diyarbakır, Urfa, Van, Muş, Batman, Mardin, Şırnak ve Yalova baroları, Türkiye Barolar Birliği ile İnsan Hakları Derneği Konya Şubesi temsilcileri de duruşmayı izledi.
İlk kez hakim karşısına çıkan katil zanlısı Altun, savunmasında, Dedeoğulları ailesini çocukluğundan beri tanıdığını, Dedeoğulları ailesi ile ablasının ailesi arasında yaklaşık 20 yıldır husumet olduğunu öne sürdü.
Ablası Ayşe Keleş ile aynı evde yaşamadığını ama sık sık gidip geldiğini belirten Altun, "20 yıl kadar önce, ablamla bağ bahçeyle uğraştığımız sırada ablamı yanlarına çağırdılar. Ablam yanlarından ağlayarak döndü. O gün 'hava sıcak' diye atletle çalışıyordum. Bu durumdan rahatsız olmuşlar. Hatırladığım ilk tartışma konusu buydu. Bundan sonra da sürtüşmeler sürekli devam etti. Gidip bu aileyle konuşmak, aradaki anlaşmazlıklara bir son vermek istiyordum ama ailem gidip konuşmamı istememişti. Eniştem, 'İşleri güçleri yok. Akşama kadar oturuyor, birine sataşsak diye düşünüyorlar. Boşver' demişti." ifadelerini kullandı.
İki aile arasında 12 Mayıs'ta yaşanan kavgada yer almadığını kaydeden Altun, aileler arasındaki gerginlikle ilgili, "Ailemde ve diğer ailelerde ırkçılık gibi bir şey söz konusu bile değildir. Zaten son olaydan ailemin, Keleş ailesinin ve Çalık ailesinin haberi yoktur. Aradaki husumeti konuşmak istiyordum. Amacım konuşmaktı, öldürmek değildi” iddiasında bulundu.
“2 gün önce karar verdim”
Olaydan önce 3 aydır işsiz olduğunu ve problemleri nedeniyle kafasını toplamak için Ankara, Bursa, İstanbul ve Eskişehir'e gittiğini, buralarda bazı otellerde kaldığını anlatan Altun, şöyle devam etti:
"Dedeoğulları ailesiyle görüşmeye, olaydan 2 gün önce karar verdim. 12 Mayıs'taki kavgadan sonra sürekli tehdit ediliyorduk. Ben de gidip ne olduğunu öğrenmek istedim. Oraya gideceğimi kimseye söylemedim. Giderken, kendimi korumak amacıyla yanıma silah aldım. Benzini de neden yanıma aldım bilmiyorum ama olur da kötü bir durum olursa diye aldım. Aracı da onlarla konuşmaya gitmek için olaydan 2 gün önce kiralamıştım. Sonra giderken, kendimi belediye görevlisi olarak tanıtmak için elime bir dosya aldım. Yüzümde maske vardı. Ev sakinlerinden birinin evde olmadığını öğrenince o da gelsin öyle konuşuruz diye düşünüp evden çıktım ve arabayla biraz dolaşıp tekrar geldim. Beni hala tanımamışlardı. Maskemi çıkarınca tanıdılar. Silahımı çıkarıp sadece konuşmaya geldiğimi söyledim ama üzerime doğru geldiler."
"Beni yönlendiren kimse olmadı"
Altun'un ifadesi sürdüğü sırada, Dedeoğulları ailesinin yakınlarından birinin "Daha ne yapacaktın" şeklindeki çıkışı üzerine salonda kısa süreli gerginlik yaşandı.
İfadesine devam eden Altun, şunları kaydetti:
"Olay günü ateş etmek istemedim ama onlar bana saldırınca ben de o an hedef gözetmeden ateş ettim. Ya ben onları öldürecektim ya da onlar beni öldürecekti. Orada en fazla 15-20 dakika kalmışımdır. Daha sonra aracıma gidiyordum ki evdeki kameralar aklıma geldi. Delilleri yok etmek için yanımdaki benzinle evi yakmaya karar verdim. Benzin bidonunu evin içine attım. Konuşmak için oraya gittiğimden hiç kimsenin haberi yoktu. Beni yönlendiren kimse olmadı. 'Azmettirmek' diyorlar. Ben böyle bir kelimenin anlamını bile bilmiyordum bugüne kadar."