Eski AK Partili isimlerden Numan Kurtulmuş’a farklı tepki

Haber Merkezi -  AK Partili eski bakan Hüseyin Çelik, Anayasa'nın 3’üncü maddesiyle ilgili sözleri tartışma yaratan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a tepki göstererek, "Kendisi 3. madde tartışması başlattı. Ayar verildi, sonra çark" ifadelerini kullandı. AK Partili eski vekil Mehmet Metiner ise, “TBMM Başkanımıza yönelik başlatılan siyasi linçi kınıyorum” diyerek tepki gösterdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş'un Anayasa'nın 3’ün maddesine ilişkin açıklaması büyük yankı uyandırdı.

Kurtulmuş, 10 Ekim Perşembe günü Ankara'daki Gazi Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı açılışı töreninde yaptığı konuşmada, Anayasa'nın 3. maddesindeki, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü" tabirinin de değişmesi gerektiğini söyleyerek, "Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz. Bu metin, 'Milletin devleti ve ülkelisiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde ifade edilmelidir. Bu seçkinci, devletçi anlayışın da yeni anayasada milletin gücü üzerine yükselen bir devlet anlayışıyla yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum" demişti.

Kurtulmuş'un bu ifadeleri muhalefet tarafından tepkiyle karşılandı.

"Ayar verildi, sonra çark"

AK Parti kurucusu, eski Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Hüseyin Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Kurtulmuş'un geri adım atmasına tepki göstererek, sert ifadeler kullandı.

Hüseyin Çelik, şunları kaydetti:

"TBMM, hiçbir dönem bu kadar etkisiz ve yetkisiz olmamıştı. Has Parti başkanı iken Ak Parti’ye ve Sayın Erdoğan’a demediğini bırakmayan Sayın Kurtulmuş, arkadaşlarını satarak Ak Parti’ye yamanmış ve bugün Meclis Başkanı! Kendisi 3.Madde tartışması başlattı. Ayar verildi! Sonra ÇARK!"

“Kurtulmuş’un her zaman millet eksenli bir anlayışı oldu”

AK Parti eski milletvekili Mehmet Metiner ise Kurtulmuş’a destek verdi.

Metiner, sosyal medya hesabından “NUMAN KURTULMUŞ NE DEDİ DE LİNÇ EDİLİYOR?” başlıklı değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:

“TBMM Başkanımız Numan Kurtulmuş devleti değil milleti merkeze alan bir bölünmez bütünlük tanımının daha doğru olduğunu söylüyor. Ama o birileri bunu sanki Kurtulmuş millet, devlet ve ülke bütünlüğünden rahatsızmış gibi sunup suçlama konusu yapıyor.

Kurtulmuş’un bölünmez bütünlük kavramıyla ilgili bir sorunu hiç olmadı. Ama Kurtulmuş’un her zaman millet eksenli bir anlayışı oldu.

Devletin ve ülkenin millet için var olduğunu söylemek, bunu bu şekilde ifade etmenin millet iradesini her şeyden üstün tutmanın daha doğru olduğunu beyan etmek nasıl bölünmez bütünlüğe karşı çıkmak anlamına geliyor, anlamak güç doğrusu.

“Devlet dahi halk içindir” diyen anlayışın başka bir ifadesi olan bu sözün devlet ve ülke düşmanlığına vardırılacak boyutlara taşınması, siyasi tartışma kültürümüzün hem anlamadan hem de demokrasiden ne kadar uzak olduğunun üzücü bir göstergesidir.

Anayasanın ilgili maddesinin millet merkezli bu anlayış temelinde yeniden yazımını talep etmek, o maddedeki bölünmez bütünlük hassasiyetine karşıtlık anlamına gelmez, tam tersine bu vazgeçilmez hassasiyetin gerçek cumhuriyet ve demokrasi anlayışıyla yerli yerine oturtulması anlamına gelir.

Anayasa metinlerini ifade biçimleriyle dahi kutsal dogma olarak kabul edenler ne yazık ki ifade biçiminin değişimine yönelik bir talebi bile devlet ve ülke düşmanlığına dönüştürüp bir linçe dönüştürebiliyorlarsa, üstelik bunu TBMM Başkanına yapabiliyorlarsa sorarım size nasıl milletin istediği özgürlükçü bir anayasanın yapımı gerçekleştirilebilir?

“Millet eksenli devlet ve ülke tanımı”nın esas alındığı bir bölünmez bütünlük anlayışını esas almak gerektiğini ve yeni anayasada bu ifade biçiminin yer alması gerektiğine inandığını söyleyen TBMM Başkanımıza yönelik başlatılan siyasi linçi kınıyorum.

“Devletin milleti” olmaz, “Milletin devleti ve ülkesi” olur.

Bu bir zihniyet ayrışmasıdır.

Ama bölünmez bütünlük sorunu değildir.

Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü anlayışını savunmak, bölünmez bütünlükte en başa milleti oturtmakla alakalı bir anlayışın ifadesidir.

Devlet hakimiyetle alakalı bir siyasal aparattır.

Ve hakimiyet de bilâ kayd u şart milletindir.

Numan Kurtulmuş’un dediği de bundan ibarettir.

Bu sözün ilk 4 maddenin değiştirilmesiyle alakası, sadece ifade biçimi değişikliğinden ibarettir.

Devletin de ülkenin de sahibi millettir demeyeceksek, bunun bu şekilde anayasamızda derc edilmesi gerektiğine dair fikrimizi dahi beyan etme özgürlüğüne sahip olamayacaksak, o zaman biz hangi cumhuriyeti ve demokrasiyi savunuyoruz söyler misiniz?

Milleti ve ülkeyi devlete ait gören veya devleti milletin üstünde gören ve/ya da kendini devletin sahibi olarak görüp devlet marifetiyle millet oluşturmaya kalkışan o malum devletçi seçkinlerin tariflerini değiştirilemez gören bir anlayışla ne yeni bir anayasa yapabiliriz ne de milletin istediği özgürlükçü bir anayasa.”